Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 909 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 22578 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiTrafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanık ...'in TCK'nın 179/3-2, 62, 53/1, 50/3, 52/1-2-4. maddeleri uyarınca 500,00 TL adlî para cezası ile cezalandırılmasına, aynı Kanun'un 58. maddesi uyarınca cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına dair İskenderun 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 05/09/2013 tarihli ve 2012/987 esas, 2013/646 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.TCK'nın 58, 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun'un 106 ve 108. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, sadece özgürlüğü bağlayıcı cezaların mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesinin mümkün olduğu, adlî para cezalarının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine imkân sağlayan bir düzenlemenin bulunmadığı gözetilmeden, sanık hakkında tekerrür hükümlerinin uygulanmasına kararı verilmesi ayrıca TCK'nın 53. maddesi gereğince, adlî para cezasına mahkûmiyet hâlinde anılan maddenin 1. fıkrasındaki hak yoksunluklarına hükmedilemeyeceği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, CMK'nın 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 12.11.2014 gün ve 94660652-105-31-1591-2014/19912/67595 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 24.11.2014 gün ve 2014/376336 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;Dosya incelenerek gereği düşünüldü:TCK'nın 58/6. maddesinde tekerrür halinde hükmolunan cezanın mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirileceği ve ayrıca mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının öngörüldüğü, mükerrirlere özgü infaz rejimi ve denetimli serbestlik tedbirlerinin yer aldığı 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanunun 108. maddesinde ise, yalnızca mükerrirler hakkında tayin olunan özgürlüğü bağlayıcı ceza olan hapis cezalarının ne şekilde infaz edileceği belirtilmiş olup, bu maddede adli para cezasının infazı konusunda herhangi bir düzenlemenin bulunmadığı, 5275 sayılı Kanunun 106. maddesinde adli para cezasının infazı düzenlenmiş olup, bu maddede mükerrirler hakkında hükmolunan adli para cezasının infazına ilişkin bir düzenlemeye yer verilmediği, bu durumda, TCK'nın 58, 5275 sayılı Kanunun 106 ve 108. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, sanık hakkında adli para cezasına hükmedildiği için, hükümlülük kararında, mükerrirlere özgü infaz rejiminin ve cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanacağının belirtilemeyeceği ayrıca TCK'nın 53/1 maddesinin hapis cezasının kanuni sonucu olarak uygulandığı gözetilmeden adli para cezasına mahkûm edilen sanık hakkında TCK'nın 53/1. maddesinin uygulanmasına karar verilmesinde de isabet görülmediğinden, Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, ... 2. Sulh Ceza Mahkemesinin 05/09/2013 tarihli ve 2012/987 esas, 2013/646 sayılı kararının CMK'nın 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, CMK'nın 309/4-d maddesindeki “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay Ceza Dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme gereği bozma nedenine göre uygulama yapılarak, hüküm fıkrasından TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin 3. bendinin ve tekerrür hükümlerinin uygulanmasına ilişkin 6. bendin çıkarılmasına, hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın ve müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 21.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.