Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 8469 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 6090 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHüküm : CMK'nın 231/11. gereği açıklanan TCK'nın 179/2, 62, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyetTrafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Denetim süresi içerisinde kasten yeni bir suç işleyen sanık hakkında, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan, 14.01.2009 tarihli 2007/240 -2009/18 sayılı hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına konu hüküm, CMK'nın 231/11. maddesi uyarınca açıklanmakla, sanık tarafından temyiz edilen hüküm incelendi; Olay günü gündüz vakti, meskun mahalde, tek yönlü yolda, sanığın, idaresindeki motorsiklet ile dört yönlü kavşağa yaklaştığında kendi istikametine kırmızı ışık yanmasına rağmen ışığa uymayarak kavşağa girdiği sırada, sanığın seyir yönüne göre kavşağa sağ taraftan giren tanığın idaresindeki otomobille çarpıştığı olayda tanığın ve sanığın anlatımları gözetildiğinde TCK'nın 179/2. maddesindeki trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun unsurlarının oluştuğu, mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla tebliğnamedeki 1 no’lu görüşe, 05.07.2012 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 Sayılı Kanunun 100. maddesiyle 5271 sayılı CMK'nın 324/4. maddesinde eklenen “Devlete ait yargılama giderlerinin 21/7/1953 tarihli ve 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanunun 106 ncı maddesindeki terkin edilmesi gereken tutarlardan az olması halinde, bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilir.” hükmü uyarınca belirli miktardaki yargılama giderlerinin Hazine üzerinde bırakılmasına karar verilmesi esası benimsenmiş ise de, incelemeye konu dosyada hükümden önce yapılan yargılama giderlerinin 18,00 TL olduğu anlaşılmakla birlikte kanun yollarına başvuru halinde yapılan yargılama giderlerinin de belirli koşullar altında CMK'nın 330. maddesi uyarınca sanığa yüklenmesi gerektiği dolayısıyla bu aşamada henüz yargılama giderlerinin miktarının tam olarak belirlenmediği, hükümden sonra yapılan ve tahsili gereken yargılama giderlerinin ilave edilmesi halinde miktarının terkin sınırlarını aşabileceği ve infaz aşamasında da bu hususun gözetilebileceği anlaşılmakla CMK'nın 324/4. maddesi uyarınca bu giderin Devlet Hazinesine yüklenmesine karar verilmesi gerektiğine ilişkin tebliğnamedeki 3 no’lu bozma görüşüne iştirak olunmamıştır.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın ertelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş bulunan sanık hakkında tayin edilen 25 gün hapis cezasının 5237 sayılı TCK’nın 50/3. maddesi uyarınca maddenin 1. fıkrasında yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinin zorunlu olduğunun gözetilmemesi,Kabule göre de sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.l0.2015 tarihli, 2014/140 -2015/85 sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması,Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 12.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.