Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4469 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 9042 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Sulh Ceza MahkemesiSuç :Taksirle yaralamaHüküm :BeraatTaksirle yaralama suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre katılanın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 21.08.2010 günü saat 23:00 sıralarında katılanın ... İlçesi...Köyü ...Mahallesinde yürüdüğü sırada girişi otlarla kaplı, içinde su vanası bulunan 160 cm genişliğine, 100 cm derinliğindeki çukura düşmesi sonucu, vücudunda kemik kırığı oluşacak şekilde(bilek) yaralandığı olayda; ne zaman ve kim tarafından açıldığı tam olarak belirlenemeyen çukuru açtığı şüphesi ile hakkında iddianame düzenlenen ve 2006-2009 yılları arasında ...Bölge Şefliğinde çalıştığı, 08.09.2009 tarihinde ... Bölge Şefliğine tayin olduğu bildirilen sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olmaması sebebiyle beraat kararı verilmiş ise de, çukuru açıp kapatmamanın yanı sıra gerekli denetim ve kontroller yapılmayarak açık durumda bırakılmasının da kusur teşkil ettiği gözetilip, söz konusu çukurun bulunduğu bölgeden sorumlu İsu bölge şefliğinin, bu şeflikte 2006 yılından beri çalışmış olan kişilerin tespit edilip, ifadelerinin alınması, çukur içinde bulunduğu bildirilen su vanasının marka ve modelinin tespit ettirilerek, söz konusu vananın hangi kuruluş tarafından kullanıldığının, zimmet kayıtlarında su vanasının ne zaman ve kim tarafından alındığına ve kullanıldığına ilişkin bilgi bulunup bulunmadığının tespit edilmesi sonrası sorumlusu tespit edildiği takdirde hakkında dava açılması sağlanıp açılacak davanın mevcut dava ile birleştirilip sanığın hukuki durumunun tespit ve tayini yerine eksik inceleme sonucu beraat kararı verilmesi,Kanuna aykırı olup, katılanın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince tebliğnamedeki isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 10/03/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.