Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 497 - Karar Yıl 2017 / Esas No : 10984 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Zamanaşımı nedeniyle düşme2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanık hakkında açılan davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Şanlıurfa Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'nun 27/02/2012 tarih ve 154 sayılı kararı ile, kentel sit alanında kalan ve mülkiyeti .... isimli şahsa ait olan, korunması gerekli kültür varlığı olarak tescilli ...'nın özgün mimarisinin ve cephe düzeninin önemli ölçüde değiştirilmiş olduğunun belirtilerek suç duyurusunda bulunulmasına karar verildiği, mimar bilirkişiler ... ve ... tarafından tanzim edilen bilatarihli açıklama raporunda, tescilli taşınmazın ticari amaçlı dükkanlardan oluştuğunun, bu dükkanların birçoğunun terzihane olarak kullanıldığının, taşınmaza ilişkin arşiv fotoğrafları ile taşınmazın halihazır durumu karşılaştırıldığında, yapının özgün mimarisini ve cephe özelliklerini kaybettirecek nitelikte müdahalelerde bulunulduğunun, özellikle yapının birinci katındaki kemerli geçişlerin kaldırıldığının ve izinsiz olarak yeniden yapıldığının tespit edildiği, mahkemece yapılan keşif sonrası inşaat bilirkişi tarafından tanzim edilen raporda, beton ve sıva yaşının bilimsel olarak bilinememesinden dolayı, gözlemsel olarak ...'nda yapılan sıvaların ortalama 10 yıl öncesinde yapıldığının, badananın ise 2-3 yıllık olduğunun gözlemlendiğinin belirtildiği, sanığın 02/07/2012 tarihli kolluk beyanında, davaya konu hanın sahibi olan şahsın ölümünden sonra, torunu olan ve dedesiyle aynı adı taşıyan ...'in hanı işletmeye başladığını, ancak vakti olmadığı için handa bulunan iş yerlerini kiralaması için kendisine sözlü vekalet verdiğini, han içerisinde bulunan iş yerlerini çoğunluğu terzi olan kişilere kiraladığını, toplamda üç dükkanın dış cephesini kötü görüntüsünden dolayı ince sıva yaparak düzelttiğini, ancak yasak olduğunu bilmediğini, han içerisinde hiçbir yeri yıkmadığını ifade ettiği anlaşılmakla, mahkemece, öncelikle davaya konu tescilli taşınmazda konusunda uzman inşaat mühendisi, mimar ve sanat tarihçi bilirkişiler refakatinde yeniden keşif icra edilerek, mimar bilirkişiler ... ve ... tarafından tanzim edilen açıklama raporunda belirtilen müdahalelerin, tescilli taşınmazın yapı elemanlarındaki renk değişimi, eskime durumu, parlaklık/solukluk, dökülmeler ve diğer teknik özellikler de dikkate alınmak suretiyle, hangi tarihte yapıldığı her türlü şüpheden uzak şekilde tespit edildikten sonra, taşınmazın malik ya da malikleri belirlenip, ...'in de tanık sıfatıyla ifadesi alınarak, sanığa, taşınmazın tescili kültür varlığı olduğuna dair bilgi verilip verilmediği hususu açıklığa kavuşturulduktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, teknik verilerden yoksun, yalnızca gözleme dayanılarak kanaat bildiren bilirkişi raporuna itibar edilmek suretiyle yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince hükmün isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.