Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuçlar : Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme, cinsel tacizSuç Tarihleri : 22/02/2013-24/02/2013Hükümler : 1- Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçundan dolayı TCK'nın 136/1, 53/1. maddeleri gereğince iki kez mahkumiyet2- Cinsel taciz suçundan dolayı TCK'nın 105/1, 53/1. maddeleri gereğince üç kez mahkumiyet Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve cinsel taciz suçlarından sanığın mahkumiyetine ilişkin hükümler, sanık ve müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçu ile ilgili olarak suç tarihinden sonra 06.03.2014 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Terörle Mücadele Kanunu ve Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6526 sayılı Kanun'un 4. maddesi, cinsel taciz suçu ile ilgili olarak karar tarihinden sonra 28.06.2014 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Türk Ceza Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair 6545 sayılı Kanun'un 61. maddesi ile yapılan değişikliklerin açıkça sanık aleyhine sonuç doğuracağı belirlenerek yapılan incelemede:Oluşa ve dosya kapsamına göre; sanık Özgür'ün, google arama motorundan araştırarak tespit ettiği farklı illerde öğretmen olarak görev yapan mağdurlar Fatma ve Medine'nin kişisel bilgilerini ve internet sitelerinde mevcut resimlerini kullanıp, iki ayrı sahte facebook hesabı açarak, onların okulunda öğrenim gören kız öğrencileri, sahte facebook hesaplarına arkadaş olarak ekledikten ve Medine adını taşıyan facebook hesabını kullanarak iletişim kurduğu 15 yaşından küçük mağdur öğrenciler Dilara, Merve ve Emine'ye karşı öğretmenleriymiş gibi tavır takınıp, mağdur kız çocuklarının güvenlerini kazandıktan sonra, okula önemli bir kişinin geleceğinden ve o kişi geldiğinde giyilecek eteği belirlemeleri gerektiğinden bahisle mağdur öğrenciler Dilara, Merve ve Emine'den farklı zamanlarda kameralarını açmalarını istediği, 13 yaşındaki mağdur Merve'ye, cinsel içerikli sorular sorduğu, 12 yaşındaki mağdur Emine'ye, ısrarla “Kameranı açar mısın tatlım?” şeklinde cinsel içerikli mesajlar gönderip, onları görüntülü sohbet yapmaya ikna etmeye çalıştığı; ancak, mağdur Merve'nin kamerasının olmaması ve mağdur Emine'nin de kamera açma teklifini kabul etmemesi nedeniyle adı geçen mağdurlarla görüntülü sohbet yapamadığı, 11 yaşındaki mağdur Dilara ile ise “Ne yapıyorsun canım, nasılsın?” şeklindeki sözlerle iletişime geçip, onunla MSN aracılığıyla görüntülü sohbet başlattığı ve bu esnada ondan önce etek giymesini istediği, daha sonra da eteğinin altındaki eşofmanını, külotlu çorabını ve son olarak külodunu çıkarmasını istediği, bu son isteği üzerine mağdur Dilara'nın, yüzünü göremediği şahsın Medine öğretmeni olmadığını anladığı iddia ve kabulüne konu olayda, Sanık Özgür'ün, ilköğretim çağındaki kız öğrenciler ile iletişim kurmada kolaylık sağlaması için, onların öğretmenleri olan mağdurlar Fatma ve Medine'nin adı, soyadı ve resimlerini kullanarak, sahte facebook hesabı açma eylemlerinin verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme suçunu, cinsel arzu ve isteklerini tatmin etmek amacıyla da, 15 yaşından küçük her üç mağdurla cinsel içerikli sohbet yapma ve 11 yaşındaki mağdur Dilara'nın vücut dokunulmazlığını ihlal etmeksizin sanal ortamda soyunmasını sağlayıp, izleme eylemlerinin cinsel taciz suçunu oluşturduğuna, sübut bulan suçlardan dolayı sanık hakkında mağdur sayısınca beş ayrı mahkumiyet hükmü kurulmasına ilişkin yerel mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.Ancak; temel cezalar belirlenirken, TCK'nın 61/1. maddesinde yer alan ölçütler nazara alınarak, dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte ve isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle, aynı Kanun'un 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiillerin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddelerde öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, temel cezaların asgari hadden tayin edilmesi, aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni olarak kabul edilmemiştir.Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanığın ve sanık müdafiinin yüklenen suçların unsurları itibariyle oluşmadığı gözetilmeden usul ve yasaya aykırı olarak mahkumiyet kararı verildiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Sanık hakkında TCK'nın 53. maddesi tatbik edilirken, 3. fıkraya aykırılık oluşturacak şekilde, TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hak ve yetkileri kullanmak yönündeki yoksunluğuna, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından “koşullu salıverilme tarihine kadar”, diğer kişiler yönünden ise, “hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar” karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,Kanuna aykırı olup, sanığın ve müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılama gerektirmeyen bu hususta aynı Kanun'un 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; 1, 2, 3, 4 ve 5 numaralı hükümlerin 53. maddenin uygulanmasına ilişkin 3 ve 4. paragraflarının hüküm fıkrasından çıkarılarak, yerlerine, “Sanığın kasten işlemiş olduğu suçtan dolayı hapis cezasına mahkumiyetin kanuni sonucu olarak TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (a), (d), (e) bentlerindeki hakları kullanmaktan aynı Kanun'un 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar; TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (c) bendindeki hakları kullanmak yönünden ise, kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri açısından aynı Kanun'un 53/3. maddesi gereğince koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişiler bakımından TCK'nın 53/2. maddesi gereğince hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar yoksun bırakılmasına, TCK'nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendindeki hak yoksunlukları açısından ise Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 esas, 2015/85 karar sayılı iptal kararının gözetilmesine,” ibarelerinin eklenmesi suretiyle, eleştirilen husus dışında, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.