Tebliğname No : 12 - 2012/93843Mahkemesi : İstanbul Anadolu 16. (Pendik 3.) Sulh Ceza MahkemesiTarihi : 18/01/2012Numarası : 2010/2042-2012/64 Suç : Özel hayatın gizliliğini ihlal Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafiileri tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Dosya kapsamına göre; bağlama limanı P.. olan “U..” isimli gemide, ikinci kaptan olarak görev yapan; ayrıca, disiplin ve güvenlikten sorumlu olması nedeniyle geminin tüm odalarının kapılarını açan “master anahtarı” kendisine tevdi edilmiş olan sanık İlhan'ın, aynı gemide üçüncü kaptan olarak çalışan katılan Zeynep'in kamarasına ondan habersiz girip, odada bulunan masa üzerine yerleştirdiği “kalem kamera” tabir edilen cihaz aracılığıyla katılanın özel görüntülerini kaydettiği olayda, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiilerinin eksik incelemeye dayalı olarak karar verildiğine, sübuta, teşebbüs hükümlerinin uygulanmamasına ilişkin yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, 1- TCK'nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, aynı Kanunun 3/1. maddesi gereğince işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi, 2- Mesleğinin sağladığı kolaylıktan yararlanarak atılı suçu işleyen sanık hakkında, hükmedilen temel cezada, TCK'nın 137/1-b maddesi gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, 3- Sanığın TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilmesine kadar”, diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, TCK’nın 53. maddesinin (3) numaralı fıkrasına aykırılık oluşturacak biçimde hüküm tesisi, 4- Adli sicil kaydına göre sabıkası bulunmayan sanık hakkında, mükerrirlere özgü infaz rejiminin uygulanmasına karar verilmesi, 5- 17.01.2011 tarihinde istinabe yoluyla Söke 1. Sulh Ceza Mahkemesinde savunması alınan sanık, mahkumiyet kararı verilmesi halinde, lehe olan yasa hükümlerinin uygulanmasını talep ettiği halde, hükmedilen hapis cezasının TCK'nın 51. maddesi gereğince ertelenmesi talebini de içeren bu istek hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi, 6- Katılanın maddi bir zararının belirlenmediği olayda, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken, geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sürecindeki davranışlarından dolayı takdiri indirim maddesi uygulanarak cezasında indirim yapılan sabıkasız sanık hakkında, CMK'nın 231/6. madde ve fıkrasında gösterilen objektif ve sübjektif koşullar değerlendirilmeksizin, “Nedenleri bulunmadığından” şeklindeki, gerekçeden yoksun ibareye dayalı olarak, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına karar verilmesi, 7- Adli emanete alınan CD hakkında bir karar verilmemesi, kanuna aykırı, 8- Hükümden sonra 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun 81. maddesi ile TCK'nın 134/1. maddesinde yapılan değişikliğe göre hapis cezasının üst sınırı itibariyle 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun 11. maddesi uyarınca davaya bakma görevinin Asliye Ceza Mahkemesine ait olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş olup, sanık müdafiilerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 24.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.