Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 Sayılı Kanuna AykırılıkHüküm : Beraat 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Gerekçeli karar başlığında, katılan Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın yazılmaması, mahallinde tamamlanabilir yazım noksanlığı olarak kabul edilmiştir.Sanık ...'ün beraatine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinde:Sanık tarafından, 1. derece arkeolojik sit alanında kalan taşınmaz üzerine kulübe yapılmak suretiyle fiziki ve inşai müdahalede bulunulduğu iddiasıyla dava açılmış ise de, keşif tarihi itibariyle dava konusu kulübenin kaldırılmış olduğunun tespit edildiği anlaşılmakla,Yapılan yargılama sonunda yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin, eksik inceleme ve değerlendirme ile beraat kararı verildiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,Sanık ...'nın beraatine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince: Sanığın, 1. derece arkeolojik sit alanı ve ..... Koruma Amaçlı ..... İmar Planında “Araştırma ve Çevre Düzenlemesi Yapılacak Alan” içinde kalan 429 ve 460 nolu parsellerde izinsiz inşaat, boya ve tadilat yaparak fiziki müdahalede bulunduğu iddiasıyla dava açıldığı, dosya kapsamında mevcut inşaat bilirkişi raporunda, sanık tarafından 460 nolu parselde bulunan “......” adlı işletmede ahşap bar yapıldığı, boya çalışması yapıldığı, işletmenin giriş kısmına aynaların yerleştirildiği, yapılan çalışmaların inşai nitelikte olmadıklarının belirlendiği, iddianamede yer alan 429 nolu parsele ilişkin ise herhangi bir tespitin yapılmadığı, sanığın savunmasında, ..... isimli iş yerinin işletmeciliğini yaptığını, 2008 yılında iş yerinde yapmış olduğu boya ve tadilat işlerinden dolayı daha önce yargılandığını ve beraat ettiğini beyan ettiği, Uyap ortamında yapılan araştırmada, Yargıtay 12. Ceza Dairesi'nin 01/04/2013 tarihli ilamı ile, “dava konusu taşınmazda yer alan “.....” isimli barda, izinsiz olarak tadilat ve boya yaptırdığının iddia edildiği olayda, adı geçen Kurulun 28/04/2008 ve 12/09/2008 tarihli yazıları içeriğinde belirtilen, Side Müze Müdürlüğü ile Side Belediye Başkanlığı görevlileri tarafından düzenlenen raporlar ve yapılan yazışmalar dosya kapsamına alınarak, sanığın suça konu ruhsatsız yapıda gerçekleştirdiği eylemlerin nelerden ibaret olduğu açıkça tespit edildikten sonra, iddianameye konu edilen “sıva ve boya” imalatları dışında bir uygulama yapıldığının belirlenmesi durumunda, bu hususta ek iddianame tanzimi sağlanarak, gerektiğinde mahallinde yeniden keşif icrasıyla dava konusu taşınmazda gerçekleştirilen uygulamaların her birinin ayrı ayrı nitelikleri ve yapılış tarihleri belirlenerek, sanığın dava konusu yerin sit alanı içerisinde yer aldığını bilmediğine dair savunması karşısında, anılan yerin 1. derece arkeolojik sit alanı olarak tespit ve tesciline ilişkin Kurul kararlarının mahallinde ilan edilip edilmediği, suça konu taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde bu yönde şerh bulunup bulunmadığı, yine kolluk vasıtasıyla sözü edilen yerin sit alanı özelliğinin mahallinde bilinip bilinmediği hususları da tespit edilerek, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiğinin gözetilmemesi” gerekçesiyle bozma kararı verildiği anlaşılmakla, mahkemece, her iki dava dosyası birleştirilerek, anılan dosya karara bağlanmamış ise, delillerin birlikte değerlendirilmesi ve iddianamede yer alan 429 nolu parselde sanık tarafından gerçekleştirilen eylemlere yönelik bilirkişi raporu aldırılarak, söz konusu müdahalelerin hangi tarihte yapıldığının her türlü şüpheden uzak şekilde tespit edilip sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesis edilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 21/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.