Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiKarar Tarihi : 07.08.2015Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirmek veya yaymak suçlarından şüpheliler ..., ..., ... ve .... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, Ankara Batı Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 17/06/2015 tarihli ve 2014/35419 soruşturma, 2015/11653 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin Ankara Batı 1. Sulh Ceza Hakimliğinin 07/08/2015 tarihli ve 2015/2338 değişik iş sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.Dosya kapsamına göre, şüphelilerin savunması, müştekinin beyanı ve dosya arasında bulunan deliller birlikte değerlendirildiğinde, toplanan delillerin kamu davası açılmasını gerektirir nitelikte bulunduğu ve bu delillerin mahkemesince değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeksizin, itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü'nün 21.12.2015 gün ve 94660652-105-06-13498-2015-26782/84696 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 29.01.2016 gün ve 2015/425858 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;Dosya incelenerek gereği düşünüldü:Belirli veya belirlenebilir bir kişiye ait her türlü bilginin, başkasına verilmesi, yayılması ya da ele geçirilmesi, TCK'nın 136/1. maddesinde “Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” başlığı altında suç olarak tanımlanmış olup, eylemin; kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak ya da belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle gerçekleşmesi hali, aynı Kanunun 137. maddesinde cezada artırım nedeni olarak öngörülmüştür.Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunun maddi konusunu oluşturan “kişisel veri” kavramından, kişinin, yetkisiz üçüncü kişilerin bilgisine sunmadığı, istediğinde başka kişilere açıklayarak ancak sınırlı bir çevre ile paylaştığı nüfus bilgileri (T.C. kimlik numarası, adı, soyadı, doğum yeri ve tarihi, anne ve baba adı gibi), adli sicil kaydı, yerleşim yeri, eğitim durumu, mesleği, banka hesap bilgileri, telefon numarası, elektronik posta adresi, kan grubu, medeni hali, parmak izi, DNA'sı, saç, tükürük, tırnak gibi biyolojik örnekleri, cinsel ve ahlaki eğilimi, sağlık bilgileri, etnik kökeni, siyasi, felsefi ve dini görüşü, sendikal bağlantıları gibi kişinin kimliğini belirleyen veya belirlenebilir kılan, kişiyi toplumda yer alan diğer bireylerden ayıran ve onun niteliklerini ortaya koymaya elverişli, gerçek kişiye ait her türlü bilginin anlaşılması gerekir. Herkes tarafından bilinen ve/veya kolaylıkla ulaşılması ve bilinmesi mümkün olan kişisel bilgiler de, yasal anlamda “kişisel veri” olarak kabul edilmekte ise de, anılan maddenin uygulama alanının amaçlanandan fazla genişletilerek, uygulamada belirsizlik ve hemen her eylemin suç oluşturması gibi olumsuz sonuçların doğmaması için, maddenin uygulamasında, somut olayın özellikleri dikkate alınarak titizlikle değerlendirme yapılması, olayda herhangi bir hukuk dalı tarafından kabul edilebilecek bir hukuka uygunluk nedeni veya bu kapsamda nazara alınabilecek bir hususun bulunup bulunmadığının saptanması ve sanığın eylemiyle hukuka aykırı hareket ettiğini bildiği ya da bilebilecek durumda olduğunun da ayrıca tespit edilmesi gerekir.Bu açıklamalar ışığında somut olay incelendiğinde; şikayetçi ..... vekilinin Ankara Batı Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığına verdiği 02.12.2014 tarihli şikayet dilekçesiyle, müvekkili olan şikayetçi .....'in 25.12.2009 tarihinde kullandığı konut kredisi hakkında 25.11.2014 tarihinde bankaya APS yoluyla dilekçe gönderdiğini ve bilgi edinme başvurusunda bulunduğunu, daha sonra 29.11.2014 tarihinde 0545 769 82 13-15-26-33 numaralı hatlardan müvekkilini arayan kişilerin, çektiği kredinin 5000 TL dosya masrafını 99 TL karşılığında geri almasını sağlayabileceklerini söyleyip, müvekkilinden iş adresi ile banka hesap numarasını aldıklarını, daha sonra müvekkilin telefonuna gelen şifreyi istemeleri üzerine durumdan şüphelenen müvekkilinin şifreyi vermediğini ve bankayı arayarak hesaplarına bloke koydurduğunu, dolandırıcılık amacıyla müvekkili ....'den kişisel verilerini hukuka aykırı olarak ele geçiren şüphelilerden şikayetçi olduklarını beyan ettiği, bu şikayet dilekçesi üzerine Ankara Batı Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığınca olay hakkında soruşturmaya başlandığı, soruşturma kapsamında şikayetçinin cep telefonu numarasının olay günü olan 29.11.2014 günündeki HTS kayıtlarının getirildiği, HTS raporunda olay günü şikayetçiyi aradığı gözüken 0545 769 82 26, 0545 769 82 33 ve 0545 769 82 15 numaralı hatların ... Telekominikasyon A.Ş. adına kayıtlı olduğu, yine şikayet dilekçesinde bildirilen telefon numaralarının kimler adına kayıtlı olduğunun ...Telekominikasyon A.Ş. isimli firmaya sorulması üzerine, iletişim şirketinden gelen cevap neticesinde hatların ... Telekominikasyon A.Ş., ..., .... ve ... adlarına kayıtlı olduklarının tespit edildiği, yürütülen soruşturma kapsamında ...Telekominikasyon A.Ş. isimli firmanın yönetim kurulu başkanının şüpheli ... olduğunun tespit edildiği, ... ., .... ve ...'nün alınan ifadelerinde, atılı suçlamayı kabul etmedikleri, adlarına kayıtlı gözüken hatların kullanıcısı olmadıklarını, kendilerinden habersiz açılmış olabileceğini beyan ettikleri, ancak şüpheli ...'in verdiği ifadesinde, kendisinin bilişim şirketinin sahibi olduğunu ve adına 900 adet hattın kayıtlı olduğunu, tüm Türkiye'yi rastgele aradıklarını ve kart aidatları ile kredi masraflarını geri alabilmeleri için danışmanlık hizmeti teklif ettiklerini, şikayetçinin de bu nedenle aranmış olabileceğini, şikayetçiye gelen şifreyi şikayetçinin kendilerine vermemesi nedeniyle de işlem yapamadıklarını ve kredi kartından her hangi bir ücret almadıklarını beyan ettiği, Ankara Batı Adliyesi Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/35419 soruşturma numarası üzerinden yürütülen soruşturma neticesinde, 17.06.2015 tarihinde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, her ne kadar şikayetçi vekilince yapılan 13.07.2015 tarihli itiraz üzerine, Ankara Batı 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 07.08.2015 tarih, 2015/2338 değişik iş sayılı kararıyla itirazın reddine karar verilmiş ise de; Dolandırıcılık gibi hukuka aykırı bir amaç için adres bilgisi, banka hesap numarası gibi kişisel verilerin ele geçirilmesinin, veren kişinin iradesinin fesada uğratılmış olması nedeniyle, hukuka uygun olduğunun kabul edilemeyeceği, bu nedenle telefon hatlarının kayıtlı olduğu ...Bilişim Telekominikasyon A.Ş. isimli firmanın gerçekte danışmanlık hizmeti verip vermediğinin, bu firma yöneticileri hakkında açılmış dolandırıcılık suçundan davaların bulunup bulunmadığının, sonuçlanmış ise ne karar verildiğinin ve şikayetçiyi olay günü arayarak kişisel verilerini ele geçiren şüphelilerin kim veya kimler olduğunun tereddütsüz bir şekilde tespiti ile soruşturmanın sonucuna göre şüpheli veya şüpheliler hakkında, TCK'nın 136/1. maddesine uyan kişisel verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan iddianame düzenlenmesi gerektiği düşünülmeden, eksik soruşturma neticesi verilen kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan şikayetçi vekilinin itirazının kabulü yerine, yazılı şekilde reddinde isabet görülmediğinden;Kanun yararına bozma talebine atfen düzenlenen tebliğnamedeki bozma isteği incelenen dosya kapsamına göre yerinde görüldüğünden, Ankara Batı Adliyesi 1. Sulh Ceza Mahkemesinin 07.08.2015 tarih ve 2015/2338 D.iş sayılı kararının CMK’nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline iadesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.