Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 6073 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 11662 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : 2863 sayılı Kanun'un 65/1, 5237 sayılı TCK'nın 62, 52/2, 51, 53/1 maddeleri gereğince mahkumiyet 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin, sanığın suça konu taşınmazın vasfını bilmediğine, beraatine karar verilmesi gerektiğine ve lehine olan hükümlerin uygulanmadığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;08/10/2013 tarih ve 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesine göre, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin tescil kararlarının, 7201 sayılı Tebligat Kanunu uyarınca maliklere tebliğ edileceği; sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin tescil kararlarının da Resmî Gazete’de yayımlanmakla birlikte, Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı; Belirtilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği; Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında,... Koruma Kurulu'nun 27/03/1990 tarih ve 711 sayılı kararıyla doğal sit alanı olarak tescil edilip, sit sınırları aynı Kurul'un 16/06/2000 tarih ve 4666 sayılı kararıyla yeniden düzenlenerek, 3. derece doğal sit alanı olarak belirlenen sınırlar dahilinde yer alan, ... ili, .. ilçesi,... köyü, ... mahallesinde bulunan 199 sayılı parsel üzerindeki mevcut yapının üzerine 15 adet 8x8 cm kalınlığında demir profil malzemeden, direkler monte edilip, kapalı alan oluşturulduğundan bahisle açılan kamu davası ile ilgili olarak, bölgenin sit alanı içerisinde yer aldığının mahallinde herkes tarafından bilinmesi, aynı bölgede bulunan başka bir taşınmazı konu edinen dairemizin 2014/11641 sayılı dosyası içerisinde bulunan evraklarından anlaşıldığı üzere, ilgili sit kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilanının yapılmış olması, ayrıca tespit anında sadece demir profil malzemeleri monte edilmiş uygulamaya ek olarak mahallinde yapılan keşifte, çevresinin ahşap lambri ile kaplandığının tespit edilmiş olması karşısında, sanığın bölgenin sit alanı içerisinde yer aldığını bildiğinin kabul edilmesi gerektiği, 18/01/2012 tarihli olay yeri keşfine iştirak eden harita ve inşaat mühendisinden alınan bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere, sanığın izin almadan yaptığı uygulamaları kaldırmadığı ve kullanmaya devam ettiği, bu kapsamda sanığın atılı eylemi işlediğinin tüm dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu anlaşılmakla birlikte, aynı taşınmaz üzerinde, iddianamenin kabulü tarihine kadar gerçekleşen her bir inşai ve fiziki müdahalenin, aynı suç işleme kararının icrası kapsamında değerlendirilebileceği, iddianamenin kabulü tarihinde ise hukuki kesintinin gerçekleşmesi nedeniyle bu tarihten sonra yapılacak olan her müdahalenin ayrı bir davaya konu olacağı, Kemer Jandarma Komutanlığı görevlileri tarafından düzenlenen 16/04/2011 tarihli tutanakta, suça konu taşınmazın üzerine 15 adet 8x8 cm kalınlığında, demir profil malzemeden direklerin dikildiği, ve ayrıca çatı ızgara yapıldığı belirtilmiş olmasına karşın,... Koruma Bölge Kurulu görevlileri tarafından düzenlenen 02/06/2011 tarihli tutanakta, konaklama amacına hizmet eden odaların üst katlarında yapılan ve inşa halindeki uygulamaların bitirildiği, odaların üst katları kapatılarak, yeni mekanların oluşturulduğunun belirtilmiş olması karşısında, sanığın atılı suçu müteselsilen işlediği, bu kapsamda hakkında tayin edilen ceza üzerinden TCK'nın 43/1. maddesi gereğince artırım yapılması gerektiğinin gözetilmemesi, Kabul ve uygulamaya göre de; 1-Bünyesinde koruma, uygulama denetim büroları kurulan idarelerden izin almaksızın veya izne aykırı olarak izinsiz inşai ve fiziki müdahalede bulunanların, 2863 sayılı Kanunun 65/d maddesi gereğince cezalandırılması gerekeceği, bu kapsamda, suça konu taşınmazın bulunduğu ilde Büyükşehir Belediye Başkanlığı veya İl Özel İdaresi bünyesinde koruma, uygulama denetim bürosu kurulup kurulmadığı araştırılıp, eğer kurulmuş ise, taşınmazın bulunduğu yerin kurulan koruma, uygulama denetim bürosunun sorumluluk alanı kapsamında olup olmadığı hususu tespit edilip, 11/10/2013 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 65/1 ve 65/4 maddeleri gereğince sanığın hukuki durumunun yeniden takdir ve tayininde zorunluluk bulunması, 2- Hapis cezası ertelenen sanık hakkında denetim süresi belirlenmesi ile tayin edilen adli para cezasının süresinde ödenmemesi ve ertelenen hapis cezasına ilişkin belirlenen denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlenmesinin sonuçları açıklanırken, uygulanan kanun maddesinin gösterilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. maddesine aykırı davranılması,3-5237 sayılı TCK'nın 53/1-c maddesinde belirtilen güvenlik tedbirinin, aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca cezası ertelenen hükümlü hakkında sadece kendi alt soyu üzerindeki yetkileri bakımından uygulanamayacağı, alt soy haricindeki kişiler yününden ise, yoksunluğun, hapis cezasının infazına kadar devam edeceğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Kanun'un 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca sanığın ceza miktarı itibariyle kazanılmış hakkı saklı tutularak isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 08/04/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.