Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6265 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 15927 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHüküm : TCK'nın 32/1. maddesi gereğince sanığa ceza verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkında TCK'nın 57/1-2. maddesi gereğince akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirinin uygulanmasına Trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığa ceza verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirinin uygulanmasına ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;1-... Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Hastanesinin 03.09.2013 tarihli sağlık kurulu raporu ile “Hafif düzeyde mental retardasyon” tanısı konulan ve mevcut hastalığı nedeniyle 25.12.2012 tarihinde işlediği iddia olunan fiilin anlam ve sonuçlarını algılamasının ve bu fiille ilgili davranışlarını yönlendirme yeteneğinin önemli derecede azalmış olduğu ve iddia olunan suç tarihinde atılı suç nedeniyle ceza ehliyetinin bulunmadığı bildirilen sanığa, CMK'nın 150/2. maddesi gereğince, istemi aranmaksızın baro tarafından müdafii görevlendirilmesi ve müdafii hazır bulundurularak aynı Kanun'un 193. maddesi uyarınca savunmasının alınması gerektiği gözetilmeden, sanığın 02.07.2013 tarihli duruşmada savunması alındıktan sonra 26.11.2013 tarihinde müdafii görevlendirilerek, aynı tarihli duruşmada, sanığın yokluğunda karar verilmek suretiyle savunma hakkının kısıtlanması,2- Kabul ve uygulamaya göre de:a) Sürücü belgesiz ve alkolsüz olan motosiklet sürücüsü sanığın, hızını azaltmaksızın geldiği dört yönlü kontrolsüz kavşakta, geçiş önceliğine uymaksızın kavşağa giriş yapan kamyonun sağ arka teker ön çamurluk kısımlarına, aracının ön teker kısımlarıyla çarptığı ve trafik kazası tespit tutanağına göre de tali kusurlu olduğunun tespit edildiği olayda,Sadece sürücü belgesiz araçla trafiğe çıkılmasının, TCK'nın 179/2. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu oluşturmayacağı; zira, TCK'nın 179. maddesinin 2. fıkrasında, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun, “kara, deniz, hava ve demiryolu ulaşım araçlarını kişilerin hayat, sağlık ve malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek şekilde sevk ve idare etmek...” şeklinde tanımlandığı, aynı Kanun'un 180. maddesinde ise trafik güvenliğini taksirle tehlikeye sokma suçunun düzenlendiği ve bu maddede karayolu ulaşım araçlarına yer verilmediği, dolayısıyla TCK'nın 179. maddesinde düzenlenen trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunun ancak kasten işlenebilen suçlardan olduğu ve bu suçun oluşabilmesi için aracın kasıt ya da olası kasıtla kişilerin hayat, sağlık ve malvarlığı açısından tehlike yaratacak bir şekilde sevk ve idare edilmesi gerektiği, suçun taksirle işlenen biçimine TCK'da yer verilmediği gibi, koşulları bulunduğu takdirde eylemin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu kapsamında değerlendirilebileceği gözetilmeden, yüklenen suç açısından kastının bulunmamasından dolayı sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, yasal ve yeterli olmayan gerekçelerle sanığa ceza verilmesine yer olmadığına ve sanık hakkında akıl hastalarına özgü güvenlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi,b) CMK'nın 223/3-a maddesinin, “Sanık hakkında; yüklenen suçla bağlantılı olarak yaş küçüklüğü, akıl hastalığı veya sağır ve dilsizlik hali ya da geçici nedenlerin bulunması... hallerinde, kusurunun bulunmaması dolayısıyla ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilir.” hükmüne göre, akıl hastası olduğu kabul edilen sanık hakkında, TCK'nın 32/1 ve CMK'nın 223/3-a maddeleri gereğince ceza verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi gerekirken, TCK'nın 32/1. maddesi uyarınca ceza verilmesine yer olmadığına karar verilmesi,c) TCK'nın 57/1. maddesi gereğince hakkında güvenlik tedbiri hükmedilen sanığın, CMK'nın 325/1. maddesi gereğince yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 13.04.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.