Mahkemesi : Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Sanıklar hakkında beraat 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, mahalli Cumhuriyet savcısı ve şikayetçi kurum vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1-Şikayetçi kurum vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde; ... Bakanlığı'nı temsile yetkili ... Koruma Bölge Kurulu adına çıkartılan duruşma gün ve saatini bildirir davetiyenin 08/10/2013, ... Müdürlüğü adına çıkartılan davetiyenin ise 26/09/2013 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına karşın, hüküm tarihine kadar duruşmalara gelinip, katılma isteminde bulunulmadığı, bu kapsamda şikayetçi kurumun hükmü temyiz etme hakkı ve yetkisinin olmadığı anlaşıldığından 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 317. maddesi uyarınca temyiz isteminin REDDİNE, 2-Mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre mahalli Cumhuriyet savcısının, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı, belirtilen değişiklik öncesinde işlenen suçlar bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği; Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde, ...Koruma Bölge Kurulu'nun 21/07/2011 gün, 7377 sayılı kararı ile 2. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde yer alan, ... ili, .. ilçesi, .. köyü, .. mevki, 797 parsel üzerindeki yapıda, izinsiz inşai müdahalelerde bulunulduğunun tespiti üzerine yapı maliki olan sanık ... ile suça konu uygulamaları müteahhit vasfı ile üstlenen sanık ... hakkında açılan kamu davası ile ilgili olarak, sanıkların dosya kapsamında mevcut ifadeleri incelendiğinde, bahse konu yerin doğal sit alanı sınırlarında kaldığını bildiklerine ilişkin herhangi bir beyanda bulunmadıkları görülmekle, öncelikle, suça konu bölgenin sit alanı olarak tesciline ilişkin koruma bölge kurulu kararının ilan edilip edilmediği hususu araştırılıp, ilan edilmiş ise tutanağın bir örneği dosyaya getirtilip, bölgenin bu niteliğinin çevrede yaşayan kişiler tarafından yaygın olarak bilinip bilinmediği hususu da araştırılarak, bu şekilde müdahalede bulunulan yerin 2. derece doğal sit alanı içerisinde kaldığının sanıklar tarafından bilinmesi gerekip gerekmediği hususu tereddütsüz biçimde tespit edilip, bilindiğinin anlaşılması halinde, mahallinde, fen bilirkişi ve inşaat mühendisi ile keşif yapılarak, tek yapı ölçeğinde tescilli olmamasına rağmen sit alanlarında bulunan yapıların iç kısmında ve dışa yansımayan nitelikteki müdahalelerin 2863 sayılı Kanun kapsamında suç oluşturmayacağı hususu da dikkate alınarak, sadece dışa yansıyan müdahalelerle sınırlı olarak suça konu uygulamalar tek tek belirlenip, uygulamaların 2863 sayılı Kanun 9. maddesi kapsamında inşai ve fiziki müdahale ya da İmar Kanunu'nun 21/3 maddesi kapsamında ruhsat almayı gerektirmeyen basit tadilat kapsamında kalıp kalmadığı hususu açıklığa kavuşturulup; Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak tamirat ve tadilat yapanlar ile izinsiz inşai ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle il özel idaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, “2863 sayılı yasada 6498 sayılı yasa ile yapılan değişikliğin sanıkların lehine olduğu, yapılan yasal düzenlemelerle sit alanı ilan edilen taşınmazların sit alanı ilan edildiğinin tapu siciline şerh edilmesinin ve maliklere tebligat yapılmasının suçun maddi unsuru haline geldiği, suça konu taşınmazın sit alanı olduğuna ilişkin tapu kaydında herhangi bir şerh olmadığı ve bu sebeple sanıkların üzerine atılı suçun yasal unsurlarının oluşmadığı” gerekçesi ile beraatlerine ilişkin yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı olup, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 20/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.