Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6872 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9449 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : BeraatTaksirle yaralama suçundan sanık ...'ün beraatine, sanık ...'nin mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1-)Sanıklar ... ve ...'ın beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılama sonunda yüklenen suç açısından faillerin kusurunun bulunmadığı gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanıkların atılı suçtan beraatlerine dair kararda hüküm fıkrasında uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle 5271 sayılı CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, bu hususların yeniden yargılama yapılmaksızın CMUK’un 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 1. ve 2. bendindeki “karşısında” ibaresinden sonra gelmek üzere “CMK'nın 223/2-c” ibaresinin eklenmesi suretiyle, diğer yönleri usul ve kanuna uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 2-)Sanık ...'in beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Olay tarihinde sanık ...'in idaresindeki otomobil ile meskun mahalde, iki yönlü yolda, gündüz vakti saat 14:30 sıralarında seyri sırasında, aracının direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş yönüne göre sağında kalan elektrik direğine çarpması sonucunda aracın spin atıp burnunun geldiği yönü gösterir şekilde kaldırımdaki elektrik direğinden 6 metre uzaklıkta durduğu, sanık ... ve araçtaki iki yolcunun araçtan inerek çarptıkları elektrik direğinin bulunduğu taraftaki ağaçlık alana geçip yardım bekledikleri sırada, yolun kenarına gelip beklemekte olan yaralılara su götürerek yardımda bulunmak isteyen...’nun, o yönde yaralılara doğru yürüdüğü sırada araba çarpması sonucu sallanan elektrik direğindeki fincanından kurtulan elektrik telinden geçen elektrik akımının ölenin vücudundan geçmesi nedeniyle solunum ve dolaşım yetmezliğinden dolayı öldüğü olayda;sanığın eylemi ile ölüm arasında nedensellik bağı bulunduğu gözetilerek sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi;Kanuna aykırı olup katılanlar vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde olduğundan, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; 27.04.2015 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.MUHALEFET ŞERHİ:Sanık ...’in ...’nun ölümünde kusurunun bulunmadığını düşündüğümüzden aşağıdaki gerekçelere sayın çoğunluğun bozma yönündeki görüşlerine katılmıyoruz.Şöyle ki:1-Sanık...dikkatsiz ve özensiz bir şekilde kullandığı araç ile yoldan çıkarak yol kenarındaki elektrik direğine çarpması sonucu oluşan olayda kusuru vardır. Ancak yaralılar şikâyetçi olmadığından bu olay dava konusu edilmemiştir. Bu kazadan sonra sanık...ve yanındaki yararlılar yol kenarında ambulans beklerken yaklaşık 5 dakika sonra elektrik telinin düşmesi sonucu yardıma gelenlerden biri olan ölen ... elektrik çarpması sonucu ölmüştür.2-Taksirin unsurlarından olan neticenin öngörülebilir olması da bu olayda gerçekleşmemiştir. Taksirli suçlarda toplumun kendisine yüklediği dikkat ve özen vazifesini ihlal ederek zararlı neticeye sebep olan ferdin cezalandırılacağı kabul edilmiştir. Söz konusu vazifenin yerine getirilmesi, her vazifenin yerine getirilmesinde aranan bir imkânın varlığına bağlıdır. İşte bu imkân neticenin öngörülebilir nitelikte olmasıdır. Bu bakımdan öngörebilmenin imkânsız olması durumunda taksirden söz edilemez. Gerçekten öngörülemeyen bir neticeye engel olunabilmesi de düşünülemez. Engel olunabilmesi düşünülemeyen bir neticeden de faili kusurlu tutmak mümkün değildir. (Hakan Hakeri, Ceza Hukuku Genel hükümler, 10.Baskı, s.227) Olayımızda hem sanık, hem de yardıma gelen diğer tanıklar ve ölen elektrik telinin düşebileceğini öngörmemişlerdir. Öngörülmesi mümkün olmayan bir olayda da dikkat ve özen yükümlülüğüne uyulmadığı da ileri sürülemez. Böylece öngörülemeyen bir olayda taksirin unsurlarından olan dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılığın bulunduğu da söylenemez.3-Sanık ...’in kusurlu hareketi ile trafik kazası meydana gelmiş, bu kazada sanığın aracının elektrik direğine çarpması sonrası telin kopması ile ölüm arasında illiyet bağı vardır. Ancak illiyet bağının olması sanığın hukuki sorumluluğu sonucunu doğurur. Buna mukabil taksirinin diğer unsurları olan yukarda sözünü ettiğimiz unsurlarından dikkat ve özen görevinin yerine getirilmemesi ve neticenin öngörülebilir olması koşulları gerçekleşmemiştir. İlliyet bağının olması hem sanık ... hem de elektrik idaresinin hukuki sorumluluğu sonucunu doğurur, ancak ceza hukuku anlamında taksirin bütün unsurları bu olayda gerçekleşmediğinden sanığın ölümle sonuçlanan bu kazadan dolayı sorumlu tutamayız.Sonuç olarak; meydana gelen ölüm olayında sanığın kusuru bulunmadığından mahalli mahkemenin beraat kararı sonuç itibariyle doğrudur. Sayın çoğunluğun taksirin bir unsuru olan illiyet bağının olayda bulunduğundan hareketle sanığın taksirle öldürme suçundan cezalandırılması gerektiğine dair bozma görüşlerine açıkladığımız bu nedenlerden dolayı katılmıyoruz. Bilmeniz halinde fark yaratacak kararlar Şirket adına çek ciro etme yetkisinin sözlü verildiği iddiası ispatlanabilir ise sahtecilik suçunun oluşumunu engeller Kararı VerenYargıtay Dairesi : 11. Ceza DairesiMahkemesi : ANKARA 6. Ağır CezaGünü : 05.06.2007 Sayısı : 264-181 Davacı : K.H.Sanık : Orhan Resmi belgede sahtecilik suçundan sanık Orhan ’in lehe kabul edilen 765 sayılı TCK’nun 342/1 ve 59/2. maddeleri uyarınca Kat mülkiyetinde ve site mülkiyetinde yöneticinin temsil yetkisine giren işlerden dolayı icra takibi - Taraf sıfatı Alacaklı tarafından borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takip başlatıldığı, örnek 10 ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun İcra Mahkemesi'ne yaptığı başvuruda borca itiraz ettiği, Mahkemece 21.09.2011 tarihinde verilen kararla, bono metninde “....bedeli ma KİRA BORCUNA İTİRAZ • KİRA SÖZLEŞMESİ - İTİRAZIN KALDIRILMASI (.Dava, itirazın kaldırılması ve temerrüt nedeni ile kiralananın tahliyesi istemine ilişkindir. Mahkemece uyuşmazlık yargılamayı gerektirdiğinden istemin reddine karar verilmiş, karar davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.Davacı, 15.07.2010 tarihinde başlattığı icra takibinde 01.06.2009 başlang Yargıtay Yargıtay Karar Arama Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Arama Yargıtay Ceza Dairesi Kararları Arama Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır ? Yargıtay Daire Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Yerel Mahkeme Bilgileri İle Dosya Sorgulama Yargıtay Kanunu Yargıtay İş Bölümü Yargıtay Haberleri Karar Arama Yargıtay Kararları Yargıtay Hukuk Dairesi Kararları Yargıtay Ceza Dairesi Kararları BAM Kararları Danıştay Kararları Anayasa Mahkemesi Kararları Uyuşmazlık MAhkemesi Kararları Karar Arama Nasıl Yapılır? Emsal Karar ve Emsal Karar Arama Nedir? Yargıtay Karar Arama Nasıl Yapılır? BAM Karar Arama Nasıl Yapılır? Danıştay Karar Arama Nasıl Yapılır? Anayasa Mahkemesi Karar Arama Nasıl Yapılır?