Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8333 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 3846 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi : Asliye Ceza MahkemesiSuç : Özel hayatın gizliliğini ihlalHüküm : TCK'nın 134/1-2.cümle, 43/1-2, 62/1, 53/1. maddeleri gereğince mahkumiyetÖzel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Oluşa ve dosya kapsamına göre; nişanlı olan katılanların, sanıkla birlikte aynı okulda öğretmen olarak görev yaptıkları, sanığın, katılanların giriş kapısı açık olan müdür odasında bulundukları sırada, ayakta iken omuz omuza birbirlerine sarılarak birbirlerinin ellerinden tuttukları ana ait görüntüleri kendi cep telefonu kamerası ile kayda alarak, katılanların uygunsuz hareketleri olduğundan bahisle milli eğitim müdürlüğüne ihbarda bulunduğu ve disiplin soruşturması sırasında bu görüntüleri delil olarak sunduğu olayda,Katılanların, ayakta iken omuz omuza birbirlerine sarılarak birbirlerinin ellerinden tuttukları ana ait görüntülerin kameraya kaydedilmesi eylemininin, kişilerin huzur ve sükunun bozma suçunu değil, TCK’nın 134/1-2.cümlesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu oluşturduğu, bu görüntülerin disiplin soruşturmasında ifadesinin alındığı sırada ilgililere verme eyleminde ise, hukuka aykırılık bilinciyle hareket ettiği kabul edilemeyeceğinden TCK’nın 134/2.maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ifşa suçunun oluşmayacağı anlaşıldığından, tebliğnamede eylemin kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu gerekçesiyle bozma öneren görüşe iştirak edilmemiş, mahkemece sanığın üzerine atılı eylemin sübut bulduğu kabul edilerek mahkumiyet kararı vermesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin ve katılanlar vekilinin, sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;TCK'nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçunun, aynı Kanunun 139/1. maddesi uyarınca soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlı olup, katılanların her ikisinin, temyiz aşamasında verdiği 30/03/2015 hakim havale tarihli dilekçeyle sanığa yönelik şikayetlerinden vazgeçtiğini ifade etmeleri ve sanık müdafiinin 15/04/2015 tarihli dilekçesiyle katılanların şikayetten vazgeçmeleri nedeniyle düşme kararı verilmesi talebinde bulunması karşısında, katılanların şikayetten vazgeçmeleri nedeniyle sanık hakkında açılan davanın düşme kararı verilmesi gerektiği anlaşılmakla,Hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanık hakkındaki davanın TCK'nın 73/4. ve CMK'nın 223. maddeleri gereğince DÜŞMESİNE, 18/05/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.