Tebliğname No : 12 - 2012/292984Mahkemesi : İstanbul Anadolu 25. Sulh Ceza MahkemesiKarar Tarihi : 27/09/2012 Numarası : 2011/766 - 2012/1793 Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılan vekili ve sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin, kusur durumuna ve cezanın ertelenmesi gerektiğine ilişkin tüm; katılan vekilinin kusur durumuna ilişkin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; 1- Hükmün gerekçe bölümünde olayın " sanığın aracı ile seyrine devam ederken önünde yolun sağında yolcu almak için duran aracı sollama yapmadan önce korna ile ikazda bulunarak geri kontrol edip yolun boş olmasına mütakip sol şeride geçerek seyrine devam etmesi gerekirken, ikazda bulunmadan sola geçtiği, yola gereken dikkati vermediği, yayaya rağmen etkili tedbire başvurmadığı olayda tali kusurlu olduğu" şeklinde kabul edilmesi; dosyada keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmayıp doğrudan dosya üzerinden Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinden kusur raporu aldırıldığı halde "mahkemece suç vasfının tayini ve delillerin takdiri amacıyla olay yerinde keşif yapıldığı ve keşif sonucu dosyaya raporunu sunan bilirkişi Esat Kaya 14/10/2011 havale tarihli raporunda sanığın tali derecede müştekinin ise asli derecede kusurlu olduğundan" bahsedilmesi; Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin raporunun tarih ve sayısının yanlış gösterilmesi ve Adli Tıp Kurumu raporunda gerçekte sanık sürücü ile katılan yayanın eşdeğerde kusurlu oldukları belirtildiği halde, raporda sanığın tali kusurlu, müştekinin ise asli derecede kusurlu olduğunun bildirildiğinin belirtilmesi ve gerçekte yapılmayan keşif ve keşif sonucu dosyaya sunulduğu iddia edilen trafik bilirkişisi Esat Kaya ya ait 14/10/2011 tarihli raporun hükme dayanak alındığının belirtilmesi suretiyle hükümde karışıklığa yol açılması;2-14.05.2011 günü gündüz saat 20.15 sıralarında, meskun mahal içi, iki yönlü, zemini asfalt ve kuru, görüşü açık, yaya geçidi levhası ve yolun yüzeyinde de araçların hızlarını düşürmesi için yapılmış olan kasis bulunan yolda, yönetimindeki otomobille seyreden sanığın, olay yeri olan ve hızını azaltmadan girdiği 3 yönlü kontrolsüz T kavşaktan geçerken, kavşak başındaki yaya geçidi yerine yaya geçidinin biraz ilerisinden kavşak başından yolu sağdan sola geçmekte olan katılan yayaya, kavşak içinde aracın sağ ön kısmıyla sağ şeritte çarparak 10 metre ileri fırlatması sonucu katılanın, pnömötoraksa, hemotoraksa, minimal peri kardiyal effüzyona, akciğer kontüzyonuna, dilde kesiye ve bu nedenlerle hayati tehlike geçirmesine ve sol kosta, sol klavikula ve sol mandibulada orta (3.) derece kemik kırıklarına maruz kalacak şekilde yaralanmasına, katılanla eşdeğer derecede kusurlu şekilde neden olduğu anlaşılan sanık sürücü hakkında, iki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt sınırı, sanığın katılanla eşdeğer derecede kusurlu oluşu nazara alınmak suretiyle, adalet, hakkaniyet kurallarına uygun bir cezaya hükmedilerek asgari hadden uzaklaşılması gerektiği gözetilmeden, “ceza tayin edilirken asgari hadden ayrılmayı gerektirir aleyhine bir durum olmadığı" şeklindeki oluş ve dosya içeriğiyle uyumsuz gerekçeyle sanık hakkında alt sınırdan temel ceza tayini,Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenlerle, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15/1/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.