Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : 5271 sayılı CMK'nın 223/2-a maddesi uyarınca Beraat2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın beraatine ilişkin hüküm, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Katılan vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;1- 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde 6498 sayılı Kanun ile getirilen değişikliğin amacının, korunması gerekli taşınmaz kültür ve tabiat varlığı ya da sit alanı olarak tescil kararlarının, ilgililerince öğrenilmesini sağlamak olduğu, başka bir deyişle, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları yönünden tebliğ; sit alanları yönünden Resmi Gazete'de yayım ve internet üzerinden duyuru kurallarının, kişilerin, sahip oldukları taşınmazların durumunu bilmelerini ve ona göre hareket etmelerini sağlama amacı taşıdığı, belirtilen kuralların, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde düzenlenen suçun oluşumu için şekil şartı niteliği bulunmayıp, aksi yöndeki kabulün, 6498 sayılı Kanunun amacına da ters düşeceği;Diğer yandan, 6498 sayılı Kanun ile değişik 2863 sayılı Kanunun 7. maddesinde öngörülen “maliklere tebliğ” usulünün, bölge bazındaki tescil işlemlerinde değil, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarının tescili söz konusu olduğunda uygulanacağı, başka bir deyişle, bir bölgenin sit alanı olarak belirlenip tescil edilmesi halinde, o bölgede yaşayan tüm vatandaşlara tebligat yapılmak suretiyle tescil kararının duyurulması şeklinde bir yöntem izlenmeyeceği, karar Resmi Gazete'de yayımlanıp Bakanlığın internet sayfasında bir ay süre ile duyurularak, bölge halkının sit tescilinden haberdar olmasının sağlanacağı; Sözü edilen değişiklik öncesinde yapılan tescil işlemleri bakımından ise, tek yapı ölçeğindeki kültür ve tabiat varlıkları ile korunma alanlarına ilişkin olarak, taşınmaza ait tapu kaydının beyanlar hanesinde tescil şerhi bulunup bulunmadığına; sit alanları, tabiat varlıkları ve tek yapı ölçeğinde tescil edilen taşınmazlar da dâhil olmak üzere malikleri idarece tespit edilemeyen taşınmazlara ilişkin olarak, şerhin varlığına veya tescil kararının mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilip edilmediğine bakılması gerektiği;Bu kapsamda somut olay değerlendirildiğinde; sanığın, ... Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu'nun 12/11/1999 tarih ve 1123 sayılı kararı ile tescilli kentsel sit alanı içerisinde bulunan taşınmazında gerçekleştirmeyi düşündüğü basit onarım için, 27/09/2010 tarihli dilekçe ile ... Belediye Başkanlığı'na müracaat ettiği, adı geçen kurum tarafından gönderilen 01/10/2010 tarihli cevabi yazı ile, ilavede bulunulmaksızın basit onarım yapılmasının uygun olduğunun sanığa bildirildiği, bilahare, ... Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü uzmanlarınca 11/01/2012 tarihinde yapılan kontrollerde, kentsel sit alanı içerisinde kalan taşınmazda basit onarım kapsamını aşan, proje dahilinde yapılabilecek esaslı müdahaleler gerçekleştirildiğinin belirlendiği;Bölge tesciline dair 12/11/1999 tarih ve 1123 sayılı kurul kararının, “...” isimli günlük gazetenin 17/11/2000 tarihli baskısında yayımlandığı ve suça konu taşınmazın bulunduğu ... Köyü'nde muhtarlık tarafından üç gün süre ile ilan edildiği, diğer yandan, sit alanlarında geçerli olan geçici dönem yapılanma koşullarına ilişkin 26/11/1999 tarih ve 1148 sayılı kurul kararının da, ... Belediye Başkanlığınca hoparlörden okunmak ve ilan tutanağı askıya çıkartılmak suretiyle halka duyurulduğu, tescil tarihi itibariyle yürürlükte olan mevzuata göre mahallinde mutat vasıtalarla ilan edilen bahse konu kararlardan, ... Köyü nüfusuna kayıtlı olup, ... ilçesinde ikamet eden sanığın haberdar olduğunu kabulde zorunluluk bulunduğu, kaldı ki, basit onarım izni talebiyle Belediye Başkanlığı'na müracaat edilmesinden de, bölgedeki inşai müdahalelerin izin dahilinde gerçekleştirilebileceğinin sanık tarafından bilindiği sonucuna varılacağı anlaşılmakla;Suça konu taşınmaza ait tapu kaydı getirtilerek, taşınmazın hukuki durumunun belirlenmesi, ... Belediye Başkanlığı ile ... Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu Müdürlüğü'nde mevcut tüm bilgi, belge, fotoğraf ve projeler celp edilip, olay yerinde keşif yapılarak, taşınmazın bizatihi kendisinin korunması gerekli niteliği haiz olup olmadığının, basit onarım izni kapsamını aşan inşai müdahalelerin varlığını sürdürüp sürdürmediğinin, varlığını sürdüren esaslı müdahalelerin projeye bağlanıp bağlanmadığının, projeye bağlanmış olması durumunda, yapının son halinin kurul onaylı projelere uygunluk gösterip göstermediğinin, taşınmazın bizatihi kendisi korunması gerekli niteliği haiz ise, izinsiz ya da varlığı halinde projeye aykırı gerçekleştirilen esaslı müdahaleler nedeniyle taşınmazda zarar oluşup oluşmadığının tereddütsüz şekilde tespit edilmesi, böylece suçun unsurları bütünüyle ortaya konulduktan sonra ulaşılacak kanaate göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeksizin, 08/10/2013 tarihinde yürürlüğe giren 6498 sayılı Kanun ile getirilen tebliğ ve ilana ilişkin düzenlemelerin, 12/11/1999 tarihinde tescil edilen bölge için uygulanmadığı gerekçesine dayanılarak beraate dair hüküm tesisi kanuna aykırı, 2- Gerekçeli karar başlığında suç tarihinin “07/01/2013” şeklinde gösterilmesi, İsabetsiz olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince beraate ilişkin hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 15/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.