Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4167 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 341 - Esas Yıl 2016





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiKarar Tarihi : 02/07/2015Katılanlar : 1-..., 2-..., 3-...Suç : Taksirle öldürme Hüküm : TCK 85/2, 62, 50/1-a, 52/2-4, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyetTaksirle öldürme suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, katılanlar ... ve ... vekili ile sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:A-) Katılanlar ... ve ... vekilinin, katılan ... adına verdiği temyiz dilekçesinin incelenmesinde;Katılanlar ... ve ... vekilinin, katılan ...'ın da vekili olduğuna dair dosya kapsamında bir vekaletnamenin veya Baro görevlendirme yazısının bulunmadığı, ayrıca; katılanlar ... ve ... vekilinin yüzüne karşı 02.07.2015 tarihinde verilen hükmü, katılan ... yönünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra 20.07.2015 tarihinde temyiz ettiği anlaşılmakla; aynı Kanun'un 317. maddesi gereğince temyiz isteminin REDDİNE,B-) Katılanlar ... ve ... vekili ile sanığın verdiği temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Her ne kadar sanık, talimat mahkemesinde alınan 12.06.2015 tarihli savunmasında, avukatı ile maddi yönden anlaşamadığını, bu nedenle tarafına barodan bir avukat atanmasını talep ettiğini beyan etmiş ise de; CMK'nın 150/1. maddesindeki açık düzenlemede, sanığın müdafii seçebilecek durumda olmadığını beyan etmesi durumunda kendisine müdafii atanacağının belirtildiği, dosya kapsamından memur olduğu anlaşılan sanığın beyanında maddi durumunun kötü olması sebebiyle müdafii talebinde bulunmadığı, önceki avukatı ile maddi yönden anlaşamaması nedeniyle kendisine müdafii atanmasını istediği, bu nedenle sanığın savunma hakkının kısıtlanmasının söz konusu olamayacağı anlaşılmakla, tebliğnamede bu yöndeki bozma öneren düşünceye iştirak edilmemiştir. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılanlar vekilinin, sanık hakkında verilen cezanın yetersiz olduğuna; sanığın ise kusur kabulünün yerinde olmadığına, kararın eksik inceleme ile verildiğine ve hakkında verilen cezanın fazla olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında hükmedilen netice ceza 3 yıl 4 ay hapis olarak belirlenip, beher günü 25 TL'den paraya çevrilirken, hesap hatası sonucu 30375 TL yerine 30750 TL'ye hükmedilmek suretiyle fazla ceza tayini,Kanuna aykırı olup, sanığın ve katılanlar ... ve ... vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususun aynı Kanunun 322. maddesine göre düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hükmün 5. paragrafında yer alan “30.750,00 TL” ibaresinin “30.375,00 TL” olarak düzeltilip, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 16.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.