Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4967 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26602 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : 1-Sanıklar..... ve ...'in beraatlerine, 2-Sanık ...'ın a-2863 sayılı Kanunun 74/2, 70 ve 27. maddesi delaleti ile 67 maddelerine aykırılık suçlarından açılan davalardan beraatine, b-5278 sayılı Kanunun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 67/3, 5237 sayılı TCK'nın 62, 50, 52/4 maddeleri uyarınca mahkumiyetine, 3-Sanık ...'ın, 2863 sayılı Kanunun 74/2, 70 ve 27. maddesi delaleti ile 67 maddelerine aykırılık suçlarından açılan davalardan beraatine, 4-Sanık ...'ın, a-2863 sayılı Kanunun 74/2, 70 ve 27. maddesi delaleti ile 67 maddelerine aykırılık suçlarından açılan davalardan beraatine, b-5278 sayılı Kanunun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 67/3, 5237 sayılı TCK'nın 62, 50, 52/4 maddeleri uyarınca mahkumiyetine, 5-Sanık ...'nın, a-2863 sayılı Kanunun 74/2, 70 ve 27. maddesi delaleti ile 67 maddelerine aykırılık suçlarından açılan davalardan beraatine, b-5278 sayılı Kanunun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 67/3, 5237 sayılı TCK'nın 62, 5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddeleri uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 6-Sanık ...'ın, a-2863 sayılı Kanunun 70 maddesine aykırılık suçundan beraatine, b-5278 sayılı Kanunun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 67/3, 5237 sayılı TCK'nın 62, 5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddeleri uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, c-5278 sayılı Kanunun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 73, 5237 sayılı TCK'nın 62, 5271 sayılı CMK'nın 231/5 maddeleri uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına, 7-Sanık ...'ın, 2863 sayılı Kanunun 74/2, 70 ve 27. maddesi delaleti ile 67 maddelerine aykırılık suçlarından açılan davalardan beraatine, 8-Sanık ...'in, a-2863 sayılı Kanunun 70 maddesine aykırılık suçundan beraatine, b-5278 sayılı Kanunun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 67/3, 5237 sayılı TCK'nın 62, 50, 52/4 maddeleri uyarınca mahkumiyetine, 9-Sanık ...'in, a-2863 sayılı Kanunun 74/2, 70 maddelerine aykırılık suçlarından açılan davalardan beraatine, b-2863 sayılı Kanunun 67/3,5237 sayılı TCK'nın 62, 50, 52/4 maddeleri uyarınca mahkumiyetine, b-2863 sayılı Kanunun 73, 5237 sayılı TCK'nın 62/1, 50, 52, 52/4 maddeleri uyarınca mahkumiyetine, 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıklar ..., ... ve ...'in beraatlerine, sanıklar..... ve ...'in mahkumiyetlerine ilişkin hükümler ile sanıklar ... ile ... haklarındaki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlar katılan vekili, sanıklar ... ve ... müdafiileri, sanık ... müdafii ile sanıklar ..., ... ve ... tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:A-Sanıklar ... ve ... haklarında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararlara karşı anılan sanıkların temyiz istemlerinin değerlendirilmesinde, Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının 5271 sayılı CMK'nın 231/12. maddesi uyarınca itiraz kanun yoluna tabi bulunduğu, aynı Kanunun 264. maddesi uyarınca kabul edilebilir bir başvuruda mercide yanılmanın başvuranın hakkını ortadan kaldırmayacağı nazara alınarak, sanıklar ... ve ...'nın haklarındaki karara yönelik temyiz istemlerinin, itiraz mahiyetinde değerlendirilmesi suretiyle CMK'nın 264/2. maddesi uyarınca gereği merciince yapılmak üzere dosyanın incelenmeksizin mahkemesine iadesinin temini için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE,...'in izinsiz kazı ve kültür varlığı ticareti yapmak, izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak ve bildirim yükümlülüğüne aykırılık suçlarından, sanıklar ..., ....'nın izinsiz olarak kazı ve kültür varlığı ticareti yapma suçlarından, sanık ...'in izinsiz olarak kültür varlığı ticareti yapmak suçundan, sanık ...'in izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak ve kolleksiyonerlik ile ilgili hükümlere aykırılık, sanıklar .....'ın izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak, sanıklar ..., ... ve ...'in bildirim yükümlülüğüne aykırılık, sanık ...'in, izinsiz olarak kazı yapmak ve kültür varlığı bulundurmak suçlarından beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik katılan vekilinin temyiz isteminin incelenmesinde,Haberleşme özgürlüğü; ulusal ve uluslararası mevzuatta açık ve korunaklı biçimde düzenlenmiştir. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8.maddesinde ve Anayasamızın 22.maddesinde yer alan haberleşme özgürlüğü ve bu özgürlüğe saygı gösterilmesi hakkının, kesintiye uğramadan ve başkaları tarafından sansür edilmeden, gizliliğinin ihlal edilmeden iletişim kurma hakkı olduğu konusunda şüphe ve tartışma yoktur. Aksi davranışlarda Türk Ceza Kanunun 132. maddesi ve devamı hükümlerinde, her mağdur birey ve her eylem için ayrı ayrı yaptırıma bağlanmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinde, haberleşme özgürlüğünün sınırlandırılması konusunda bazı ölçütler getirilerek, bu özgürlüğün sınırlandırılmasına ilişkin hükümlerin dar yorumlanması gerektiği sıkça vurgulanmaktadır. 5271 sayılı CMK'nın 135. maddesinde telekomünikasyon yoluyla iletişimin denetlenmesinin esas ve usulleri ayrıntılı olarak belirlenmiş ve bu maddede belirlenen esas ve usuller dışında hiç kimsenin, bir başkasının telekomünikasyon yoluyla iletişimini dinleyemeyeceği ve kayda alamayacağı hükmüne yer verilmiştir. Telekomünikasyon yoluyla iletişimin önleme ve istihbari amaçlı olarak denetlenebileceği ayrıca kanunla düzenlendiğine göre, bu hükmü, ceza muhakemesi ile sınırlı kabul etmek gerekir. Buna göre, hiç kimse, bir suç soruşturması ve kovuşturması sürecinde, 135. maddede belirlenen esas ve usuller dışında, bir başkasının telekomünikasyon yoluyla iletişimini dinleyemeyecek ve kayda alamayacaktır. Aksi takdirde, bu yolla elde edilen deliller ceza muhakemesinde kullanılamayacaktır. Bu hükümle aslında, bir delil elde etme ve değerlendirme yasağı getirilmiş bulunmaktadır.Yargıtay Ceza Genel Kurulu kararına konu olan ...Ağır Ceza Mahkemesinin kararında da belirtildiği üzere telefon dinleme kayıtlarının tek başlarına kesin delil niteliğinde olmadıkları, suçun telefonda ikrar edilmesi halinin “mahkeme dışı ikrar” niteliğinde bulunduğu, “ikrarında mahkeme huzurunda dahi yapılmış olmasının” mahkumiyet için tek başına yeterli olmadığı dikkate alındığında, sadece telefon dinleme kaydına dayanılarak ceza verilemeyeceği sonucuna ulaşılmaktadır. Telefon konuşmalarının mutlak şekilde maddi ve destekleyici yan deliller ile kuvvetlendirilmesi gerekmektedir. Yargıtay kararlarında “ses ve görüntü kayıtlarının tek başlarına delil olmayacağı, güvenilirliğinin kuşkulu olduğu ve ancak diğer deliller ile desteklenmeleri halinde hükme dayanak oluşturabilecekleri de sık sık vurgulanmıştır. 5271 sayılı CMK'nın 135/6.maddesinde telefon dinlemesi yapılabilecek suçların neler olduğu tek tek belirtilmiş, örneğin terör suçu kapsamında veya ihaleye fesat karıştırma gibi katalogda yer alan suçlardan soruşturma yapılacak izlenimi verilerek, buna göre dinleme karanın verilmesinin ve bu tespitlerin katalogda bulunmayan bir suç nedeni için delil olarak kullanılmasının kanuna karşı hile olduğu da doktrinde ve yargı kararlarında dile getirilmiştir.Bu açıklamalar ışığında;... İlçe Jandarma Komutanlığının, ... İlçe sınırları içerisinde muhtelif kişilerin kaçak kazı ve izinsiz tarihi eser ticareti ile uğraştıklarını belirleyerek, bu kişilerden sanık ...’ın yerleri ve nitelikleri tespit edilemeyen kazılardan elde ettiği kültür varlıklarını diğer sanık ...'ya sattığına dair kuvvetli şüphe sebeplerinin varlığı ve başka surette delil elde etme imkanının bulunmaması nedenleriyle ... Sulh Ceza Mahkemesinin 07.02.2007 tarih ve 2007/19 değişik iş sayılı kararıyla izinsiz olarak kazı ve kültür varlığı ticareti yapmak suçlarından, sanıklar ...’ın ve ...'nın iletişiminin tespitine, dinlenilmesine ve kayda alınmasına karar verilerek başlatılan soruşturmada, sanıklar ... ve ...’ın diğer sanıklar ... ve ... ile gerçekleştirdikleri gerek görüşme içerikleri gerekse görüşmelerin çokluğu ve sıklığı karşısında ... Sulh Ceza Mahkemesinin 06.04.2007 tarih ve 2007/56 değişik iş sayılı kararı ile bu kez sanıklar ... ve ... haklarında ve ayrıca adı geçen sanıkların görüşme yaptıkları ve irtibatlı oldukları belirlenen diğer sanıklar haklarında iletişimlerinin tespitine, dinlenilmesine ve kayda alınmasına karar verildiği, ayrıca sanıkların evlerinde, işyerlerinde ve araçlarında suç delilerinin elde edilmesi amacıyla eş zamanlı olarak 12.07.2007 tarihinde arama işlemi gerçekleştirildiği, Her ne kadar sanıklar .... ve ... hakkında, izinsiz olarak kültür varlığı ticareti yapmak suçunu işledikleri iddia olunmuş ve sanıkların gerçekleştirdikleri telefon görüşmelerinde tarihi eser alım satımına yönelik söylemlerde bulunmakta iseler de, 2863 sayılı Kanunun 67/2 maddesine temas eden izinsiz kültür varlığı ticareti yapma suçunun 5271 sayılı CMK'un 135. maddesinde sayılan ve iletişimin tespitine karar verilebilecek katalog suçlardan olmadığı, bu itibarla görüşme içeriklerinin anılan suç yönünden sanıklar aleyhine, hukuka uygun olarak elde edilmiş delil vasfında bulunmadığı, kaldı ki iletişimin tespitine ilişkin tutanaklarda belirtilen eserlerin neler olduğuna ve 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunup bulunmadıklarına, dolayısıyla söz konusu suçun unsurlarının oluşup oluşmadığına dair bir saptamanın da yapılamadığı, yine sanıkların inkara yönelik savunmalarının aksine delil mevcut olmadığı, sanıklara atılı izinsiz olarak kazı yapmak suçu 5271 sayılı CMK'un 135. maddesinde sayılan ve iletişimin tespitine karar verilebilecek katalog suçlardan ise de, iletişimin tespitine ilişkin tutanak içeriklerinde, hangi mevkiide ve ne zaman kazı yapıldığına, dolayısıyla kazı suçunun unsurlarının tereddütsüz şekilde tespitine yönelik görüşmelerin yer almadığı, bu itibarla sanıkların üzerine atılı izinsiz olarak kazı ve kültür varlığı ticareti yapma suçlarının unsurlarının oluşup oluşmadığı hususunda oluşan şüphenin sanıklar lehine yorumlanması gerektiği, yine sanık ...'ın evinde yapılan aramada ele geçirilen varlıklar üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 02/11/2010 tarihli bilirkişi raporunda, 1 adet halı makası, 6 adet kirkit, 3 adet yüzük taşı, 1 adet vazo olmak üzere toplam 11 adet eserin tamamının 2863 sayılı Kanun kapsamında taşınır kültür varlığı niteliğini haiz olmadığının belirlendiği, bu itibarla sanığın üzerine atılı izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak suçunun unsurlarının oluşmadığı, keza sanık ...'ın evinde ve iş yerinde yapılan aramalarda ele geçirilen eserleri muhtelif zamanlarda ormanda çalıştığı sırada bulduğunu ve evinde biriktirdiğine dair savunması karşısında, sübuta eren eyleminin 2863 sayılı Kanunun 67/1 maddesine temas eden haber verme sorumluluğuna aykırılık suçunu oluşturacağı, sanığın bulduğu eserleri üç yılı aşkın süredir evinde muhafaza etmesinin ayrıca izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak suçuna vücut vermeyeceği, bu itibarla, sanıkların izinsiz olarak kazı ve kültür varlığı ticareti yapmak, sanıklar ... ve ... hakkında ayrıca izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak suçlarından beraatlerine ilişkin kararların yerinde olduğu, 11/05/1992 tarihli Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonu Yapanlara Ait Belge” ile Konya Müze Müdürlüğü nezdinde koleksiyoner olan sanık ... ve 03/09/1991 tarihli “Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonu Yapanlara Ait Belge” ile Anamur Müze Müdürlüğü nezdinde koleksiyoner olan sanık ...'in izinsiz olarak kazı yapmak suçunu işlediklerinin iddia olunduğu, kazı yapmak suçu 5271 sayılı CMK'un 135. maddesinde sayılan ve iletişimin tespitine karar verilebilecek katalog suçlardan ise de, görüşme içeriklerinde kazı yapıldığına, kazı suçunun unsurlarının tespitine dair bir söylemin yer almadığı, somut olarak kazı yapılan her hangi bir mevkinin belirlenemediği, bu itibarla sanıkların üzerine atılı izinsiz olarak kazı yapma suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığının tespit edilemediği, yine koleksiyoner olan sanık ...'in envanter defterine kayıtlı bulunmayan eserleri bulundurmasının 2863 sayılı Kanunun 73. maddesi kapsamında değerlendirileceği, sanık hakkında anılan varlıkların bulundurulması nedeniyle ayrıca kültür varlıklarını izinsiz olarak bulundurma suçunun oluşmayacağı, ayrıca sanık ... yönünden, izinsiz kültür varlığı ticareti yapma suçunun 5271 sayılı CMK'un 135. maddesinde sayılan ve iletişimin tespitine karar verilebilecek katalog suçlardan olmaması nedeniyle görüşme içeriklerinin anılan suç yönünden sanık aleyhine değerlendirilemeyeceği, genelde görüşme içeriklerinin sanık ...'nın koleksiyonuna dahil etmek istediği eserlerin değerlerinin araştırılmasına yönelik olduğu, somut olarak kültür varlığı ticareti yapıldığına dair bir görüşmenin de mevcut olmadığı, sanığın üzerine atılı kültür varlığı ticareti yapma suçunun unsurlarının oluşup oluşmadığı yönünde şüphe mevcut olduğu, bu nedenlerle sanık ...'nın izinsiz olarak kazı ve kültür varlığı ticareti yapmak, sanık ...'in izinsiz olarak kazı yapmak ve kültür varlığı bulundurmak suçlarından beraatlerine ilişkin kararlarda bir isabetsizlik bulunmadığı,25/01/2007 tarihli “Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonu Yapanlara Ait Belge” ile Adana Müze Müdürlüğü nezdinde koleksiyoner olan sanık ...'ın evinde yapılan aramada envanter defterine kayıtlı olmayan eserlerin ele geçirildiği, Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin belgelendirilerek koleksiyona sonradan ilave edilen taşınır kültür ve tabiat varlıkları otuz gün içinde her iki envanter defterinin devam eden sıra numarasına uyularak usulüne göre kaydedilir hükmünü içerdiği, bu itibarla koleksiyoner olan sanığın aramada ele geçirilen eserleri envanter defterine kayıt etmemesinin 2863 sayılı Kanunun 73. maddesi kapsamında değerlendirilebileceği, anılan suç yönünden ise sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmiş olduğu, söz konusu eserlerin bulundurulmasının ise ayrıca izinsiz olarak kültür varlığı bulundurma suçunu oluşturmayacağı, sonuç olarak sanığın üzerine atılı 2863 sayılı Kanunun 70. maddesine aykırılık suçundan beraatine ilişkin kararın yerinde olduğu,Sanıklar... ...'in evlerinde, araçlarında ve iş yerlerinde yapılan aramalarda 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunan her hangi bir kültür varlığına rastlanılmadığı, sanıkların aşamalarda alınan savunmalarında üzerlerine atılı suçlamaları kabul etmedikleri, 2863 sayılı Kanunun 67/2 maddesine temas eden izinsiz olarak kültür varlığı ticareti suçu ile anılan Kanunun 67/1 ve 70. maddesinde düzenlenen bildirim yükümlülüğüne aykırılık ve izinsiz olarak kültür varlığı bulundurma suçlarının 5271 sayılı CMK'un 135. maddesinde sayılan ve iletişimin tespitine karar verilebilecek katalog suçlardan olmadığı, bu itibarla, söz konusu suçlar yönünden görüşme detaylarının hukuka uygun delil olarak kabul edilemeyeceği, kaldı ki ticarete konu edildiği, izinsiz olarak bulundurulduğu veya süresi içerisinde bildirim yükümlülüğünün yerine getirilmediği iddia olunan eserlerin sanıkların ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda da ele geçirilmemiş olması karşısında, görüşme içeriklerinde bahsi geçen eserlerin 2863 sayılı Kanunun 23. maddesi kapsamında taşınır kültür varlığı niteliğini haiz olup olmadıklarının da belirlenemediği, her ne kadar sanıklar ..... ve ...'e isnat olunan izinsiz olarak kazı yapmak suçu 5271 sayılı CMK'un 135. maddesinde sayılan ve iletişimin tespitine karar verilebilecek katalog suçlardan ise de, görüşme içeriklerinde kazı yapıldığına ve kazı suçunun unsurlarının tespitine yönelik belirleyici her hangi bir delilin bulunmadığı, Yine sanıklar ...... ve ...'nın aşamalarda alınan savunmalarında üzerlerine atılı izinsiz olarak kültür varlığı ticareti suçlamalarını kabul etmedikleri, 2863 sayılı Kanunun 67/2 maddesine temas eden izinsiz kültür varlığı bulundurma suçunun 5271 sayılı CMK'un 135. maddesinde sayılan ve iletişimin tespitine karar verilebilecek katalog suçlardan olmadığı, bu itibarla, söz konusu suçlar yönünden görüşme detaylarının hukuka uygun delil olarak kabul edilemeyeceği, kaldı ki ticarete konu edildiği iddia olunan eserlerin sanıkların ev ve iş yerlerinde yapılan aramalarda ele geçirilen eserler olup olmadığı hususunda kesin bir saptamanın yapılamadığı, görüşme içeriklerinde bahsi geçen eserlerin 2863 sayılı Kanunun 23. maddesi kapsamında taşınır kültür varlığı niteliğini haiz olup olmadıklarının da belirlenemediği, her ne kadar sanıklar .. ...'ya isnat olunan izinsiz olarak kazı yapmak suçu 5271 sayılı CMK'un 135. maddesinde sayılan ve iletişimin tespitine karar verilebilecek katalog suçlardan ise de, görüşme içeriklerinde kazı yapıldığına ve kazı suçunun unsurlarının tespitine yönelik belirleyici her hangi bir konuşmanın bulunmadığı, bu nedenlerle adı geçen sanıkların isnat olunan izinsiz olarak kazı ve kültür varlığı ticareti yapma suçlarından beraatlerine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, Yine sanık ...'in koleksiyonerlik ile ilgili hükümlere aykırı davranarak 2863 sayılı Kanunun 73. maddesini ihlal ettiği ve anılan Kanunun 70. maddesine aykırı davrandığı iddia olunmuş ise de, 28/02/1997 tarihli “Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Kolleksiyonu Yapanlara Ait Belge ile İçel Müze Müdürlüğü nezdinde koleksiyoner olan sanığın evinde ve iş yerinde yapılan aramada envanter defterine kayıtlı bulunan eserlerin dışında ele geçirilen varlıklar üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 02/11/2010 tarihli tarafsız bilirkişi kurulu raporlarında 2863 sayılı Kanun kapsamında taşınır kültür ve tabiat varlığı niteliğini haiz olmadıklarının belirlenmesi karşısında sanığa atılı suçların unsurlarının oluşmadığının sübuta erdiği, Keza 01/11/2010 tarihli bilirkişi raporunda, sanık ...'ın evinde yapılan aramada ele geçirilen 4 adet Kuran'ı Kerim'in, sanık ...'nın evinde yapılan aramada ele geçirilen 12 adet taş ve 1 adet çömleğin 2863 sayılı ile Kanun kapsamında bulunmadığının tespiti karşısında sanık ... yönünden izinsiz olarak kültür varlığı bulundurma, sanık ... yönünden bildirim yükümlülüğüne aykırılık suçunun unsurlarının oluşmadığı, Sanık ...'nün evinde ve işyerinde yapılan aramada ele geçirilen 19 adet varlık üzerinde yapılan inceleme sonrasında düzenlenen 02/11/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda 4 adet sikke ve 9 adet objenin 2863 sayılı Kanun kapsamında yer aldığının 2 adet cüruf ve 4 adet objenin ise anılan Kanun kapsamında bulunmadığının saptandığı, sanığın dava konusu eserleri suç tarihinden 1 gün önce kendi tarlasında su akıntısı olan yerde bulduğuna dair savunmasının aksine delil mevcut olmadığı gibi belirtilen savunma karşısında anılan eserler yönünden izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak suçunun unsurlarının da oluşmadığı, yine sanık ...'in evinde ve iş yerinde yapılan aramada ele geçirilen ve 02/11/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu belirlenen 1 adet mimari parçayı yakalanmadan 1 gün önce yol kenarında bulduğuna ilişkin savunmasının aksine her hangi bir delilin bulunmadığı, adı geçen sanıklardan elde edilen eserlerin 2863 sayılı Kanunun 4. maddesinde belirtilen üç günlük bildirim süresi içerisinde ele geçirilmesi nedeniyle haber verme yükümlülüğüne aykırılık suçunun kanuni unsurlarının oluşmadığı, bu itibarla sanıkların anılan suçlardan beraatlerine ilişki kararların yerinde olduğu anlaşılmakla, Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçların sanıklar tarafından işlendiğinin sabit olmadığı, sanıkların mahkumiyetlerine yeterli kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin eksik inceleme ile beraat kararı verildiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle,... ...'in izinsiz kazı ve kültür varlığı ticareti yapmak, izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak ve bildirim yükümlülüğüne aykırılık suçlarından, sanıklar... ...'nın izinsiz olarak kazı ve kültür varlığı ticareti yapma suçlarından, sanıklar ..., ..., ..., ..., ve ...'in izinsiz olarak kültür varlığı ticareti yapmak suçundan, sanık ...'in izinsiz olarak kültür varlığı ticareti yapmak, izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak ve kolleksiyonerlik ile ilgili hükümlere aykırılık, sanıklar....ve ...'ın izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak, sanıklar ..., ... ve ...'in bildirim yükümlülüğüne aykırılık, sanık ...'in, izinsiz olarak kazı yapmak ve kültür varlığı bulundurmak suçlarından beraatlerine ilişkin hükümlerin, sanık ...'nün bildirim yükümlülüğüne aykırılık suçundan beraatine ilişkin hüküm yönünden isteme aykırı, diğer sanıklar ve hükümler yönünden isteme uygun olarak ONANMASINA, C-Sanıklar .... ve ...'in mahkumiyetlerine, sanık ...'ın kolleksiyonerlik ile ilgili hükümlere aykırılık ve izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak, sanık ...'ın kültür varlığı ticareti, sanık ...'in izinsiz olarak kazı yapmak, izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak, bildirim yükümlülüğüne aykırılık, sanıklar ... ve ...'in bildirim yükümlülüğüne aykırılık, sanıklar . ... ve ...'ın izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak, sanık ...'in, izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak ve bildirim yükümlülüğüne aykırılık suçlarından beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik, sanıklar ... ve ..., sanıklar ... ve ... müdafiileri, sanık ... müdafii ile katılan vekilinin temyiz istemlerinin incelenmesine gelince; 1-Sanık ...'ın evinde yapılan aramada ele geçirilen varlıklar üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 02/11/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda tamamının 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunmadığının belirtilmesi karşısında, sanığın isnat olunan bildirim yükümlülüğüne aykırılık suçundan beraatine karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2-Sanık ...'ın evinde yapılan aramada ele geçirilen iki adet mimari taş parçası üzerinde üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, mevcut durumları itibariyle bilim, kültür, din veya güzel sanatlarla ilgileri, tasnif ve tescile tabi, bildirim zorunluluğu olan, yani 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlıkları olup olmadıkları tespit edilerek, söz konusu varlıkların 2863 sayılı Kanun kapsamında taşınır kültür varlığı niteliğini haiz bulunduğunun tespiti durumunda, söz konusu mimari parçaların babasından kaldığını beyan eden sanığın anılan Kanunun 70. maddesine temas eden izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak suçundan mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, dosyanın tarafı konumundaki Müze Müdürlüğü görevlilerince soruşturma aşamasında düzenlenen rapor hükme esas alınmak ve hatalı değerlendirme yapılmak suretiyle, sanığın üzerine atılı eylemin bildirim yükümlülüğüne aykırılık suçunu oluşturduğunun kabulü ile sanığın anılan suçtan mahkumiyetine ve izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak suçundan beraatine karar verilmesi,3-Koleksiyoner olan sanık ...'nın evinde ve iş yerinde yapılan aramalarda, arama ve el koyma tutanaklarına göre, envanter defterine kayıtlı bulunmayan 78 adet varlık ile 2 koli kitabın ele geçirildiği, 02/11/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda 4 adet eserin 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu 66 adet objenin anılan Kanun kapsamında bulunmadığı belirtilerek toplam 70 adet varlık üzerinde inceleme yapılması karşısında, öncelikle, yeniden oluşturulacak tarafsız bilirkişi heyeti eşliğinde sanıktan ele geçirilen malzemeler üzerinde keşif icra edilerek tutanaklar ve mevcut raporlar arasındaki eserlerin sayısına ilişkin çelişki giderilerek ve her bir eserin 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunup bulunmadığı tereddütsüz bir şekilde belirlenerek sonucuna göre akıbetleri hakkında bir karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması, ayrıca, sanık hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesi'nde yargılanması nedeniyle ... Bakanlığı'nca kolleksiyonerlik faaliyetinin geçici olarak durdurulmasına karar verildiği, bu itibarla öncelikle Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin 15/6 maddesinin “2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümlerine dayanılarak koleksiyoncu hakkında soruşturma ve kovuşturma başlanması halinde koleksiyonculuk faaliyetleri yargılama sonuna kadar durdurulur. Koleksiyoncuların koleksiyonlarındaki taşınır kültür ve tabiat varlıkları, envanter defterleri ve koleksiyon izin belgeleri komisyon tarafından gerekli görülmesi durumunda yediemin olarak ilgili müze müdürlüğünce muhafaza edilir. Yargılama sonucunda koleksiyoncunun hüküm giymesi halinde belgesi iptal edilir" hükmü karşısında sanık hakkında ... Asliye Ceza Mahkemesi'nin 1996/667 esas sayılı dosyasının akıbeti ile anılan dava nedeniyle sanığın koleksiyonerlik belgesinin iptal edilip edilmediği araştırılarak, sanığın koleksiyonerlik belgesinin suç tarihinden önce iptali halinde, sanığın eyleminin izinsiz olarak kültür varlığı bulundurma suçunu düzenleyen 2863 sayılı Kanunun 70. maddesine temas eden suçu oluşturacağı, kolesiyonerlik sıfatının halen devam ettiğinin belirlenmesi halinde ise, sanığın, envanter defterine kayıtlı olmayan ve 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunan her bir eseri edinme zamanına ilişkin olarak ayrıntılı şekilde savunması tespit edilerek, edinme tarihinin üzerinden 30 günden fazla süre geçmesi halinde, sözü edilen Yönetmeliğin 7. maddesinde belirtilen 30 günlük süre içerisinde envanter defterine kayıt edilmesine ilişkin yükümlülüğe riayet edilmediğinden 2863 sayılı Kanunun 73. maddesi uyarınca cezalandırılması gerekeceği, aksi halde anılan eserler yönünden beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak suçundan beraatine karar verilmesi, 4- a) Koleksiyoner olan sanık ...'in iki ayrı ikamet adresinde yapılan aramada envanter defterine kayıtlı bulunmayan 1.151 adet eser, 2 adet dedektör ve aparatları, 4 adet nümizmatik konulu kitap, 1 adet harita, 1 adet mercek,1 adet dinamo ve 1 adet mağara tortulaşmasının ele geçirildiği, adı geçen sanık ile ... arasında geçen görüşmelerin genel olarak fiyat araştırmasına yönelik olduğu, koleksiyoner olan sanığın, satın almak istediği eserlerin piyasa fiyatlarını sorduğu, 2863 sayılı Kanunun 67/2 maddesine temas eden izinsiz kültür varlığı bulundurma suçunun 5271 sayılı CMK'un 135. maddesinde sayılan ve iletişimin tespitine karar verilebilecek katalog suçlardan olmadığı, bu itibarla görüşme içeriklerinin anılan suç yönünden sanık aleyhine, hukuka uygun olarak elde edilmiş delil vasfında bulunmadığı, kaldı ki iletişimin tespitine ilişkin tutanaklarda belirtilen eserlerin neler olduğuna ve 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunup bulunmadıklarına, dolayısıyla söz konusu suçun unsurlarının oluşup oluşmadığına dair bir tespitin yapılamadığı, sanığın inkara yönelik savunmasının aksine delil mevcut olmadığı, bu itibarla izinsiz olarak kültür varlığı ticareti yapmak suçundan beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin anılan suçtan mahkumiyetine karar verilmesi,b) Sanık ...'in suç tarihinde evinde yapılan aramada ele geçirilen eserleri yeni temin ettiği, amacının 30 günlük süre içerisinde envanter defterine kayıt etmek olduğunu beyan etmiş ise de, söz konusu eserlerin sayıları ve çeşitleri nazara alındığında, bu savunmanın itibar edilebilir mahiyette olmadığı, yine sanığın koleksiyonuna dahil olan eserleri muhafaza edeceği adres olarak... Mahallesi, 1/B ... adresini gösterdiği halde yapılan arama işlemi sırasında envantere kayıtlı bulunan eserlerin ... Bereli Mahallesinde bulunan adresinde bulunduğunun belirlendiği, Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesinde belirtilen usule aykırı olarak kültür varlıklarını nakleden sanığın eylemi kül halinde 2863 sayılı Kanunun 73. maddesine aykırılık suçunu oluşturmakla birlikte arama ve el koyma tutanaklarında, sanıktan ele geçirilen eser sayısı 1151 adet iken, 02/11/2010 tarihli bilirkişi raporunda, 1034 adetinin 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunduğu, 82 adet objenin ise kültür varlığı niteliğini haiz olmadığı belirtilerek toplam 1.116 adet eser üzerinde inceleme yapıldığı, bu nedenle, yeniden oluşturulacak tarafsız bilirkişi heyeti eşliğinde söz konusu varlıklar üzerinde keşif icra edilerek tutanaklar ve mevcut raporlar arasındaki eserlerin sayısına ilişkin çelişki giderilerek ve her bir eserin 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunup bulunmadığı tereddütsüz bir şekilde belirlenerek sonucuna göre akıbetleri hakkında bir karar verilmesi gerektiğinin nazara alınmaması, 5- Dosya içeriğinde mevcut 12/07/2007 tarihinde yapılan arama ve el koymaya ilişkin tutanak içeriklerine göre sanık ...'ın evinde ve işyerinde yapılan aramalarda 397 adet varlığın, 1 adet dedektör ve aparatlarının ele geçirildiğinin tespit edildiği, soruşturma aşamasında müze görevlileri tarafından düzenlenen 13/07/2007 tarihli raporda sanıktan 413 adet malzemenin teslim alındığının belirtildiği, hükme esas alınan 02/11/2010 tarihli bilirkişi heyeti raporunda ise sanıktan ele geçirilen 364 adet eserin 2863 sayılı Kanunun 23. maddesi kapsamında tasnif ve tescile tabi taşınır kültür varlığı niteliğini haiz bulunduğunun, 41 adet obje ve sikkenin ise anılan Kanun kapsamında yer almadığının belirtildiği, dolayısıyla söz konusu raporda 407 adet varlık üzerinde inceleme yapıldığı, bu nedenle, yeniden oluşturulacak tarafsız bilirkişi heyeti eşliğinde söz konusu varlıklar üzerinde keşif icra edilerek tutanaklar ve mevcut raporlar arasındaki eserlerin sayısına ilişkin çelişki giderilerek ve her bir eserin 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunup bulunmadığı tereddütsüz bir şekilde belirlenerek sonucuna göre akıbetleri hakkında bir karar verilmesi gerektiğinin, ayrıca sanığın aşamalarda alınan savunmasında, evinde yapılan aramada ele geçirilen eserlerin bir kısmının babasından kaldığını ifade ettiği hususu da göz önüne alınarak izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak suçunun temas ettiği 2863 sayılı Kanunun 70. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiğinin dikkate alınmaması, 6-Sanık ...'in evinde ve iş yerinde yapılan aramalarda 215 adet varlığın ele geçirildiği, suça konu varlıklar üzerinde yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 02/11/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda, sanıktan ele geçirilen eserlerden 119 adetinin 2863 sayılı Kanun kapsamında kültür varlığı niteliğini haiz bulunduğunun, 96 adet sikke ve objenin ise anılan Kanun kapsamında yer almadığının saptandığı, sanığın aşamalarda alınan savunmasında, kültür varlığı ticareti yapmadığını, iletişimin tespitine ilişkin tutanakları kabul etmediğini, evinde ele geçirilen eserleri 1995 yılından bu yana satın alarak biriktirdiğini, söz konusu eserleri müzeye götürdüğünü ancak kendisine iade edildiğini beyan ettiği, 2863 sayılı Kanunun 67/2. Maddesine temas eden izinsiz kültür varlığı ticareti yapma suçunun 5271 sayılı CMK'un 135. maddesinde sayılan ve iletişimin tespitine karar verilebilecek katalog suçlardan olmadığı, bu itibarla görüşme içeriklerinin anılan suç yönünden hukuka uygun olarak elde edilmiş delil vasfında bulunmadığı, sanığın aşamalarda alınan savunmasında, üzerine atılı suçu işlemediğini, ticaret yapmadığını beyan ettiği, sanığın kültür varlığı ticareti yaptığına dair dosya kapsamında mahkumiyetine yeterli kesin ve inandırıcı delil bulunmadığı, bu itibarla anılan suç yönünden sanığın beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin mahkumiyetine karar verilmesi, ayrıca sanığın söz konusu eserleri merakı nedeniyle satın alarak biriktirdiğine dair savunması karşısında, eyleminin izinsiz olarak kültür varlığı bulundurma suçunu oluşturduğu, dolayısıyla sanığın 2863 sayılı Kanunun 70. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği nazara alınmaksızın anılan suç yönünden sanığın beraatine karar verilmesi,7-26/05/1995 tarihli “Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonu Yapanlara Ait Belge” ile ...Müze Müdürlüğüne bağlı olarak koleksiyonerlik yapan sanık ...'ın suç tarihinde evinde yapılan aramada, envanter defterine kayıtlı 407 adet sikke ve 199 adet arkeolojik eserin dışında evnvanter defterine kayıtlı olmayan 33 adet varlığın bulunarak el konulduğu, 02/11/2010 tarihli tarafsız bilirkişi kurulu raporunda sanıktan ele geçirilen eserlerden 1 adet ağırlık, 2 adet bronz sikke, 1 adet bronz küpe, 1 adet okçu yüzüğü, 1 adet bronz kulp ve 1 adet bilezik olmak üzere toplam 7 adet varlığın 2863 sayılı Kanun kapsamında taşınır kültür varlığı niteliğini haiz bulunduğunun, diğer 26 adet malzemenin ise anılan Kanun kapsamında yer almadığının belirlendiği, sanığın savunmasında evinde ele geçirilen malzemelerden ağırlık olarak tabir edilenleri 10 yıl kadar önce ismini bilmediği bir şahıstan satın aldığını, 1 adetini kendisine ayırıp kalanını müzeye teslim ettiğini, 1 adet bronz roma sikkesinin ise evine ne şekilde geldiğini hatırlamadığını ifade ettiği, sanık hakkında... Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanması nedeniyle koleksiyonerlik faaliyetinin ...Bakanlığı'na geçici olarak durdurulmasına karar verildiği, bu itibarla öncelikle Korunması Gerekli Taşınır Kültür ve Tabiat Varlıkları Koleksiyonculuğu ve Denetimi Hakkında Yönetmeliğin 15/6 maddesinin "2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ve 21/3/2007 tarihli ve 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu hükümlerine dayanılarak koleksiyoncu hakkında soruşturma ve kovuşturmaya başlanması halinde koleksiyonculuk faaliyetleri yargılama sonuna kadar durdurulur.  Koleksiyoncuların koleksiyonlarındaki taşınır kültür ve tabiat varlıkları, envanter defterleri ve koleksiyon izin belgeleri komisyon tarafından gerekli görülmesi durumunda yediemin olarak ilgili müze müdürlüğünce muhafaza edilir. Yargılama sonucunda koleksiyoncunun hüküm giymesi halinde belgesi iptal edilir" hükmü karşısında sanık hakkında Alanya Ağır Ceza Mahkemesi'nde mevcut yargılamasının akıbeti ile anılan dava nedeniyle koleksiyonerlik belgesinin iptal edilip edilmediği araştırılarak, sanığın koleksiyonerlik belgesinin suç tarihinden önce iptali halinde, sanığın eyleminin izinsiz olarak kültür varlığı bulundurma suçunu düzenleyen 2863 sayılı Kanunun 70. maddesine temas eden suçu oluşturacağı, kolesiyonerlik sıfatının halen devam ettiğinin belirlenmesi halinde ise, sözü edilen Yönetmeliğin 7. maddesinde belirtilen 30 günlük süre içerisinde envanter defterine kayıt edilmesine ilişkin yükümlülüğe riayet edilmediğinden 2863 sayılı Kanunun 73. maddesi uyarınca cezalandırılması gerekeceği nazara alınmaksızın eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu bahse konu suçlardan beraatine karar verilmesi,8-Sanık ...'ın evinde yapılan aramada toplam 179 adet sikke, obje, nümizmatik kitaplar ve sikke tanıtım kataloglarının ele geçirildiği, adı geçen sanığın, soruşturma aşamasında kolluk görevlileri tarafından müdafii huzurunda alınan savunmasında, 27/02/2007 günü saat 18.02 sıralarında sanık ... ile yaptığı görüşme içeriği ile ilgili olarak alınan savunmasında, sanık ...'dan daha evvel Osmanlı Dönemine ait alım satımı serbest olan sikke satın aldığını, Karamanoğulları olarak geçen ifadenin bunlara ilişkin olduğunu, hatta bunlardan 5 adetinin aramada ele geçirildiğini, kendisinde bulunan tüm malzemelerin alım satımı serbest olan eserler olduğunu, yargılama aşamasında ise, alım satımı suç teşkil etmeyen, koleksiyonculuğu için belge gerektirmeyen İstanbul'da yapılan bir çok müzayedelerle serbestçe alınıp satılabilen dirhem veya akçe şeklinde de tabir edilen Osmanlı'nın son döneminde ait ağırlık ölçüleri ile yine bu döneme ait jetonlar ve son 6 padişah dönemine ait paralar ve bu şekilde kayıt gerektirmeyen etnografik objelerin meraklısı olduğunu, bu objeleri değişik zamanlarda topladığını, bu konu ile ilgili olarak da ... ile bir kaç kez telefonda görüştüğünü telefon görüşmelerindeki bahsi geçen eserlerin 2863 sayılı yasa kapsamına giren tescil ve tasnife tabi müzelerde korunması gerekli eserlerden olduğunu, ticaret kast ve saikinin bulunmadığını ifade ettiği anlaşılmış olup, öncelikle sanıktan ele geçirilen varlıklar üzerinde üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, mevcut durumu itibariyle bilim, kültür, din veya güzel sanatlarla ilgisi, tasnif ve tescile tabi, bildirim zorunluluğu olan, yani 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlığı olup olmadığı tespit edilip, anılan niteliği haiz olduğunun belirlenmesi halinde, sanığın, söz konusu varlıkların bir kısmının ailesinden kaldığını, bir kısmını ise merakı nedeniyle satın aldığını beyan etmesi karşısında sübuta eren eylemin aynı Kanunun 70. maddesine temas eden izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak suçunu oluşturacağı gözetilmeksizin, yine 2863 sayılı Kanunun 23/a maddesinde korunması gerekli taşınır kültür ve tabiat varlıkları arasında sayılan etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarının serbestçe bulundurulamayacağı, aynı Kanunun 25/1 maddesi uyarınca tasnif ve tescile tabi tutulan korunması gerekli etnoğrafik nitelikteki kültür varlıklarından müzelere alınması gerekli görülmeyenler ile bu nitelikte olup da sahiplerince müzelere satılmak istenmeyen taşınır kültür varlıklarının “tescile tabi taşınır kültür ve tabiat varlığı belgesi” düzenlenerek sahiplerine iade edileceği, başka bir deyişle suça konu eserin etnoğrafik nitelikte kültür varlığı olmasının, bu varlığın serbestçe bulundurulabileceği anlamına gelmediği hususu dikkate alınmaksızın sözü edilen eserler yönünden kendi içinde çelişkili olan davanın tarafı konumundaki Müze Müdürlüğü uzmanlarınca düzenlenen rapora itibar edilerek sanığın beraatine karar verilmesi, 9-a)Sanık ...'in iş yerinde yapılan aramada 01/11/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporu ile 2863 sayılı Kanun kapsamında taşınır kültür varlığı niteliğini haiz bulunduğu belirlenen 1 adet çan ele geçirildiği, sanığın aşamalarda alınan savunmasında, suça konu çanı...İlinin ... İlçesinde yaptığı kazı neticesinde bulduğunu ve iş yerine koyduğunu, kazıda bulunan eserlerin müzeye verilmesi gerektiğini bildiğini ifade ettiği anlaşılmış olup, sanığın kazı neticesinde bulduğu eseri 2863 sayılı Kanunun 4. maddesinde belirtilen 3 günlük sürede ilgili mercilere bildirmeyerek anılan Kanunun 67/1 maddesine temas eden ihbar yükümlülüğüne aykırılık suçunu işlediği gözetilmeksizin, eylem ikiye bölünerek bildirim yükümlülüğüne aykırılık ve izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak suçlarından iki ayrı dava açılarak her iki suçtan beraatine karar verilmesi, b)Yine sanık ...'in, dava konusu çanı ... İli,... İlçesinde kazı yaparak bulduğuna dair savunması ve kazı yapılan bölgenin 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli nitelik taşıyıp taşımadığı hususunda dosya kapsamında bir tespitin bulunmaması karşısında, şüpheden sanık yararlanır ilkesi nazara alınarak, ayrıca söz konusu kazı neticesinde sanık tarafından korunması gerekli taşınır kültür varlığı niteliğini haiz bulunan çanın ele geçirilmesi nedeniyle eylemin tamamlanmış olduğu hususu da dikkate alınarak 5728 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesinde ve suç tarihinde yürürlükte bulunan, sanığın lehine olan 2863 sayılı Kanunun 74/2. cümlesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, hatalı değerlendirme neticesinde bahse konu izinsiz kazı yapmak suçu yönünden beraatine hükmedilmesi, 10-Dosya kapsamında mevcut arama ve el koyma tutanaklarına göre 12/07/2007 tarihinde sanık ...'ın evinde ve işyerinde yapılan aramada 1 adet dedektör ve aparatları ile 1 adet yüzük, 1 adet kase, 3 adet madeni para kataloğu ve 3 adet dedektör faturası ele geçirildiği halde yargılama aşamasında mahkemece icra edilen keşifler neticesinde düzenlenen 02/07/2009 ve 02/11/2010 tarihli bilirkişi raporlarında, sanıktan ele geçirilen 1 adet yüzük, 1 adet kasenin 2863 sayılı Kanun kapsamında taşınır kültür varlığı niteliğini haiz olduğunun belirtilmesinin yanı sıra anılan tutanaklarda yer almayan iki adet mimari parçadan daha söz edildiği anlaşılmış olup, raporlarda belirtilen 2 adet mimari parçanın kendisine ait olup olmadığı hususunda sanığın savunması tespit edilmek suretiyle anılan mimari parçaların sanığa ait olup olmadığı noktasında tutanaklar ile raporlar arasında mevcut olan bu çelişki tereddütsüz biçimde giderildikten sonra, sanığın aşamalarda alınan savunmasında, evinde yapılan eserlerin dedesi ve ninesinden kaldığını ifade ettiği hususu da göz önüne alınarak 2863 sayılı Kanunun 70. maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verilmesi gerektiği gözetilmeksizin, sanığın bildirim yükümlülüğüne aykırılık suçundan beraatine karar verilmesi, 11-Sanık ...'in evinde yapılan aramada 1 adet kroki, 1 adet tarihi eserlerin yerini gösterir çizelge, 1 adet Arapça yazılı kağıt ile 22 adet sikke ve objenin ele geçirildiği, 02/11/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda sanıktan ele geçirilen varlıklardan 20 adetinin 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunduğunun belirlendiği, sanığın 15 yıl önce bulduğunu beyan ettiği eserleri 2863 sayılı Kanunun 4. maddesinde belirtilen 3 günlük sürede ilgili mercilere bildirmeyerek anılan Kanunun 67/1 maddesine temas eden ihbar yükümlülüğüne aykırılık suçunu işlediği gözetilmeksizin, delillerin takdir ve değerlendirmesinde yanılgıya düşülerek sanığın söz konusu suçtan beraatine karar verilmesi,12-Sanık ...'in evinde ve iş yerinde yapılan aramalarda 30 adet muhtelif özellikte obje ile 1 adet dedektör ve aparatlarının ele geçirildiği, 02/11/2010 tarihli bilirkişi kurulu raporunda sanıktan ele geçirilen eserlerden 10 adetinin 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunduğunun, diğer varlıkların ise anılan Kanun kapsamında yer almadığının belirtildiği, sanığın aşamalarda alınan savunmasında söz konusu eserleri beş yıl önce merakı nedeniyle satın aldığını ifade etmesi karşısında, ticaret kast ve saiki olmaksızın satın aldığı eserleri izinsiz olarak bulundurduğu, bu itibarla 2863 sayılı Kanunun 70. maddesi uyarınca mahkumiyeti gerektiği dikkate alınmaksızın, eylem ikiye bölünerek bildirim yükümlülüğüne aykırılık ve izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak suçlarından iki ayrı dava açılarak her iki suçtan beraatine karar verilmesi, 13-Sanık ...'ın suç tarihinde evinde ve iş yerinde yapılan aramalarda 1 adet eski paranın ele geçirildiği anlaşılmış olup, anılan para üzerinde üniversitelerin arkeoloji ve sanat tarihi kürsülerine mensup öğretim üyelerinden oluşan bilirkişi kuruluna inceleme yaptırılarak, mevcut durumu itibariyle bilim, kültür, din veya güzel sanatlarla ilgisi, tasnif ve tescile tabi, bildirim zorunluluğu olan, yani 2863 sayılı Kanun kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlığı olup olmadığı tespit edilip, anılan niteliği haiz olduğunun belirlenmesi halinde, sanığın söz konusu eski parayı ne şekilde ve ne zaman elde ettiği hususunda ayrıntılı olarak savunması tespit edildikten sonra 2863 sayılı kanunun 67/1 ve 70 maddesinde düzenlenen suçlar yönünden hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, davanın tarafı konumundaki Müze Müdürlüğü uzmanlarınca soruşturma aşamasında düzenlenen rapor hükme esas alınmak suretiyle izinsiz olarak kültür varlığı bulundurmak suçundan beraatine karar verilmesi,14-Dosya içeriğinde mevcut arama ve el koyma tutanaklarında, 12/07/2007 tarihinde sanık ...'ın evinde ve işyerinde yapılan aramada 2 adet dedektör ve aparatları, 7 adet dedektör kullanma kılavuzu, 9 adet tarihi eser kataloğu, 1 adet Kuran'ı Kerim ile 5 adet objenin ele geçirildiği belirtildiği halde yargılama aşamasında mahkemece icra edilen keşifler neticesinde düzenlenen 02/07/2009 ve 02/11/2010 tarihli bilirkişi raporlarında, tutanaklarda hiç isimleri geçmeyen 3 adet koleksiyoner envanter defteri, 3 adet dosya içinde koleksiyonerlik belgeleri, 2 adet sikke kataloğu, 1 adet cd, 1 adet kuyumcu terazisi, 1 makara fotoğraf filmi, çeşitli nümizmatik ve eski eserle ilgili fotokopiler ve 1 adet altın varak gibi malzemeler üzerinde inceleme yapıldığı, sanığın aşamalarda alınan savunmasında, suça konu eserleri kendi arazisini sürerken bulduğunu, suç tarihinden 1 gün önce Isparta Müzesine götürdüğünü, tarihi niteliği olmadığından eserlerin kendisine iade edildiğini ifade ettiği, ... İl Kültür ve Turizm Müdürlüğünün 18/07/2007 tarihli cevabi yazılarında ise sanık tarafından 11/07/2007 tarihinde 22 adet sikke ve 22 adet pişmiş topraktan yapılma eser, 12/07/2007 tarihinde ise 6 adet obje ve 1 adet Kuran'ı Kerim getirildiğinin, kendisine tescil dışı olduğundan bahisle müzeye alınmasına gerekli görülmeyen her hangi bir eser tesliminin yapılmadığının bildirildiği anlaşılmış olup yeniden oluşturulacak tarafsız bilirkişi heyeti eşliğinde söz konusu varlıklar üzerinde keşif icra edilerek tutanaklar ve mevcut raporlar arasındaki eserlerin sayısına ve vasfına ilişkin mevcut çelişki giderilerek ve her bir eserin 2863 sayılı Kanun kapsamında bulunup bulunmadığı tereddütsüz bir şekilde belirlenerek sanıktan ele geçirilen eserlerin taşınır kültür varlığı niteliğini haiz bulunduklarının saptanması halinde ihbar yükümlülüğüne aykırılık suçunu düzenleyen 2863 sayılı Kanunun 67/1 maddesi uyarınca mahkumiyetine karar verilmesi gerektiği nazara alınmaksızın eksik araştırma ve hatalı değerlendirme sonucu sanığın izinsiz olarak kültür varlığı bulundurma suçundan beraatine karar verilmesi, Kabul ve uygulamaya göre de;1-Sanıklar .... ve ... haklarında, kararın gerekçe kısmında izinsiz olarak kültür varlığı ticareti yapma suçunu işledikleri ve mahkumiyetlerinin gerektiği belirtildiği halde, sanıklar hakkında sırasıyla tesis edilen (3), (7), (9) numaralı hüküm fıkralarında anılan suç yönünden sanıkların beraatine karar verilmesi, yine sanıklar ... ve ... haklarında sırasıyla tesis edilen (4) ve (8) numaralı hüküm fıkralarında, 2863 sayılı Kanunun 4. maddesi yollaması ile 67. maddesinde düzenlenen bildirim yükümlülüğüne aykırılık suçunu işledikleri belirtilerek cezalandırılmalarına karar verilirken somut olayda uygulama yeri bulunmayan ticareti yasak olmayan taşınır kültür varlıklarının izinsiz olarak ticaretini yapma suçunu düzenleyen 67/3 maddesi uyarınca ceza tesis edilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında karışıklığa neden olunması, 2-Sanık ... hakkında 2863 sayılı Kanunun 73. maddesi uyarınca cezalandırılması istemi ile dava açılmadığı ve anılan suç yönünden sanık hakkında hüküm tesis edilmediği halde, kararın gerekçe kısmında sanığın bahse konu madde uyarınca cezalandırılmasına karar verildiğinin belirtilmesi, yine sanıklar ... ve ... haklarında, iddianamede, sevk maddeleri arasında ihbar yükümlülüğüne aykırılık suçunu düzenleyen 2863 sayılı Kanunun 4. maddesi yollaması ile 67. maddesinin gösterilmemesine rağmen, gerekçede, sanığın söz konusu suçu işlediğinden bahisle cezalandırılmasına karar verildiğinin belirtilmesi, buna karşın sanıklar hakkında tesis edilen (17) ve (19) numaralı hüküm fıkralarında bundan farklı olarak 2863 sayılı Kanunun 27. maddesi delaleti ile 67. maddesinde düzenlenen kültür varlığı ticareti suçunu işlediği 5728 sayılı Kanun ile anılan madde de yapılan değişikliğin sanık lehine olduğunun belirtilmesine rağmen somut olayda uygulama yeri bulunmayan ticareti yasak olmayan taşınır kültür varlıklarının izinsiz olarak ticaretini yapma suçunu düzenleyen 67/3 maddesi uyarınca ceza tesis edilmek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında karışıklığa neden olunması, Kanuna aykırı olup, sanıklar .... ve ...., sanıklar ... ve ... müdafiileri, sanık ... müdafii ile katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince, sanıklar ...'in mahkumiyetlerine, sanıklar ...'in ..., ... ve ...'ın beraatlerine ilişkin hükümler yönünden isteme aykırı, sanıklar ..., sanık ... ve ...'in beraatlerine ilişkin hükümler yönünden isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 24/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.