Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6963 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 12739 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Beraat2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;Anayasa Mahkemesi'nin 11/04/2012 tarih ve 2011/18 Esas, 2012/53 sayılı kararı ile 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 23/01/2008 tarih ve 5728 sayılı Kanunun 408. maddesi ile değişik 65. maddesinin (a) ve (b) fıkralarının Anayasa'ya aykırı olduğuna ve iptaline karar verildiği, Anayasa'nın 153. maddesinin 3. fıkrası ile 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanunun 66. maddesinin 3. fıkrası gereğince iptal hükmünün, kararın Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak bir yıl sonra yürürlüğe girmesinin de karar altına alındığı, 13/10/2012 tarih ve 28440 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi kararının, 13/10/2013 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenirken, 2863 sayılı Kanun'da değişiklik yapan 08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği;08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı; Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği; Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın,....Koruma Kurulu'nun 07/07/1993 tarih ve 4720 sayılı kararı ile belirlenen kentsel sit alanı içerisinde yer alıp, ...Koruma Bölge Kurulunun 03/01/2001 tarih ve 4720 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli taşınmazın komşuluğunda bulunan taşınmazı, savunmasına göre zemin kat ile birlikte toplam dört katını 2011 yılından beri kiracı olarak kullandığı, Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü uzmanlarınca taşınmazın 10/08/2011 tarihinde incelendiği, inceleme sonuçlarının yer aldığı 18/08/2011 tarihli uzman raporu ile bodrum ve zemin katının daha önce dükkana dönüştürüldüğü, taşınmazın ön cephesindeki pencere doğramalarının değiştirildiği ve halen inşai faaliyetinin devam ettiği hususları tespit edildiği, Koruma Bölge Kurulu'nun 28/12/2011 tarihli 160 sayılı kararı ile suça konu taşınmazın kültür varlığı olarak tesciline ve suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, sanıklar hakkında açılan inceleme konusu davada, olay yerinde keşif yapılmaksızın, kanun maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği değerlendirmesi ile karar verildiği anlaşılmakla;Suça konu tescilli taşınmaz ile ilgili olarak belediye imar işlem dosyası, yetkili Koruma Uygulama ve Denetim Bürosu ile Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü'nde bulunan tüm bilgi, belge ve fotoğraflar getirtilip, inşaat, mimari ve sanat tarihi alanlarında uzman bilirkişiler refakate alınmak suretiyle olay yerinde keşif yapılarak, sanığın taşınmazın hangi bölümlerini kullandığının, malzeme cinsi, yıpranma durumu, renk solmaları gibi teknik veriler ile dosya kapsamı birlikte değerlendirilerek, sanığa isnat olunan eylemlerin yapılış zamanları ve niteliklerinin tereddütsüz biçimde tespit edilmesi, kentsel sit alanı olarak tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğinin araştırılması, sanık ile taşınmaz maliki arasında imzalanan kira sözleşmesinin temini ile sözleşmede taşınmazın sit alanı içerisinde bulunduğuna ve inşai müdahalenin izne tabi olduğuna dair açıklayıcı bir bilginin bulunup bulunmadığının belirlenmesi, taşınmaz maliki tanık sıfatıyla dinlenerek, konu ile ilgili bilgi ve görgüsünün tespit edilmesi, taşınmazın niteliğine ilişkin olarak sanığı bilgilendirip bilgilendirmediğinin sorulması, böylece atılı suçun maddi ve manevi unsurları tereddütsüz biçimde ortaya konulduktan sonra değerlendirme yapılarak, sanıkların hukuki durumlarının takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, eksik araştırmaya dayanılıp, karar tarihi itibariyle yürürlükte olan kanun maddesinin Anayasa Mahkemesince iptal edildiği gerekçesiyle beraate dair hüküm tesisi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 28/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.