Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7363 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 4797 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiKarar Tarihi : 10/06/2014Suç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Beraat2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete'de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen "maliklere tebliğ" usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete'de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı;Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği; Bu bilgiler ışığında somut olay değerlendirildiğinde; İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 12/07/1995 tarih ve 6848 sayılı kararı ile tescilli Tarihi Yarımada Kentsel ve Tarihi Sit sınırları içerisinde kalan, anılan Kurulun 25/01/2005 tarih ve 405 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen Fatih Belediyesi, ... Mahallesi, ... Caddesi, ... ada ... no'lu parseldeki taşınmaz ile evvelce birleştirilmiş olan tescilsiz ... ada ... no'lu parselde yer alan binada, Fatih Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü tarafından yapılan incelemelerde, 1. normal kata çıkış merdiveninin kaldırıldığı, eski eser binanın zemin katına şap atılmış olduğu belirlenerek faaliyetin durdurulduğu, Kurul uzmanları tarafından ... ada ... no'lu parseldeki binada 11/05/2012 tarihinde yapılan incelemelerde, bodrum+zemin+iki normal ve çatı katlı kagir yapının tüm katlarında konaklama maksadıyla kullanılmak üzere devam eden izinsiz inşai faaliyetin tespit edildiği, ... ve ... no'lu parseller arasında her kat seviyesinde geçişler bulunduğunun belirtildiği, dosya kapsamında mevcut taşınmaz kaydı incelendiğinde, ... ada ... no'lu taşınmazın sanık ...'ün annesi ...'e ait olduğu, taşınmazın 30/04/1998 tarihinde edinildiği, beyanlar hanesine 05/09/2005 tarihinde korunması gerekli kültür varlığı olduğuna dair şerh verildiği, taşınmaz ile sanık ...'un ilgilendiği, sanık ...'nun da 11 yıldır taşınmazda kiracı olduğu, sanık ...'un savunmasında, yapının tescilli eser olduğunu bilmediğini, elektrik ve su tesisatını yenilemek için belediyeye müracaat ettiğinde kendisine yapının tescilli olduğunun söylendiğini, sanık ...'in de, 2012 yılında sadece elektrik ve su tesisatını yenilediklerini, tadilat için mal sahibine yeri bıraktıklarını beyan ettikleri, mahkemece yapılan araştırmada, yapının, korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edildiğine dair herhangi bir tebligat yapılmadığının tespit edildiği anlaşılmakla, mahkemece, öncelikle sanık ...'un elektrik ve su tesisatını yenilemek için müracaatta bulunduğu tarihin ilgili Belediyeden sorularak, davaya konu müdahalelerin bu tarihten sonra taşınmazın korunması gerekli kültür varlığı olduğunun öğrenilmesine rağmen yapılıp yapılmadığının tespit edilmesi ve İstanbul I Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 12/07/1995 tarih ve 6848 sayılı, davaya konu taşınmazın Tarihi Yarımada Kentsel Ve Tarihi Sit sınırları içerisinde kaldığına dair kararının mahallinde usulüne uygun vasıtalarla ilan edilip edilmediği araştırılarak, suç tarihinden önce ilanın yapıldığının tespit edilmesi halinde, mahallinde konusunda uzman inşaat bilirkişiler marifetiyle keşif icra edilerek, sanıklar tarafından yapılan müdahalelerin esaslı ya da basit müdahale olup olmadığı, tescilli kültür varlığının zarara uğrayıp uğramadığı, özgün yapısını kaybedip kaybetmediği her türlü şüpheden uzak biçimde belirlenip, müdahaleler nedeniyle zarar tespiti halinde “kültür varlığına kasten zarar verme”, ruhsata tabi inşai ve fiziki müdahale kapsamında bulunduğunun belirlenmesi durumunda 6498 sayılı Kanun ile değişik 65/1-2. cümlesi uyarınca cezalandırılmaları; müdahalelerin ruhsata tabi olmayan, "basit onarım" niteliğinde olduğunun belirlenmesi halinde ise, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/4. maddesi ile cezalandırılmaları; davaya konu taşınmazın bulunduğu ilde suç tarihi itibariyle büyükşehir belediyesi veya il özel idaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilerek, hükümden önce 08/10/2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanun'un 65. maddesinde yapılan değişiklikler de dikkate alınarak, sanıkların hukuki durumlarının tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.