Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8369 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17129 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Özel hayatın gizliliğini ihlal, tehditHüküm : Beraat Özel hayatın gizliliğini ihlal ve tehdit suçlarından sanığın beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya kapsamına göre, sanık ...'in, resmi nikahlı eşi olan katılan ... ile fiilen ayrı oldukları dönemde, katılana ait elektronik posta adresinin internet şifresini, hakkı bulunmadığı halde kullanmak suretiyle katılanın elektronik posta adresine girip, burada yer alan tüm yazışmaları okuduğu; ayrıca, katılanın hayatına yönelik bir saldırı gerçekleştireceğinden bahisle onu tehdit ettiği iddialarına konu olayda, Katılan tarafından ismi bildirilen tanık ..., sahibi olduğu firmada bir süre müdür olarak çalışan sanıkla telefonda konuştukları bir gün, sanığın, katılanın elektronik posta adresinin internet şifresini ele geçirdiğini kendisine söylediğini beyan etmiş ise de, adı geçen tanığın kendi ifadesinden anlaşılacağı üzere, tanık ... ile sanık arasında husumet olup, maddi delille de desteklenmeyen tanık beyanına itibar edilemeyeceği, tanık ...'un sahibi olduğu sitede görevli olan, katılanın ismini bildirdiği diğer tanık ..., 2011 yılı Nisan ayında gördüğü sanık tarafından, eşi ...'nin gıyabında, “Mahkeme bittikten sonra ...'den hesap soracağım. İstanbul ilindeki arsayı yedirmeyeceğim, satsa bile parasını alacağım, vermek zorunda. Hatta 10.000 TL para vererek adam tuttum, sıktıracağım, vurduracağım, ülkede yaşatmayacağım” şeklinde sözler sarf edildiğini beyan etmiş ise de, adı geçen tanığın sanıkla husumeti olan tanık ...'un çalışanı olması ve sanık tarafından da böyle bir konuşmanın doğrulanmaması karşısında, soyut aşamada kalan tanık ...'ın ifadesinin, tek başına, sübuta yeter delil olarak kabul edilemeyeceği, dosyada mevcut mesaj tespit ve telefon inceleme tutanaklarına göre, sanığın kullanımındaki GSM hattından, katılanın telefonuna gönderilen mesajlarda, tehdit içerir herhangi bir ibare bulunmadığı da anlaşılmakla, Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin sübuta ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 13/5. maddesi gereğince, beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına hükmedilen maktu vekalet ücretinin, devlet hazinesi yerine, katılandan alınmasına karar verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 3. paragrafının, “Beraat eden ve kendisini vekil ile temsil ettiren sanık yararına, hazine aleyhine, karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 13/5. maddesi gereğince, 600,00 TL maktu vekalet ücreti tayin edilmesine” şeklinde değiştirilmesi ve hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 07.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.