Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 7240 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18971 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuçlar : Taksirle yaralama, trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHükümler : 1- Taksirle yaralama suçundan: TCK'nın 89/1, 89/2-b-e, 22/3, 62, 51. maddeleri gereğince mahkumiyet 2- Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan: TCK'nın 179/3. maddesi atfıyla aynı Kanun'un 179/2, 62, 51. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Mağdur... soruşturma evresinde uzlaşmak istemediğini beyan etmesinden dolayı uzlaştırmanın sonuçsuz kaldığı belirlenerek yapılan incelemede: Oluşa ve kabule göre; 126 promil alkollü olan kamyonet sürücüsü sanığın, doğrultu değiştirme manevralarını yanlış yapması nedeniyle meydana gelen trafik kazasından dolayı mağdur... basit tıbbi müdahale ile giderilebilecek, mağdur ... yaşamını tehlikeye sokacak, hayat fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyen kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandıkları ve mağdurların kovuşturma evresinde sanığa yönelik şikayetlerinden vazgeçtikleri olayda, Sanığın güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracak şekilde 126 promil alkollü olarak araç kullanması nedeniyle eyleminde bilinçli taksirin koşullarının oluşması, mağdur ...yaşamını tehlikeye sokacak, hayat fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyen kemik kırığı oluşacak şekilde yaralanması ve TCK'nın 89. maddesinin 1. fıkrasındaki taksirle yaralama suçunun, aynı maddenin 5. fıkrası gereğince, anılan maddenin 1. fıkrası kapsamı dışında bulunan bilinçli taksir hali hariç, soruşturulmasının ve kovuşturulmasının şikayete tabi olması karşısında, sanığın, bilinçli taksirle nitelikli şekilde yaralanmasına neden olduğu mağdur ... yönelik eyleminden dolayı TCK'nın 89/1, 89/2-b-e ve 22/3. maddeleri gereğince cezalandırılmasına ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki, şikayetten vazgeçilmesine rağmen TCK'nın 89/1. maddesi kapsamındaki taksirle yaralama suçundan ceza tayin edilmiş olması nedeniyle taksirle yaralama suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne ilişkin bölümün çıkarılarak kararın düzeltilerek onanmasına dair görüşe iştirak edilmemiştir. Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'?nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle aynı Kanun'un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, sanığın tam kusurlu olduğunun mahkemece de kabul edildiği somut olayda, sanığın taksirinin yoğunluğu ve mağdur ... yaşamını tehlikeye sokacak, hayat fonksiyonlarını ağır (4) derecede etkileyen kemik kırığı oluşacak şekilde yaralandığı gözetilerek, alt sınır aşılarak hak ve nasafete uygun bir ceza tayini yerine, taksirle yaralama suçundan dolayı asgari hadden ceza tayin edilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma sebebi sayılmamıştır. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin bir nedene dayanmayan sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Sanığın 126 promil alkollü olarak sevk ve idare ettiği araçla yaralamalı trafik kazasına neden olması eyleminde trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarının oluştuğu; ancak, TCK'nın “Trafik güvenliğini tehlikeye sokma” başlıklı 179. maddesinin 3. fıkrasında alkol veya uyuşturucu madde etkisiyle emniyetli bir şekilde araç sevk ve idare edemeyecek olan kişinin araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, anılan maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin nitelikli şekilde yaralanmış olması nedeniyle zarar suçunun oluştuğu, tehlike suçunun meydana gelen netice ile zarar suçuna dönüşmüş olması karşısında, sanığın taksirle yaralama suçundan cezalandırılması, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan ise hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, sanık hakkında taksirle yaralama ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulması, 2- Hükmolunan cezaları ertelenen sanık hakkında, TCK'nın 51/8. maddesi gereğince denetim süresini iyi halli olarak geçirdiği taktirde cezalarının infaz edilmiş sayılacağının kararda belirtilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; taksirle yaralama suçundan dolayı sanığın mahkumiyetine ilişkin 1 numaralı kısmın son paragrafındaki, “Sanık için 2 SENE DENEME SÜRESİ BELİRLENEREK bu süre içerisinde kasıtlı bir suç işlediğinde TCK’nun 51/7 maddesi gereğince verilen hapis cezasının AYNEN İNFAZ EDİLECEĞİ YÖNÜNDE İHTARAT YAPILMASINA,(ihtarat yapıldı )” ibaresinin, “Hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK'nın 51/3. maddesi gereğince takdiren 2 yıl denetim süresi belirlenmesine, TCK'nın 51/7. maddesi gereğince sanığın denetim süresi içerisinde kasten suç işlemesi durumunda ertelenen hapis cezasının kısmen veya tamamen infaz edileceği, aynı Kanun'un 51/8. maddesi gereğince denetim süresini iyi halli olarak geçirmesi durumunda cezasının infaz edilmiş sayılacağı hususunun sanığa bildirilmesine,” şeklinde değiştirilmesi, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dolayı sanığın mahkumiyetine ilişkin 2 numaralı kısmın hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerine, “2- Sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına,” ibaresinin eklenmesi suretiyle, eleştirilen husus dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin isteme uygun olarak DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 04.05.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.