Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 849 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 23124 - Esas Yıl 2014





Tebliğname No : 12 - 2014/158520Mahkemesi : Tokat 1. Asliye Ceza MahkemesiKarar Tarihi : 31/01/2014Numarası : 2012/724-2014/50Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılık2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete'de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen "maliklere tebliğ" usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete'de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği; Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; Sanık F.. A..'un, mülkiyeti kendisine ait olan taşınmazın yıkılması talebini içeren, İl Özel İdaresine hitaben yazdığı 28/09/2012 tarihli dilekçesine istinaden Koruma ve Uygulama Denetim Bürosu uzmanları tarafından mahallinde yapılan incelemeler neticesinde, iki katlı ahşap evin 2863 sayılı Kanunun 6. maddesinde yer alan özellikleri taşımadığına dair rapor tanzim edildiği, Tokat İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü tarafından Sivas Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na gönderilen 03/04/2012 tarihli yazı ile, yıkım isteminin değerlendirilmesinin talep edildiği, 30/04/2012 tarihinde yapılan şikayet üzerine KUDEB uzmanlarınca yerinde yapılan denetimde, Kurul gündeminde görüşülüp sonuçlanmadan yapının tamamen yıkılmış olduğunun tespit edilmesi üzerine Sivas Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 30/05/2012 tarih ve 300 sayılı kararı ile, 3. derece kentsel sit alanında ve tescilli yapıların etki alanında yer alan yapının izinsiz yıkılması nedeniyle 2863 sayılı Kanunun 9. ve 65. maddeleri gereğince işlem yapılmasına karar verildiği, sanık R.. T..'ın aşamalardaki savunmasında, taşınmaz maliki sanık Fikri ile evin yıkımı konusunda sözleşme imzaladıklarını, sanık Fikri'nin yıkım işlemi için gerekli izinleri almaya çalıştığını, bu izinleri alıncaya dek beklemesini istediğini, daha sonra kendisine gerekli izinleri aldığını söylediğini, ancak buna ilişkin bir belge göstermediğini, kendisinin de sormadığını, davaya konu yerin kentsel sit alanında kaldığını bilmediğini, bilseydi taşınmazı yıkmayacağını beyan ettiği, sanık F...'nin de, aralarındaki bu sözleşmeyi dosyaya ibraz ettiği ve yapının yıkımı için ilgili kurumlara müracaat ettiğini, bölgenin sit alanında kaldığını bildiğini, Koruma Kurulundan yetkililerin taşınmazda incelemeler yaptıklarını ancak nasıl bir rapor düzenlediklerini bilmediğini, kendisine “yık ya da yıkma” şeklinde bir telkinlerinin olmadığını beyan ettiği anlaşılmakla,1) Sanık R.. T..'ın beraatine ilişkin temyiz itirazlarının incelinmesinde:Sanığın, davaya konu yapının yıkımı konusunda anlaştığı sanık F...'ye, yıkım sonunda çıkan tahtaları evinde yakmak için 2000 TL para ödediği, davaya konu yerin sit alanında kaldığını bilmediğine dair beyanının aksine delil bulunmadığı gibi, sanıktan bu yerin niteliğini araştırma yükümlülüğünün beklenmesinin de hayatın olağan akışına aykırı olduğu, bu itibarla mahkemece sanık R.. T..'ın beraatine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, Yapılan yargılama sonunda, atılı eylemin suç olarak düzenlenmediği gerekçeleri gösterilerek, mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, eksik inceleme ile hüküm tesis edildiğine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 2) Sanık F.. A..'un beraatine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince:Dosya kapsamından davaya konu yerin sit alanında kaldığını bildiği anlaşılan sanık F.. A..'un, taşınmazın yıkımına ilişkin olarak ilgili kurumlara müracaat ettikten sonra ilgili Koruma Kurulu'nun nihai kararını beklemeden, izinsiz müdahalede bulunarak taşınmazın yıkımına sebebiyet verdiği sabit olmakla, sanığın atılı suçtan mahkumiyeti yerine, hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 21/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.