Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiHüküm : Davanın kısmen kabulü ile 44.315,57 TL maddi, 170.000 TL manevi tazminatın davalı Hazineden alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili ve davacı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre, davacı vekili ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacı lehine hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar yasal faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda çok fazla manevi tazminata hükmolunması,2-Maddi tazminat miktarının tayin ve tespitine esas alınan bilirkişi raporunda, davacı lehine hükmedilecek maddi tazminatın, davacının gözaltına alındığı 23.07.2007 tarihi ile ... Ağır Ceza Mahkemesinin 2004/53 esas, 2004/70 karar sayılı ceza dava dosyasına ilişkin ilamdaki mahkumiyet hükmünün infazına başlandığı 23.12.2011 tarihi arasındaki süre yerine, davacının tahliye edildiği 08.03.2012 tarihine kadar olan sürenin tamamı üzerinden maddi tazminat miktarının tespit edildiğinin dikkate alınmaması suretiyle, davacı yararına fazla maddi tazminata hükmedilmesi ve davacının tutuklu kaldığı sürenin aynı dosyada verilip kesinleşen hapis cezasından mahsup edilip edilmediği tereddüde yer verilmeyecek ve Yargıtay denetimine olanak sağlayacak şekilde tespit edilerek, mahsup durumunun tespit edilmesi halinde mahsup durumu dikkate alınarak, hak ve nasafet ilkelerine uygun maddi tazminat ile sembolik bir miktar manevi tazminata hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,3-29/05/1957 tarih ve 4-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği üzere, vekalet ücreti, yargılama giderleri kapsamında olup bu hakkın asıl davadan bağımsız olarak dava konusu yapılamayacağı ancak ait olduğu davada hüküm altına alınması gereken ve ilgili davada temyizen incelenebilecek haklardan olduğundan, ceza davasında ödenmeyen vekalet ücretinin, maddi tazminat kapsamında ayrıca dava konusu edilemeyeceği anlaşılmakla birlikte, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyasında beraatine hükmedilen davacının kendisini vekil ile temsil ettirmiş olması nedeniyle, beraat hükmünün verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi üzerinden lehine ''2.400'' TL maktu vekalet ücretine hükmedildiği gözetilmeden, ceza dava dosyasına ilişkin olarak farklı tarihlerde düzenlenmiş onaysız (fotokopi) serbest meslek makbuzlarındaki miktarların tamamının (10.620 TL) maddi tazminat kapsamında hüküm altına alınması suretiyle, davacı yararına fazla maddi tazminata hükmedilmesi,4-Yapılan temyiz incelemeleri sırasında, aynı konu ve tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla dava açıldığının tespit edilmesi nedeniyle, hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, davacı lehine aynı konu ve tutuklama nedenine dayalı açılmış başka dava bulunup bulunmadığının, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden sorgulanıp, ilgili maliye hazinesinden sorularak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,İsabetsiz olup, davalı ve davacı vekillerinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 04.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.