Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4298 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 11240 - Esas Yıl 2013
Tebliğname no : 9 - 2011/146580Mahkemesi : Küçükçekmece 3. Asliye Ceza MahkemesiTarihi : 09/11/2010Numarası : 2008/1104 - 2010/912Suç : Taksirle yaralama Taksirle yaralama suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii ve katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Adli Tıp Kurumu Küçükçekmece Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 14.07.2008 tarihli raporda, katılan F.. M..’nin olay nedeniyle L1 vertebra kırığı ve sol femur proksimal diafiz kırığı, multipl kot kırığı, toraks kot fraktürü, L1 burst kırığı ile kısmi travmatik alt taraf felç şeklinde olan yaralanmasının, yaşamını tehlikeye soktuğu, kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarını ağır (6) derecede etkileyecek nitelikte olduğu; katılan vekili tarafından dosyaya sunulan ve Hollanda’da yaşayan katılan hakkında düzenlenen 10.11.2008 tarihli, “hastanın yaşamını elle hareket ettirilen tekerlekli sandalye ile sürdürdüğü, yarım felçlik durumundan kaynaklanan spastik rahatsızlıklarını ve tekerlekli sandalyeye bağımlılığını hayatı boyunca sürdüreceği” şeklinde tercüme edilen tıbbi rapor birlikte değerlendirildiğinde, katılanın kontrole götürülmesinin çok zor olduğunun ifade edilmesi karşısında sanığın eyleminin TCK'nın 89/3-a-b maddesi kapsamında kaldığı dikkate alınarak, tebliğnamede Adli Tıp Kurumundan kesin rapor alınması yönündeki 1 nolu düşünceye; TCK’nın 53/6 maddesinin uygulanıp uygulanmaması mahkemenin takdirinde olup, mahkeme takdirini sanık hakkında TCK 53/6 maddesini uygulamama yönünde kullandığından tebliğnamedeki 2 nolu görüşe iştirak edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanık müdafinin verilen cezanın paraya çevrilmesi gerektiğine, katılan vekilinin bilinçli taksire, ceza miktarına ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;Olay nedeniyle yaralanan Ü.. Ç..’ın sanık hakkında şikayetten vazgeçmesi nedeniyle sanığın katılan F.. M..’yi yaralaması sebebiyle eylemine uyan TCK'nın 89/1. maddesi gereğince cezalandırılması gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek, sanığın TCK'nın 89/4. maddesi gereğince mahkumiyetine karar verilmesi, Kabule göre de;İki sınır arasında temel ceza belirlenirken suçun işleniş biçimi, failin taksire dayalı kusurunun yoğunluğu, meydana gelen zararın ağırlığı, maddede öngörülen cezanın alt sınırı da nazara alınmak suretiyle, uygun bir cezaya hükmedilmesi gerektiği nazara alınmadan, asli kusurlu olarak meydana getirdiği kaza sonucu katılanın hayat fonksiyonlarını 6. derecede etkileyecek şekilde ve iyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa, organlardan birinin işlevinin sürekli zayıflamasına neden olan sanık hakkında, adalet ve hakkaniyet kuralları uyarınca temel cezanın tayininde alt sınırdan daha fazla uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, sanık müdafii ve katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 20.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.