Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 872 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 12762 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Özel hayatın gizliliğini ihlalHüküm : TCK'nın 134/1, 43/1, 62/1, 51/1-3, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyet Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Mahalli Cumhuriyet savcısının ve katılanın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1) Sanığın çekim yaptığı tarihler 14.12.2012, 28.12.2012, 11.01.2013 ve 25.01.2013 olmasına rağmen suçun işlendiği tarihin gerekçeli karar başlığına 25.02.2013 olarak yazılması suretiyle CMK'nın 232/2-c madde, fıkra ve bendine aykırı hareket edilmesi, 2) Sanık ...'in, 7 yıldır fiilen ayrı yaşadığı resmi nikahlı eşi olan mağdur ...'nın oturduğu eve, çocukları ile görüşmek için gittiği zamanlarda, konuşulanları ve evin görüntülerini, cep telefonu ile gizlice kaydetmek suretiyle TCK'nın 134/1. madde ve fıkrasındaki özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, Şikayete konu kayıtları içeren CD'lerin taraflar arasındaki boşanma davasının görüldüğü Ankara 9. Aile Mahkemesinin 2012/1002 esas sayılı dosyasına sunulduğu anlaşılmakla, anılan mahkemeden CD'ler istenip incelenerek ve söz konusu mahkemeye sunulan 27.03.2013 tarihli 25 sayfalık bilirkişi raporunun tamamının onaylı örneği dosyaya konularak, gerektiğinde yeniden alınacak bilirkişi raporu ve beyanlarla; çekimin mağdurun bilgisi ve rızası dışında yapılıp yapılmadığı, kaydedilen konuşmaların hangi tarihte, nerede ve kimler arasında geçtiği, kayda alınan konuşmaların özel bir gayret gösterilmeksizin başkaları tarafından da duyulabilen aleni konuşmalar olup olmadığı, mağdurun özel yaşam alanına ilişkin ve özel hayatının gizliliğini ihlal edecek nitelikte bir görüntünün ve/veya konuşmanın kaydedilip kaydedilmediği hususları açıklığa kavuşturulup, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, mağdur tarafından bir kısmı dosyaya sunulan onaysız fotokopiden ibaret 27.03.2013 tarihli bilirkişi raporu hükme esas alınıp, eksik incelemeye ve yetersiz gerekçelere dayalı olarak sanık hakkında zincirleme şekilde özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı mahkumiyet kararı verilmesi, 3) 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun'un 81. maddesi ile yapılan değişiklikle TCK'nın 134. maddesinin 1. fıkrasının 1. cümlesindeki ceza miktarının bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası olarak belirlendiği, aynı madde ve fıkranın ikinci cümlesi gereğince, gizliliğin görüntü veya seslerin kaydedilmesi suretiyle gerçekleşmesi halinde verilecek cezanın bir kat artırılacağının düzenlendiği gözetilmeksizin, sanığa TCK'nın 134. maddesinin 1. fıkrası gereğince 1 yıl hapis cezası hükmedilip, hükmolunan cezada, aynı madde ve fıkranın ikinci cümlesi gereğince bir kat artırım yapılmaması suretiyle eksik ceza tayini, kanuna aykırı, 4) Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde, TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar”, diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi ve Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararı uyarınca TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendinde düzenlenen “seçme ve seçilme ehliyetinden ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmasına” hükmünün iptal edilmesi nedeniyle iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup, mahalli Cumhuriyet savcısının ve katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 08.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.