Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : 466 sayılı Kanuna göre tazminat talebi Hüküm : Davanın reddine Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Tazminat davasının dayanağını oluşturan Van 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 04.09.2008 tarih, 2000/212 esas, 2008/340 karar sayılı dosyasının incelenmesinden, davacının (sanığın) 01.05.2000- 28.11.2002 tarihleri ile 08.02.2006-28.08.2008 tarihleri arasındaki tutuklu kaldığı nedeniyle tazminat talebinde bulunduğu, ancak 01.05.2000-28.11.2002 tarihleri arasındaki tutukluluk süresinin, İstanbul 1 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesinin 13.05.2003 tarih, 1998/84 esas, 2003/119 karar sayılı ilamı ile 765 sayılı TCK'nın 168/2. maddesi gereğince hükmedilen 12 yıl 6 ay ağır hapsin, 5237 sayılı Kanunun yürürlüğe girmesi sonrasında 06.02.2006 tarihli ek karar ile TCK'nın 314/2. maddesi gereğince tayin olunan 6 yıl 3 ay hapis cezasından İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesinin 2008/1001 D.İş sayılı kararı ile mahsup edildiği anlaşılması, 08.02.2006-28.08.2008 tarihleri arasındaki tutukluluk süresi yönünden ise beraat hükmünün 12.09.2008 tarihinde kesinleştiği, tutuklama tarihi itibariyle 5320 sayılı Kanunun 6. maddesi gereğince CMK'nın 141. ve devamı maddelerinin yürürlükte bulunduğu, davanın 18.11.2009 tarihinde ve anılan Kanunun 142/1. maddesi hükmüne göre beraat kararının kesinleşme tarihinden itibaren 1 yıllık süre içinde açılmamış olması nedeniyle davanın reddine karar verilmesinin isabetli olduğu anlaşılmakla, Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davanın CMK'nın 142/1. maddesi gereğince beraat hükmünün kesinleşme tarihini izleyen bir yıllık süre içinde açılmamış olması nedeniyle reddine ilişkin hükme yönelik davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Davanın tamamen reddine karar verilmesi karşısında kendisini vekille temsil ettiren davalı hazine lehine hüküm tarihinde yürürlükte bulunan avukatlık asgari ücret tarifesi gereğince maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden "2400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibaresinin eklenmesi suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 19.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.