Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Özel hayatın gizliliğini ihlalHüküm : BeraatÖzel hayatın gizliliğini ihlal suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Sanık ile katılan eşi arasında devam eden boşanma davası bulunduğu, olay tarihinde sanığın, katılan ile aralarında çıkan tartışma sırasında, katılanın kendisine yönelik hakaret ve tehdit içerikli beyanda bulunduğunu ispatlama amacıyla, aralarında geçen konuşmaları gizlice kaydedip, boşanma davasına delil olarak sunması şeklinde gerçekleşen olayda,Sanığın, katılanla yüzyüze gerçekleştirdiği konuşmaları kaydedip, bu kaydı içeren CD'yi, görülmekte olan dava dosyasına delil olarak vermesi biçimindeki eylemleri, TCK'nın 134. maddesinde düzenlenen özel hayatın gizliliğini ihlal suçu kapsamında değerlendirilebilir ise de, görüşme ayrıntıları dökümünü üçüncü kişi ya da kişilerle paylaştığı veya çoğaltarak dağıttığına ilişkin hakkında bir iddia ileri sürülmeyen sanığın, boşanma davasındaki iddiasını ispatlama amacını taşıyan eyleminde, hukuka aykırılık bilinciyle hareket etmediği anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanın, eksik incelemeye ilişkin diğer temyiz itirazlarının reddine; ancak, Sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmadığı dosya kapsamıyla sabit olduğu ve sanığın CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasının 3. paragrafının, “Yapılan yargılama sonunda, sanığa yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu anlaşıldığından, CMK'nın 223/2-a maddesi gereğince, sanığın beraatine,” şeklinde değiştirilmesi ve hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.01.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.