Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatHüküm : 3.869,69 TL maddi ve 8.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesineDavacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Davacı vekilinin 27.08.2013 havale tarihli dava dilekçesi ile davacının 277 gün tutuklu kaldığını ve üzerine atılı suçtan beraatine karar verildiğini belirterek maddi ve manevi tazminat talebinde bulunduğu, dosya içerisine alınan tazminat talebinin dayanağı olan Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinin ... Esas – ... sayılı kararı ile bir kısım belgelerin incelenmesinde; davacının 26.11.2006 – 31.08.2007 tarihleri arasında tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda 15.05.2009 tarihli karar ile davacı hakkında suç örgütünün üyesi olduğuna ve örgüt faaliyeti kapsamında dolandırıcılık ve diğer eylemlere katıldığı konusunda yeter delil bulunmadığından haksız ekonomik çıkar sağlamak amacıyla kurulan suç örgütünün üyesi olmak suçundan beraatine, 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan ise 5 ay hapis ve 375 gün adli para cezası ile cezalandırılmasına ve verilen cezanın ertelenmesine karar verildiği, 6136 sayılı Kanuna muhalefet suçundan verilen ve ertelenen mahkumiyet kararının temyiz edilmeden 01.09.2009 tarihinde kesinleştiğine dair kesinleşme şerhi düzenlendiği ancak davacı hakkında verilen beraat kararının hangi tarihte kesinleştiğine dair bir bilgi ve belgeye rastlanılamadığı, davacının hangi suç ya da suçlardan tutuklandığının da dosya içeriğinden anlaşılamadığı ve tazminat davasının 27.08.2013 tarihinde açıldığı dikkate alındığında, davacı ile ilgili tutuklama ve tahliyeye ilişkin tüm müzekkere ve belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde aslı ya da onaylı örnekleri dosya içine alınarak, tutuklamanın hangi suç yada suçları kapsadığı, davacının tutuklanmasına neden olan suç ya da suçlardan verilen kararların hangi tarihte kesinleştiği ve davacının tutuklanmasına neden olan suç ya da suçlardan tazminat davasının 5271 sayılı CMK'nın 142/1. maddesinde öngörülen sürede açılıp açılmadığının tereddüde mahal vermeyecek şekilde tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi, Kabule göre de;1- Hüküm duruşmasında hazır bulunan Cumhuriyet savcısının isim ve sicil bilgilerinin gerekçeli karar başlığında yazılmaması, 2- 27.08.2013 olan dava tarihinin gerekçeli karar başlığında 28.08.2013 olarak yazılması ile hüküm fıkrasında ise manevi tazminat miktarına yasal faize hükmolunurken dava tarihinin 21.08.2013 olarak yazılması suretiyle manevi tazminata bu tarihten itibaren yasal faize hükmedilmesi,3- Geliri ve tutuklu kaldığı döneme ilişkin kazanç kaybı miktarı konusunda itibar edilebilecek herhangi bir belge ibraz edemeyen davacının tutuklu kaldığı döneme ilişkin olarak Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığınca 16 yaşından büyükler için belirlenen net asgari ücret miktarları üzerinden hesaplama yapılarak 3.741,72 TL’nin maddi tazminat olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporunda hatalı hesaplama yapılarak belirlenen 3.869,69 TL'nin hükme esas alınması suretiyle maddi tazminatın fazla tayini, 4- Dairemizce yapılan temyiz incelemeleri sırasında aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı olarak birden fazla davanın açıldığının tespit edildiğinin anlaşılması karşısında; hazine zararına yol açan mükerrer davalara ilişkin ödemelerin önlenmesinin temini ve kamu kaynaklarının etkili, verimli ve hukuka uygun kullanılması bakımından, aynı konu ve haksız tutuklama nedenine dayalı açılmış dava olup olmadığının ilgili birimlerden sorulup, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden de araştırılarak tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 09.01.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.