Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 8271 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 17956 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle yaralamaHüküm : TCK’nın 89/4, 62/1,50/1-a, 52/4, 50/6, 53/6. maddeleri uyarınca mahkumiyet Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanığın gelmekte olduğu yönde sağa mecburi yön levhası bulunmasına rağmen sanığın idaresindeki araçla geldiği sokaktan kavşağa girip karşıya geçtiği sırada anayoldan gelen araca çarpması sonucu meydana gelen olayda bilinçli taksirin koşullarının oluştuğunun gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın kusura ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Sanık hakkında hükmedilen 10 ay hapis cezasının paraya çevrilmesi sırasında, adli para cezasının miktarının takdiri işleminde uygulanan TCK'nın 52/2. maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,2-Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm kısmında, sanığa hükmolunan kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, sanık hakkında belirlenen tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK'nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi, 3- Para cezasının TCK 52/4 maddesi uyarınca taksitlendirilmesi sırasında, ödenmeyen para cezalarının hapse çevrileceğinin ihtar edilmemiş olması,4-TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan "yaptırımın" ibaresinin 01/03/2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 26/02/2008 tarih 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile "tedbirin" olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının "a" bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK'nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlediği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususların aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 6. paragrafında yer alan "takdiren" ibaresinden önce gelmek üzere "TCK'nın 52/2 maddesi uyarınca" ibaresinin eklenmesi, “6.000 TL” ibaresinden önce “300 gün karşılığı” ibaresinin yazılması, hükmün 7. paragrafının sonuna “ödenmeyen adli para cezalarının hapse çevrileceğinin sanığa ihtarına" ibaresinin eklenmesi ve 8. paragrafın hükümden çıkarılması suretiyle hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 03.04.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.