Tebliğname No : 4 - 2011/159015Mahkemesi : Bakırköy 10. Asliye Ceza MahkemesiTarihi : 09/11/2010Numarası : 2009/472-2010/755 Suç : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirmeVerileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin bir nedene dayanmayan diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak,Belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin, başkasına verilmesi, yayılması ya da ele geçirilmesi, TCK'nın 136/1. maddesinde “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” başlığı altında suç olarak tanımlanmış olup, eylemin; kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak ya da belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle gerçekleşmesi hali, aynı Kanunun 137. maddesinde cezada artırım nedeni olarak öngörülmüştür.Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA'sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir; ancak, herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler, yasal anlamda “kişisel veri” olarak değerlendirilemez, aksinin kabulü; anılan maddenin uygulama alanının amaçlanandan fazla genişletilerek, uygulamada belirsizlik ve hemen her eylemin suç oluşturması gibi olumsuz sonuçlar doğurur, bu nedenle, bir kişisel bilginin, açıklanan anlamda “kişisel veri” kabul edilip edilmeyeceğine karar verilirken, somut olayın özellikleri dikkate alınarak titizlikle değerlendirme yapılması, sanığın eylemiyle hukuka aykırı hareket ettiğini bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun da ayrıca tespit edilmesi gerekir.Bu açıklamalar ışığında incelenen dosya kapsamına göre; katılan Vodafone Telekomünikasyon A.Ş.ye bağlı “E.. GSM” adlı iş yerinde aktivasyon personeli olarak çalışan sanık Rıdvan'ın, görevi gereği kendisine verilen yetkiyi kullanarak ve mesleğinin sağladığı kolaylıktan yararlanarak, “ICRM” olarak adlandırılan sisteme giriş yapıp, buradan temin ettiği Mısır Büyükelçiliği'nde Vodafone abonesi olan büyükelçilik görevlileri ve eşlerinin cep telefonlarına, abonesi olduğu GSM hattından, Türkçe çevirisi, “Zulme seyirci kalanlar asıl zalimdir. Refah sınır kapısını açın!!!” olan, “Those who just watch the cruelty are indeed the real cruelr. Open up the refah border gate!!!” şeklinde mesaj gönderdiği ve kardeşi Recep tarafından da bir başka GSM hattından, aynı mesajların aynı Büyükelçilik görevlileri ve eşlerine gönderilmesine olanak sağladığı anlaşılmakla,Mısır Büyükelçiliği görevlileri ve eşlerine ait kişisel veri niteliğindeki telefon numaralarının hukuka aykırı olarak yayılmasına neden olan sanık hakkında,atılı verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan mahkumiyet kararı verilmesi gerekirken, dosya kapsamına uygun düşmeyen yazılı gerekçelerle, sanığın beraatine karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 17.03.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.