Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürme Hüküm : TCK'nın 85/2, 62, 50/1-4, 52/4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle öldürme suçundan sanıkların mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, sanıklar müdafileri ve katılanlar vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü; Olay tarihinde, gündüz saatlerinde bölünmüş, tek yönlü yolda sanık ...'un idaresindeki ambulans ile sol şeritte seyri sırasında önünde aynı istikamette seyretmekte olan sanık ...'ın yönetimindeki otomobile ışıkla, sirenle ve sinyalle ikazda bulunması üzerine ambulansa yol vermek isteyen sanık sürücü ...'ın hızını azaltmadan aracını sağ şeride geçirdiği sırada sağ şeridin mucurlu ve gevşek zeminli olmasından dolayı direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu aracının kendi etrafında dönerek kendisini sollamakta olan ambulansın şeridine girdiği ve sanık ...'ın aracının sol yan kısmı ile ambulansın sağ yan kısmına çarpması ve sürtünmesi neticesinde her iki aracın da gidiş istikametine göre orta refüje ve yolun solundaki diğer şeritlere geçip takla atmaları neticesinde meydana gelen olayda her ne kadar alınan bilirkişi raporlarında sanıklardan ...'ın asli, sanık ...'un tali kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, sanık ...'un aracında taşıdığı hastanın acil bir durumu olmamasına ve geçiş üstünlüğü hakkını kullanmasını gerektirir bir zorunluluk da bulunmaması nedenleri ile mahkemenin sanıkların eşit kusurlu olduklarına ilişkin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığından tebliğnamedeki birinci bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; sanık ... müdafinin kusur durumuna ve eksik incelemeye sanık ... müdafinin kusura, katılanlar vekilinin ise her iki sanık yönünden cezanın az olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında uygulanan kanun maddesinin eksik gösterilmesi ile adli para cezasının gün karşılığının belirlenmesi sırasında uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi, 2- TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırımın” ibaresinin 01/03/2008 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan 26/02/2008 tarih 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım, diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu, TCK'nın 50/6. maddesinde hüküm kesinleştikten sonra Cumhuriyet savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi,Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, sanık ... hakkındaki hüküm fıkrasının 5. paragrafındaki “TCK'nın 50/1” ibaresi çıkartılarak yerine “TCK'nın 50/1-a” ibaresinin ve aynı paragraftaki “ göre” ibaresinden sonra gelmek üzere “TCK'nın 52/2. maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesi ve 7. paragrafının hükümden çıkarılmasına, sanık ... hakkındaki hüküm fıkrasının 4. paragrafındaki “TCK'nın 50/1” ibaresi çıkartılarak yerine “TCK'nın 50/1-a” ibaresinin ve aynı paragraftaki “ göre” ibaresinden sonra gelmek üzere “TCK'nın 52/2. maddesi gereğince” ibaresinin eklenmesi ve 6. paragrafının hükümden çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24/03/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.