Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiTaksirle bir kişinin yaralanmasına neden olma ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından sanık ...'ın, Türk Ceza Kanunu'nun 89/1, 179/2 ve 62, 52/2-4 (iki kez) maddeleri uyarınca 1500 TL ve 500 TL adli para cezaları ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/5. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 23/07/2009 tarihli ve 2009/516 esas, 2009/799 sayılı kararını müteakip, sanığın denetim süresi içerisinde suç işlediğinden bahisle bildirimde bulunulması üzerine sanık hakkındaki hükmün açıklanmasına ve TCK’nın 89/1, 179/2 ve 62, 52/2-4 (iki kez) maddeleri gereğince 1500 TL ve 500 TL adli para cezaları ile cezalandırılmasına dair, aynı Mahkemenin 28/04/2014 tarihli ve 2014/269 esas, 2014/337 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.Dosya kapsamına göre,1-Benzer bir olay sebebiyle verilen Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 04/06/2007 tarihli ve 2007/5515-4897 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, sanığın olay tarihinde sürücü belgesiz olarak kullandığı aracı ile kaza yapması sonucu yaralamaya sebebiyet verdiğinden bahisle trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Kanun'un "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179. maddesinde belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçu oluşması ve sadece taksirle yaralama eyleminden cezalandırılması gerektiği; şayet sanığın sürücü belgesiz olarak emniyetli bir şekilde sevk ve idare edemeyecek hâlde olmasına rağmen araç kullanarak bir kişinin yaralanmasına neden olması hâlinde ise eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 44. maddesi nazara alınarak trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçunu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde sanığın bir eylemden dolayı iki ayrı suçtan ayrı ayrı mahkûmiyetine karar verilmesinde,2-Sanığın üzerine atılı taksirle yaralama suçunun şikâyete tâbi suçlardan olması ve uzlaşma hükümlerine bağlı bulunması karşısında. 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun "Uzlaşma" başlıklı 253. maddesi hükümlerinin öncelikle uygulanması suretiyle sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmadan yazılı şekilde karar verilmesinde.3-Sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu oluşturduğu kabul edilen eylemin gerekçeye yansıtılması gerektiği gözetilmeden gerekçeden yoksun şekilde hüküm tesisi sureti ile 2709 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 141., 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 34 ve 230. maddelerine muhalefet edilmesinde.İsabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu ... Genel Müdürlüğü'nün 13/01/2015 gün ve 94660652-105-33-11 799-2014-1186/2687 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 28.01.2015 gün ve 2015/22909 sayılı tebliğnamesi ile Daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Olay tarihinde, sürücü belgesiz olan sanığın, idaresindeki araç ile seyir halinde iken, kaldırım önünde durmakta olan müştekiye çarparak basit tıbbi müdahale ile giderilebilir şekilde yaralanmasına sebebiyet verdiği, sanığın bu şekilde trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve taksirle yaralama suçlarından ayrı ayrı cezalandırılmasına karar verilmiş ise de, 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun "Trafik güvenliğini tehlikeye sokma" başlıklı 179. maddesinin 2. fıkrasında, kişinin araçları, insanların hayat, sağlık veya malvarlığı açısından tehlikeli olabilecek araç kullanma hâlinin suç olarak düzenlendiği, maddede belirtilen suçun tehlike suçu olduğu, somut olayda ise bir kişinin yaralanmış olması sebebiyle zarar suçunun oluştuğu, bir suçtan dolayı sanığın bir kez cezalandırabileceği, taksirle yaralama suçundan sanığın mahkûm edilmesinin yanında aynı eylem nedeniyle bir de trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın aleyhine olacak şekilde ikinci kez cezalandırılamayacağı, Dairemizin yerleşik içtihatları uyarınca trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, aynı eylemden dolayı sanık hakkında hem taksirle yaralama hem de trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçlarından ayrı ayrı mahkumiyet hükmü kurulmasında ve trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu oluşturduğu kabul edilen eylemin gerekçeye yansıtılması gerektiği gözetilmeden gerekçeden yoksun şekilde hüküm tesis edilmesinde, bozma istemi yerinde görüldüğünden kabulüne karar vermek gerekmiştir.Müşteki ve sanığa soruşturma aşamasında uzlaşma teklif formu imzalatılarak uzlaşma teklifi yapıldığı ve tarafların kabul etmediği anlaşıldığından, bu konuda bozma istemi yerinde görülmemiştirSONUÇ: yukarıda açıklanan nedenlerle,...Bakanlığının ... Sulh Ceza Mahkemesi’nin 28/04/2014 tarihli ve 2014/269 esas, 2014/337 sayılı kararına yönelik,A-) 2 no'lu kanun yararına bozma talebinin 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca REDDİNEB-) 1 ve 3 no'lu kanun yararına bozma talebi yerinde görüldüğünden, ... Sulh Ceza Mahkemesinin 28/04/2014 tarihli ve 2014/269 esas, 2014/337 sayılı kararının CMK'nın 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak BOZULMASINA, CMK'nın 309/4-d maddesindeki “Hükümlünün cezasının kaldırılmasını gerektiriyorsa cezanın kaldırılmasına, daha hafif bir cezanın verilmesini gerektiriyorsa bu hafif cezaya Yargıtay ceza dairesi doğrudan hükmeder.” şeklindeki düzenleme gereği bozma nedenine göre uygulama yapılarak, sanığın trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dolayı 179/2 ve 62, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyetine ilişkin 3.maddenin hüküm fıkrasından çıkarılmasına, yerine, “Yapılan yargılama sonunda, sanığa taksirle yaralama suçundan mahkumiyet kararı verilmesi karşısında, aynı eylemden dolayı sanık hakkında trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan hüküm verilmesine yer olmadığına” ilişkin bendin ilave edilmesine, trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan dolayı sanığa hükmedilen 500 TL adli para cezasının ÇEKTİRİLMEMESİNE, hüküm fıkrasındaki diğer hususların aynen bırakılmasına, infazın ve müteakip işlemlerin mahallinde buna göre yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 06.04.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.