Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 1-Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, 2-Kişilerin huzur ve sükununu bozmaHüküm : 1-Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan:TCK'nın 136/1, 62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet, 2-Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan:TCK’nın 123/1,62, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet.Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1- Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan sanığın mahkumiyetine yönelik temyiz isteminin incelenmesindeSanığın adli sicil kaydında görülen ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/1010 esas, 2008/1146 karar sayılı kararı ile mahkum olduğu 4 ay erteli hapis cezasının 23/04/2009 tarihinde kesinleştiği, suç tarihine göre tekerrüre esas olduğu anlaşılmasına rağmen, TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması sanık aleyhine temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.Oluşa ve dosya kapsamına göre; Sanıkla katılanın bir süre arkadaşlık yaptıkları, katılanın sanıktan ayrılması üzerine, sanığın kullandığı telefondan ve mail adreslerinden sık sık katılana mesaj göndermesi şeklinde gerçekleşen olayda; katılanın beyanı, sanığın bahse konu mail ve facebook hesaplarını kullandığına yönelik savunması tüm dosya kapsamından sanığın üzerine atılı eylemleri işlediği sabit olduğundan mahkemece mahkumiyet kararı verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş olup,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın, sübuta eksik incelemeye ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA, 2- Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan verilen hükme yönelik temyiz isteminin incelemesine gelince:Oluşa ve dosya kapsamına göre; Sanıkla katılanın bir süre arkadaşlık yaptıkları, katılanın sanıktan ayrılması üzerine, sanığın sahte isimlerle oluşturduğu profillerde, katılanın resimlerini paylaşması şeklinde gerçekleşen olayda;Katılanın beyanı, sanığın bahse konu mail ve facebook hesaplarını kullandığına yönelik savunması tüm dosya kapsamından, sanığın katılanın fotoğraflarını sahte facebook hesabında yayınlaması eyleminin atılı suçu oluşturduğunun kabulünde bir isabetsizlik görülmemiş olup,Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın, sübuta eksik incelemeye ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;TCK'nın 6/1-g maddesinde, ceza kanunlarının uygulanmasında, basın ve yayın yolu ile deyiminden; her türlü yazılı, görsel, işitsel ve elektronik kitle iletişim aracıyla yapılan yayınların anlaşılacağının belirtilmesi karşısında, katılanın kişisel verilerini, facebook isimli sosyal paylaşım sitesinde, hukuka aykırı olarak yayan sanık hakkında, hükümden önce 05.07.2012 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanunun Geçici 1. maddesinin, “31/12/2011 tarihine kadar, basın ve yayın yoluyla ya da sair düşünce ve kanaat açıklama yöntemleriyle işlenmiş olup; temel şekli itibarıyla adlî para cezasını ya da üst sınırı beş yıldan fazla olmayan hapis cezasını gerektiren bir suçtan dolayı; a) Soruşturma evresinde, 04/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 171 inci maddesindeki şartlar aranmaksızın kamu davasının açılmasının ertelenmesine, b) Kovuşturma evresinde, kovuşturmanın ertelenmesine, c) Kesinleşmiş olan mahkûmiyet hükmünün infazının ertelenmesine, karar verilir.” hükmü gereğince, kovuşturmanın ertelenmesine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kabule görede; Sanığın adli sicil kaydında görülen ... Asliye Ceza Mahkemesinin 2006/1010 esas, 2008/1146 karar sayılı kararı ile mahkum olduğu 4 ay erteli hapis cezasının 23/04/2009 tarihinde kesinleştiği, suç tarihine göre tekerrüre esas olduğu anlaşılmasına rağmen, TCK'nın 58. maddesinin uygulanmaması, Kanuna aykırı olup, sanığın, temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.