Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4819 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8709 - Esas Yıl 2015





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatHüküm : 8.983,62 TL maddi ve 8.000 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine. Davacı vekilinin 26.06.2013 tarihli dilekçesi ile müvekkili davacının bir suç soruşturması nedeniyle tutuklu kaldığını, yapılan yargılama sonunda üzerine atılı suçtan beraatine hükmedildiğini belirterek CMK’nın 141. ve devamı maddeleri gereğince maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin açılan davanın kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Tazminat davasının dayanağı olan Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2011/213 Esas - 2012/246 Karar sayılı ceza dava dosyasının incelenmesinde; sanığın (davacının) uyuşturucu veya uyarıcı madde ticareti yapma veya sağlama suçundan tutuklu kaldığı, yapılan yargılama sonunda beraatine hükmedildiği, hükmün temyiz edilmeksizin 11.07.2012 tarihinde kesinleştiği, tazminat davasının 26.06.2013 tarihinde, CMK’nın 142/1. maddesinde öngörülen süre içinde yetkili ve görevli mahkemeye açıldığı, kanunda öngörülen yasal şartların oluştuğu anlaşılmış, 5271 sayılı CMK'nın 142/1. maddesine göre koruma tedbirleri nedeniyle tazminat istemlerinin kararın kesinleştiğinin ilgilisine tebliğinden itibaren üç ay ve her halde kararın kesinleşme tarihini izleyen bir yıl içinde dava konusu edilebileceği, davacının tazminat talebine dayanak teşkil eden Antalya 2. Ağır Ceza Mahkemesinin, 2011/213 Esas - 2012/246 Karar sayılı ceza dava dosyası incelendiğinde; beraat hükmünün 11.07.2012 tarihinde kesinleştiği ve kesinleşme şerhli beraat hükmünün davacıya tebliğ edildiğine ilişkin belgeye dosya içerisinde rastlanılmadığı, davanın ise 26.06.2013 tarihinde, beraat hükmünün kesinleşme tarihini izleyen 1 yıl içinde açıldığının anlaşılması nedeniyle tebliğnamedeki bozma isteyen 1. nolu görüşe, dava dilekçesinin davalıya tebliğinden sonra davalı vekili tarafından davaya cevap verilmesine karşılık yargılama süresi boyunca davalı tarafından davacı tarafından tarafları ve konusu aynı olan bir başka tazminat davasının açıldığı yönünde derdestlik itirazında bulunulmadığının anlaşılması karşısında tebliğnamedeki bozma isteyen 3. nolu görüşe iştirak edilmemiş, nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, hükmedilecek manevi tazminatın davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar davacının faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp, hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olarak tayin ve tespiti gerekirken, davacı lehine belirlenen ölçütlere uymayacak miktarda az manevi tazminata hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır,Yapılan incelemeye, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, mahkemenin kovuşturma sonucunda oluşan inanç ve takdirine, gösterilen gerekçeye ve uygulamaya göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Tutuklanmadan önce işçi olarak çalıştığını iddia eden davacının bu dönem içerisinde maddi zararını vergi kaydı, gelir vergisi beyannamesi gibi itibar edilebilecek bir belgeyle ispatlayamadığı nazara alınıp, davacının vasıfsız bir işçi gibi değerlendirilerek tutuklu kaldığı dönemde 16 yaşından büyükler için geçerli net asgari ücret üzerinden kesinti yapmadan hesaplanacak 7.942,49 TL’nin maddi zarar olarak ödenmesine karar verilmesi gerekirken, hesaplama hatası sonucu maddi tazminatın fazla belirlendiği bilirkişi raporu hükme esas alınarak maddi tazminatın yüksek tayini, Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazı bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün 1-A.bendinde yer alan maddi tazminat miktarının “7.942,49 TL’ye “ indirilmesi ve hükmün 1-B.bendinde yer alan “16.983,62 TL” ibaresinin hükümden çıkartılarak yerine “15.942,49 TL” ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 23.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.