Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6859 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 23371 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Çocuk MahkemesiSuç : 1-Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, 2-TehditHüküm : 1-Kişiler arasındaki konuşmanın dinlenmesi ve kayda alınması suçundan:133/1-3, 31/3, 50 ve 52. maddeleri gereğince mahkumiyet, 2-Tehdit suçundan: 106/1, 31/3, 50 ve 52. maddeleri gereğince mahkumiyet.Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması ve tehdit suçlarından suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hüküm, suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuk ile katılanın akraba oldukları, suça sürüklenen çocuğun, katılan ile ortak akrabaları olan İklim isimli akrabasına karşı cinsel tacizde bulunduğunu öğrenmesi üzerine katılanı telefon ile arayarak görüşmek istediğini beyan ettiği ve katılan ile buluştukları, konuşma sırasında suça sürüklenen çocuğun, katılana ortak akrabaları İklim ile ilgili iddiaların doğru olup olmadığını sorduğu, katılanın söylenenlerin doğru olmadığını beyan etmesi üzerine, suça sürüklenen çocuğun, katılana “İklim’in iddialarını kabul edeceksin aksi takdirde seni yaşatmam bir şekilde bunu hesabını sorarım aile içinde rezil ederim ayrıca ağabeyim ve arkadaşları vasıtası ile seni dövdürürüm” diyerek tehdit ettiğinin iddia edildiği ve katılan ile aralarındaki konuşmayı katılandan habersiz olarak elinde bulunan cep telefonuna kayıt ettiği, bu konuşmaların, katılanın cinsel istismar suçundan sanık olarak yargılandığı ... Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen dava dosyasına delil olarak sunulduğu olayda, 1-Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçundan: sanığın, haberleşme içeriğini kaydedip, bu kaydı içeren CD'yi, görülmekte olan dava dosyasına delil olarak vermesi biçimindeki eylemleri, TCK'nın 133/1. maddesinde düzenlenen kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçu kapsamında değerlendirilebilir ise de, Sanığın konuşmanın tarafı olması nedeniyle atılı TCK'nın 133/1. maddesindeki kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçunun yasal unsurlarının oluşmadığı, eylemin TCK'nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebileceği ancak, kişinin, bir daha kanıt elde etme olanağının bulunmadığı ve yetkili makamlara başvurma imkanının olmadığı ani gelişen durumlarda, örneğin; kendisine yada akrabalarına karşı işlenmekte olan (cinsel saldırı, hakaret, tehdit, iftira veya şantaj gibi) bir suç söz konusu olduğunda ya da kendisine veya aile birliğine yönelen, onurunu zedeleyen, haksız bir saldırıyı önlemek için, kaybolma olasılığı bulunan kanıtların kaybolmasını engelleyip, yetkili makamlara sunarak güvence altına almak amacıyla, saldırıyı gerçekleştiren tarafın bilgisi ve rızası dışında, özel hayata ait bilgileri okuma, konuşma ve haberleşme içeriklerini veya özel hayata ilişkin ses ve görüntüleri dinleme, izleme ya da kaydetme, kişisel verileri kaydetme, ele geçirme ve yayma eylemlerinin hukuka aykırı olduğunu kabul etmek mümkün olmadığı gibi, esasen bu hallerde, kişinin hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket ettiğinden de söz edilemeyeceği gözetildiğinde, kayda alınan haberleşme ve konuşma içeriklerini, üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, katılanın sanık olarak yargılandığı ve akrabası olan mağdur İklim’e karşı cinsel taciz davasındaki mağdurenin iddiasını ispatlama amacını taşıyan eylemlerinde, hukuka aykırı hareket ettiği bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, sanığın eylemlerinin anılan suçları da oluşturmayacağı gözetilerek atılı suçtan beraat kararı verilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi2-Suça sürüklenen çocuğun, katılanı tehdit ettiği iddia edilmiş ise de; bahse konu ses kaydının sunulduğu ve katılanın sanık olarak yargılandığı,...Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2010/646 esas ve 2013/46 karar sayılı dosyasının getirtilerek, dosya içerisinde bulunan ses kayıt CD’sinin dökümünün yaptırılmadığı gerektiğinde dökümününde yaptırılarak, konuşma içeriğinde tehdit ibarelerinin bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, katılanın soyut beyanlarına itibarla eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesiKanuna aykırı olup, suça sürüklenen çocuk müdafiinin, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 27/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.