Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 4085 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 30366 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : Beraat 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanıkların beraatlerine ilişkin hükümler, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından temyiz edilmekle, Mahalli Cumhuriyet savcılarının Asliye Ceza Mahkemesi kararlarını 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 310/1. maddesi gereğince, 1 hafta içinde temyiz etmeleri mümkün olup, 14/04/2011 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanunun 26/2 maddesinde, bu sürenin dosyanın Cumhuriyet başsavcılığına gönderildiği tarihten itibaren başlayacağı belirtilmiş, incelenen dosyada, mahkeme tarafından 20/10/2011 tarihinde tefhim edilen hükme yönelik 02/11/2011 tarihinde mahalli Cumhuriyet savcısı tarafından dosyanın yasa yolları bürosuna gönderilmesi için mahkemeye müzekkere yazıldığı, 04/11/2011 tarihinde ise mahkeme tarafından Cumhuriyet Başsavcılığı yasa yolları bürosuna dosyanın gönderildiği, bu tarihten itibaren başlayan 1 haftalık sürenin 11/11/2011 tarihinde dolduğu anlaşılmakla, 16/11/2011 tarihinde yapılan temyiz istemi süresinde bulunmadığından, mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz isteminin 1412 sayılı CMUK'un 310 ve 317. maddeleri uyarınca REDDİNE, karar verilerek yapılan temyiz incelemesinde; Suç tarihinde, İstanbul Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi'ne yapılan ihbarda, sanıklar tarafından yurt dışından kaçak yollarla kültür varlıkları getirildiğinin bildirilmesi üzerine, İstanbul 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nin 21/04/2006 gün 2006/659 sayılı değişik iş kararına istinaden, ... İli, .... İlçesinde bulunan otelde sanıkların kalmakta oldukları odada yapılan arama sonucunda bir valizin içerisinde poşetler içine gizlenmiş tarihi eser niteliğine sahip olduğu düşünülen 40 adet objenin bulunduğu, bu objeler üzerinde yapılan inceleme sonucunda tarafsız arkeolog bilirkişisi raporunda, 38 adet objenin 2863 sayılı Kanunun 23/a maddesi kapsamında tasnif ve tescile tabi, müzelik nitelikte olduğunun belirtildiği görülmekle; 1-Sanıklardan....'un beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanıklardan ...'ın savunmalarında, arama sırasında ele geçen eşyaları Türkiye'de satmak amacıyla İran'da pazardan satın aldığını, İstanbul'da... ya da ....'da bulunan tezgahlarda parçaları satmayı düşündüğünü, eserleri alıp satmanın Türkiye'de de suç olduğunu bilmediğini, babası....l'in eşyalarla herhangi bir ilgisinin bulunmadığını, babasının sadece kılık kıyafet almak amacıyla İstanbul'a geldiğini beyan ettiği, sanık .....'un da aynı şekilde, bulunan objelerle kendisinin herhangi bir ilgisinin olmadığını söylediği, dosya kapsamı itibariyle sanıkların beyanlarının aksine, sanık ....'un 2863 sayılı Kanun'un 23/a maddesi kapsamında korunması gerekli taşınır kültür varlıklarını bulundurduğuna ilişkin herhangi bir tespit bulunmaması karşısında, atılı suçtan beraatine karar verilmesinde isabetsizlik görülmemekle, Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmadığı ve kastının bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, mahalli Cumhuriyet savcısı ve katılan vekilinin, sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, beraata ilişkin hükmün isteme aykırı olarak ONANMASINA,2- Sanık ...'un beraatine ilişkin hükmün temyiz incelenmesine gelince, Sanığın dosya kapsamında mevcut savunmalarında, arama sırasında bulunan objeleri bulundurmanın suç olduğunu bilmediğine ilişkin beyanı esas alınarak, atılı suçun kast unsurunun gerçeklemediği kanaatiyle beraat hükmü tesis edilmiş ise de, sanığın 2863 sayılı Kanunun 23/a maddesine göre korunması gerekli taşınır kültür varlıklarını İran'dan alıp, satmak amacıyla Türkiye'ye getirdiği ve yapılan ihbar üzerine kalmakta olduğu otel odasında bu objelerle birlikte satışa arz etmeden yakalandığı olayla ilgili olarak, 5237 sayılı TCK'nın 4. maddesinde belirtilen, ceza kanunları bilmemek mazeret sayılmaz hükmü karşısında, sanığa atılı suçun tüm unsurları ile gerçekleştiği gözetilmeksizin, mahkumiyeti yerine, delillerin takdirinde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulması, Kanuna aykırı olup, katılan vekili ve mahalli Cumhuriyet savcısının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince isteme uygun olarak BOZULMASINA, 19/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.