Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 5289 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 5580 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : 466 sayılı Kanun gereğince tazminatHüküm : 25.000 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine,Davacı vekilinin 20.12.2012 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacıya ait araca el konulduğunu, yapılan yargılama sonunda aracın iadesine hükmedildiğini belirterek belirterek 466 sayılı Kanun gereğince maddi tazminat istemine ilişkin açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Yapılan yargılamaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazının reddine, ancak;Tazminat davasının dayanağını oluşturan Şırnak Ağır Ceza Mahkemesinin, 2009/92 Esas - 2009/241 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; katılanın (davacının) sahibi olduğu araca, göçmen kaçakçılığı suçu nedeniyle el konulduğu ve yapılan yargılama sonunda aracın iadesine hükmedildiği, hükmün temyiz incelemesi sonucu 19.03.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 20.12.2012 tarihinde işlem tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 466 sayılı Kanun gereğince öngörülen süre içinde açıldığı görülmüşse de, 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5320 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkındaki Kanunun 18. maddesi ile 07.05.1964 gün ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan ve Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkındaki Kanun yürürlükten kaldırılmış ve 5271 sayılı CMK'nın yedinci bölümünde, Koruma Tedbirleri Nedeniyle Tazminat ana başlığı altında, 141 ila 144. maddelerin, tazminat isteme koşulları ve sonuçları yeniden kapsamlı bir şekilde düzenlenmiştir, 5320 sayılı Kanunun 6. maddesindeki Ceza Muhakemesi Kanununun 141 ila 144. madde hükümlerinin 1 Haziran 2005 tarihinden itibaren yapılan işlemler hakkında uygulanacağı, bu tarihten önceki işlemler hakkında ise, 07.05.1964 tarihli ve 466 sayılı Kanun Dışı Yakalanan veya Tutuklanan Kimselere Tazminat Verilmesi Hakkında Kanun hükümlerinin uygulanmasına devam olunacağının belirtilmiş olması karşısında; yapılan işlemden kasıt 21.05.2004 tarihinde davacıya ait araca el koyma olup, el koyma nedeniyle tazminat isteminin 466 sayılı Kanunun 1. maddesinde düzenlenmediği gözetilerek davanın genel hükümlere göre hukuk mahkemelerinde talep edilebileceği nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kısmen kabulüne karar verilmesi,Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak, BOZULMASINA, 30.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.