Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuçlar : Tehdit, özel hayatın gizliliğini ihlal Karar-Hüküm : 1- Tehdit suçundan dolayı hüküm kurulmasına yer olmadığına dair karar 2- Özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan dolayı sanığın CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine dair hüküm Tehdit suçundan sanık hakkında verilen hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin karar ile özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık hakkında şantaj ve hakaret suçlarından verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlarla ilgili sanık müdafiinin ve katılanın itirazlarının, İzmir 5. Ağır Ceza Mahkemesinin 25.04.2014 tarihli, 2014/325 değişik iş sayılı kararıyla reddine karar verilmiş olup, temyiz dilekçelerinin içeriğine göre; katılanın temyiz isteminin, tehdit suçundan hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin karara ve özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik olduğu belirlenerek yapılan incelemede: A) Sanık hakkında tehdit suçundan verilen hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin karara yönelik temyiz isteminin incelenmesinde; Sanık hakkında tehdit suçundan verilen hüküm kurulmasına yer olmadığına ilişkin kararın, CMK'nın 223/1. maddesinde sayılan ve duruşmayı sona erdiren hüküm niteliğindeki kararlardan olmaması nedeniyle temyiz kabiliyetinin bulunmadığının anlaşılması karşısında, dosyanın tehdit suçu açısından incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, B) Sanık hakkında özel hayatın gizliliğini ihlal suçundan kurulan beraat hükmüne yönelik temyiz isteminin incelenmesine gelince; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanık ...'ın, mağdur ... ile farklı tarihlerde cinsel ilişkiye girdiği esnada mağdurun görüntülerini gizlice kaydedip zincirleme şekilde TCK'nın 134/1. maddesinde tanımlanan özel hayatın gizliliğini ihlal suçunu işlediğinin iddia edildiği olayda, Soruşturma evresinde İzmir Emniyet Müdürlüğü Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Adli Bilişim Büro Amirliğince düzenlenen 07.12.2013 tarihli ve kovuşturma evresinde bilirkişi tarafından hazırlanan 25.02.2014 tarihli raporlara göre; “2-Dilekve Ben”, “Dilek-ben”, “Dilek- ben1”, “Dilek- Ben2”, “Dilek-ben3”, “Dilek- Ben4” isimli klasörler içerisinde yer alan mağdurun cinsel içerikli görüntülerinin tamamı, bilişim uzmanı üç kişilik bilirkişi heyetine inceletilip, mağdurun, çalışır vaziyetteki kameranın varlığından haberdar olup olmadığı, kamerayı fark ettiği izlenimini uyandıracak bir sözü ve davranışının bulunup bulunmadığı, çekim yapan cihaza ısrarla bakıp bakmadığı ve odaklanıp odaklanmadığı, özetle görüntülerinin bilgisi dahilinde kaydedilip kaydedilmediği hususlarını denetime olanak verecek şekilde açıklayan rapor düzenlettirilmesi, toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek, iddia ve savunmanın doğruluk derecesi açıklığa kavuşturulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, salt “Dilek-ben3” adlı klasör içerisinde yer alan görüntülerden hareketle ve bu klasördeki videoda da, yaklaşık 22 dakika mağdurun görüntülerini gizlice kaydeden sanığın, kamerayı fark edip, eline alan ve “O niye orada?” sorusunu soran mağdura söylediği, “Ne o hayatım, o ne, vallahi bilmiyordum.”, “Çalışmıyor ki, istediğin yere koy, öyle bir şeyi sana yapacağımı, çarşaf getireyim sana (Anlaşılmıyor), sana söylemiştim, bana inanmıyor musun?” şeklindeki sözlerle mağduru kameranın çalışmadığına ikna edip, onu kandırarak çekime devam ettiği ve mağdurun görüntülerini yaklaşık 22 dakika gizlice kaydeden sanığın bu durumu açıklamaksızın sonradan alacağı çekim izninin mağdurun sanığın önceki eylemine rıza gösterdiği sonucunu doğurmayacağı da gözetilmeksizin, kamerayı görmesine rağmen 43 dakika daha cinsel ilişkiye devam eden mağdurun görüntülerinin kayda alındığını bilebilecek durumda olduğuna dair 25.02.2014 tarihli yetersiz bilirkişi raporuna ve eksik incelemeye dayalı olarak sanık hakkında CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince beraat kararı verilmesi, Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 01.02.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.