Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokmaHüküm : TCK'nın 179/3-2, 62, 53/1, 58. maddeleri gereğince mahkumiyetTrafik güvenliğini tehlikeye sokma suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelendi gereği düşünüldü;Yapılan yargılamaya toplanıp karar yerinde gösterilen delillere mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine incelenen dosya kapsamına göre, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine; ancak;1-Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesinde zorunluluk bulunması;2-Sanığın adli sicil kaydında yer alan Aksaray 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2013/500-825 sayılı ve 14.03.2014 kesinleşme tarihli, TCK'nın 179/2. maddesi gereğince 25 gün hapis cezasına ilişkin ilamda tekerrür hükümleri uygulandığından, bu ilamın tekerrüre esas alınması halinde, sanık hakkında 5275 sayılı Kanunun 108/3. maddesi hükmü uyarınca ikinci kez tekerrür nedeniyle hükümlünün koşullu salıvermeden yararlanamayacağı, bu itibarla tekerrüre esas alınan ilamdan daha aleyhe olduğu gözetilmeden, yazılı şekilde hüküm kurulması,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümü hüküm fıkrasından çıkarılarak yerine “Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK'nn 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (d), (e) bentlerindeki hakları kullanmaktan, aynı Kanun'un 53/2. maddesi gereğince, hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; TCK'nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde belirtilen hakları kullanmak yönünden ise, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı Kanun'un 53/3.maddesi gereğince koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler bakımından TCK'nın 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendindeki hak yoksunlukları açısından ise Anayasa Mahkemesi'nin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesine” ibarelerinin eklenmesi, hükmün tekerrüre ilişkin bölümündeki “TCK nun 58/6. maddesi gereğince TCK nun 58/2-b maddesindeki 5 yıl ve daha az süreli hapis cezasına mahkumiyet halinde bu cezanın infaz edildiği tarihten itibaren 3 yıl geçmesi halinde tekerrüre ilişkin hükmün uygulanamayacağı şartı; sanığın daha önceden Aksaray 2. Asliye Ceza Mahkemesince 2013/169 esas, 2013/283 karar sayılı ilamıyla 6136 sayılı yasanın 13/1,TCK'nın 62/1 maddesi uyarınca neticede 10 ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verildiği, söz konusu ilamın 14/06/2013 tarihinde kesinleştiği, TCK'nın 58/2 maddesinde öngörülen tekerrür süresi içerisinde suç işleyen sanığa verilen hapis cezasının mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine, ayrıca mükerrir hakkında cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına, “ ibaresinin çıkartılıp, yerine “Sanığın adli sicil kaydında yer alan Aksaray 2. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 2013/500-825 sayılı ve 14.03.2014 kesinleşme tarihli, TCK'nın 179/2. maddesi gereğince 25 gün hapis cezasına ilişkin ilam gereğince sanık hakkında TCK'nın 58. maddesi gereğince tekerrür hükümlerinin uygulanmasına, sanığın ikinci kez mükerrir olması sebebiyle sanık hakkında koşullu salıverme hükümlerinin uygulanmamasına, ancak temyiz edenin sıfatı gözetilerek CGTİK'nın 108/2. maddesinin miktar itibariyle mahkemenin esas aldığı ilamdaki cezanın esas alınmasına'' ibaresinin eklenmesi suretiyle, sair yönleri usul ve Kanuna uygun bulunan hükmün, DÜZELTİLEREK ONANMASINA; 24.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.