Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : 1- Sanıklar .......hakkında; Beraat 2- Sanık ... hakkında; 2863 sayılı Kanunun 65/b, 5237 sayılı TCK'nın 62, 52/2, 51/1-3 maddeleri uyarınca mahkumiyet, erteleme2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar... ve ...'nin beraatlerine, sanık ...'in mahkumiyetine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:1- Sanıklar ..., ... ve ...'nin beraatlerine ilişkin hükümlerin incelenmesinde;Sanıklar hakkında, kentsel ve 3. derece arkeolojik sit alanı içerisinde mevcut taşınmazları yıktıkları iddiasıyla dava açılmış ise de, sadece sanık İdris'in kullanımındaki taşınmaza ilişkin olarak, .... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 01/06/1990 tarih ve 581 sayılı kararı ile tescilli kültür varlığı kaydı bulunduğu, Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü uzmanlarınca düzenlenen 22/06/2009 tarihli rapor ile olay mahallinde 11/03/2011 tarihinde yapılan keşif sonrası fen ve inşaat bilirkişilerince tanzim edilen raporlarda, kültür varlığı binanın yıkılmış olduğunun, tescilli taşınmaz parselinin boş olarak bulunduğunun belirtildiği, sanık ...'in aşamalardaki savunmalarında, suça konu yerdeki eski binanın 1998 depreminde yıkıldığını, çevre için tehlike oluşturan moloz yığınını işçi tutarak temizlettiğini, başkaca herhangi bir eyleminin olmadığını, eski binayı kendisinin yıkmadığını beyan ettiği, sanık... tarafından taşınmaz üzerindeki moloz yığınının temizletildiğini, bitişik taşınmazda kiracı olan sanık ...'in de doğruladığı, tescilli kültür varlığını sanık ...'in yıktığına dair savunmasının aksine delil bulunmamakla birlikte, yıkılan kültür varlığına ait kalıntıların izinsiz kaldırılmasının da suç oluşturan bir eylem olduğu, ancak sanık İdris'in, işçi tutarak temizlettiği moloz yığının tescilli binaya ait olduğunu bildiğinin de ispatlanamadığı, diğer yandan, sanıklar ... ve ...'nın kullanımlarındaki taşınmazlara yönelik olarak korunması gerekli kültür varlığı kaydının mevcut olmadığı anlaşılmakla; adı geçen sanıkların beraatlerine hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiş olup, aralarında fiili ve hukuki bağlantı bulunmayan eylemlere ilişkin yargılamanın birlikte yürütülmesinin bu bakımdan sonuca etkili olmadığı değerlendirilerek, tebliğnamedeki bozma görüşüne iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılama sonunda, yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmadığı, sanıklar ... ve ...'ın üzerlerine atılı suçun unsurları itibariyle oluşmadığı ve yüklenen suçun sanık ... tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, sanığın üzerine atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, yeterli araştırma ve inceleme yapılmadığına, delillerin takdirinde isabetsizlik bulunduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, sanıklar.... ve ...'nin beraatlerine ilişkin hükümlerin isteme aykırı olarak ONANMASINA, 2- Sanık ...'in mahkumiyetine ilişkin hükmün incelenmesine gelince;25/03/2015 günü Ulusal Yargı Ağı Sistemi'nden alınan güncellenmiş nüfus kayıt örneğinden, sanık ...'in hükümden sonra, 06/09/2012 tarihinde öldüğü anlaşılmakla, sair yönleri incelenmeyen hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1 maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca bu sebeple BOZULMASINA, 26/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.