Tebliğname no : 12 - 2011/326443Mahkemesi : Kırklareli 2. Asliye Ceza MahkemesiTarihi : 18/07/2011Numarası : 2011/139 – 2011/259 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Kültür ve Turizm İl Müdürlüğü adına katılma talebinde bulunulduğu ve bu talebe istinaden katılma kararı verildiği halde, gerekçeli karar başlığında, soruşturma sırasında tanık olarak beyanı alınan müze görevlisi E. T.'nın katılan olarak gösterilmesi, mahallinde düzeltilebilir yazım yanlışlığı olarak değerlendirilmiştir. 2863 sayılı Kanunun, 11/11/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu, Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, olay günü sanığın, temyize gelmeyen diğer sanık F.. S.. ile birlikte, Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 21/01/2011 gün ve 3365 sayılı kararı ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen, Kırklareli İli, Merkez İlçesi, Karakaş Mahallesi, Cumhuriyet Caddesi, 29 ada 13 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binaya zarar verdiklerinin tespit edilmesi üzerine sanık hakkında açılan kamu davası ile ilgili olarak, mahkeme tarafından sanığın temyize gelmeyen diğer sanık ile birlikte Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 21/01/2011 gün ve 3365 sayılı karar ile korunması gerekli kültür varlığı olarak tescil edilen yapıya zarar verdiğinden bahisle mahkumiyet kararı verilmiş ise de; 2863 sayılı Kanunun, 11/11/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişik 65/1 maddesinde belirtilen suçun oluşabilmesi için tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmaz malikine tescil kararının tebliğ edilmesi gerektiği, suça konu olan olayda sanığın Edirne Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Kurulunun 21/01/2011 gün ve 3365 sayılı kararı ile tescil edilen yapının maliki olmadığının anlaşılması karşısında, sanığın suça konu yapının niteliğini bilebilecek durumda olmadığı ve atılı suçun kasten işlenebileceği de gözetildiğinde atılı suçtan beraati yerine, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması, Kabule göre de; 1- Sanığın suç tarihinde, kendisinin olmayan taşınmaz kültür varlığına, temyize gelmeyen diğer sanık F.. S.. ile birlikte girip, içerisinde bulunan tahtaları toplamaktan ibaret eylemlerinin hırsızlık suçunu oluşturabileceği gözetilmesizin, eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulması,2- 5237 sayılı TCK’nın 53/3. maddesi uyarınca velayet, vesayet veya kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmasına karar verilirken, sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki hak yoksunluğu süresinin koşullu salıverilme tarihine kadar olması gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15/01/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.