Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6820 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 7717 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirmeHüküm : TCK'nın 135/1, 50, 52. maddeleri gereğince mahkumiyetVerileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık ...’ın olay öncesinde katılanın yanında bir süre çalışarak ayrıldığı, daha sonra temyiz dışı suça sürüklenen çocuk ... ile tanışarak arkadaş olduğu, sanık ...’ın, temyiz dışı suça sürüklenen çocuk ...’ye, katılanın zengin biri olduğunu ve maddi menfaat temin edebileceğini belirterek katılana yakınlaşması teklifinde bulunarak bu konuda anlaştıkları, suça sürüklenen çocuğun kendisini, katılana farklı bir isimle arsa pazarlamacısı olduğunu belirterek iletişime geçtiği, daha sonra katılanı, sanık ... tarafından daha önce ayarlanan ve kayıt düzeneği kurulan eve davet ettiği, burada katılana cinsel içerikli hareketlerde bulunduğu, bu sırada suça sürüklenen çocuğun sık sık mesaj atmasından ve bazı hareketlerinden şüphelenen katılanın evden ayrıldığı, olayın ertesi günü, sanık ...’ın katılanı arayarak, suça sürüklenen çocuk ile katılanın cinsel içerikli yakınlaşmalarına ait görüntülerden bahsettiği olayda,Katılan ve tanık beyanları, suça sürüklenen çocuğun soruşturma aşamasında verdiği ilk beyan ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, sanığın eyleminin sabit kabul edilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin, sanığın atılı suçu işlemediğine, mahkumiyete yeter delil bulunmadığına, eksik incelemeye ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;TCK'nın 135. maddelerinde düzenlenen “Kişisel Verilerin Kaydedilmesi” suçunun konusunu oluşturan kişisel veri kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı, herkes tarafından bilinmeyen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olmayan, kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerektiği, belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin, hukuka aykırı olarak kaydedilmesi gerektiğinin anlaşılması karşısında;Sanık ...’ın, katılan ile suça sürüklenen çocuk arasındaki cinsel yakınlaşmaya ait görüntüleri kaydetmesi eyleminin, kişisel verilerin kaydedilmesi suçunu değil, TCK’nın 134/1-2.cümlesinde tanımlanan özel hayata ilişkin görüntülerin kaydedilmesi suçunu oluşturduğu dikkate alındığına, sanık hakkında TCK’nın 134/1-2.cümlesi gereğince mahkumiyet hükmü kurulması gerekirken, suçun vasfında yanılgıya düşülerek yazılı şekilde hüküm kurulması,Kabule göre de;TCK'nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınmak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanunun 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, katılanın özel görüntülerini kaydettirmek için, suça sürüklenen çocuğuda suça azmettiren sanık hakkında temel cezanın asgari hadden tayin edilmesi,Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı Kanunun 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı yönünden sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 20/04/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.