Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4761 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 28123 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Beraat 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:2863 sayılı Kanunun, 11/11/2013 tarih, 28792 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan tespit ve tescil başlıklı 7. maddesinde korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıklarının ve doğal sit alanlarının tespitinin Kültür ve Turizm Bakanlığının koordinatörlüğünde yapılacağı ve bu tespitlerin koruma bölge kurulu kararı ile tescil edileceği, tescil kararlarının ilanı, tebliği ve tapu kütüğüne işlenmesi ile ilgili hususların yönetmelikle düzenleneceğinin öngörüldüğü, bu amaçla çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik ile sit kararlarının ilan şeklinin kaleme alındığı, 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde yapılan değişiklik ile sit alanlarının, tabiat varlıklarının ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazların tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanacağı ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulacağı hükmünün getirildiği, ayrıca anılan Kanunun 3. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde “Tescil edilen sit alanları ve korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının bu kanuna göre tebliğ veya ilan edilmiş olmasına rağmen yıkılmasına, bozulmasına, tahribine, yok olmasına veya her ne suretle olursa olsun zarar görmesine kasten sebebiyet verenler ile koruma bölge kurullarından izin alınmaksızın inşaî ve fiziki müdahale yapanlar veya yaptıranların, iki yıldan beş yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasıyla cezalandırılacağının öngörüldüğü, gerek 2863 sayılı Kanunun 6498 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik öncesi yürürlükte bulunan 7. maddesi ile anılan madde gereğince çıkarılan Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkında Yönetmelik hükümlerinin, gerekse 6498 sayılı Kanunun 1. maddesi ile öngörülen tescil kararlarının, Resmî Gazete’de yayımlanma ve Bakanlığın internet sayfasında bir ay süreyle duyurulma zorunluğunun amacının, ilgili kurul kararlarından muhataplarını haberdar etmek olduğu,Bu açıklamalar ışığında somut olay ele alındığında, İzmir 2 Numaralı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulunun 14/02/1996 gün 5576 sayılı kararı ile 2. derece doğal sit alanı olarak tescil edilen sınırlar dahilinde kalan, mülkiyeti ...Turizm İşletmecilik ve Ticaret AŞ.'ye ait olan ve suç tarihinden 3 yıl kadar evvel sanık ... tarafından restoran olarak işletilmek amacıyla kiralanan Muğla İli, ... İlçesi ... Köyü,...Mevki, 862 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın mevcut WC'lerinin açık olan duvarlarının tuğla ile kapatılıp mutfak haline getirilmesi sebebiyle açılan kamu davası ile ilgili olarak dosya kapsamında mevcut inşaat mühendisi ve fen bilirkişi tarafından düzenlenen 21/02/2007 tarihli raporda, mevcut yapının Wc hacimlerinin açık olan bölümlerini oluşturan kısımlarında duvarlar yükseltilerek kapalı alan haline getirildiği ve mutfak haline dönüştürüldüğü, herhangi bir merciden izin alınmaksızın yapılan yapının, tek katlı olup pencere ve kapılarının takıldığının belirtildiği, sanık ...'in savunmalarında, bahse konu yapının bulunduğu arazinin sit alanı sınırlarında kaldığını bilmediğini beyan ettiği, taşınmazın tapu kaydı incelendiğinde, beyanlar hanesinde 2. derece doğal sit alanında kaldığına ilişkin herhangi bir ibarenin bulunmadığı, Uyap sistemi üzerinden yapılan incelemede, sanık ...'in İstanbul nüfusuna kayıtlı olup burada ikamet ettiği, suça konu taşınmazın bulunduğu yerde yaşamadığı, bu sebeple ilgili Kurul kararından haberi olduğu hususunda dosya kapsamı itibariyle herhangi bir delil bulunmadığı, diğer sanıklar ... ve ... açısından ise suça konu yapının inşasında çalışma yapmaktan ibaret eylemlerinde, çalışma yapılan alanın doğal sit alanı içerisinde kaldığı hususunda bilgi sahibi olduklarına ilişkin herhangi bir delil bulunmadığı, ayrıca koruma altına alınan yerde çalışma yaptırmak için, ilgili koruma kurulundan izin alması gereken kişinin taşınmazın sahibi olduğu, sanıkların taşınmaz üzerinde işçi olarak çalıştığı, adı geçen sanıkların izin almak gibi bir sorumluluğu bulunmadığı gibi, dava konusu yerin niteliğini araştırma yükümlülüğünün de kendilerinden beklenemeyeceği, anlaşılmakla;Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından sanıkların kastlarının bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraata ilişkin hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA, 26/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.