Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 4007 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 8806 - Esas Yıl 2015
Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürmeHüküm : 1-Sanık ... hakkında; TCK'nın 85/1, 62/1, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet2-Sanık ... hakkında; CMK'nın 223/2-c maddesi uyarınca beraatTaksirle öldürme suçundan sanık ...'in mahkumiyetine, sanık ...'ün beraatine ilişkin hükümler, katılan vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;1-Sanık ...'ün beraatine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılama sonunda yüklenen suç açısından sanığın taksirinin bulunmadığı gerekçesi gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılan vekilinin kusura, eksik incelemeye, olası kastın koşullarının oluştuğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddi ile beraate ilişkin hükmün isteme uygun olarak ONANMASINA,2-Sanık ...'in mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, katılan vekilinin kusura, olası kastın koşullarının oluştuğuna, eksik incelemeye ilişkin tüm temyiz itirazlarının reddine, ancak;Taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1 ve 22/4. madde ve fıkralarında yer alan ölçütlerden olan failin kusuru, meydana gelen zararın ağırlığı, suçun işleniş biçimi ile suçun işlendiği yer ve zaman nazara alınmak suretiyle TCK'nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde maddede öngörülen alt ve üst sınırlar arasında hakkaniyete uygun bir cezaya hükmolunması gerekirken, sanığın asli kusurlu olarak kazaya sebebiyet verdiği ve bir kişinin öldüğü somut olayda, mahkemece alt sınırdan uzaklaşılması isabetli ise de, meydana gelen zararın ağırlığı ve sanığın kusur derecesi dikkate alınarak alt sınırdan daha fazla uzaklaşılması gerektiğinin gözetilmemesi, Kabule göre de;Hükmün esasını teşkil eden kısa kararda ve gerekçeli kararın hüküm fıkrasında, sanığa hükmedilen hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verilirken, adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının gösterilmemesi suretiyle TCK'nın 52/3. maddesine aykırı hareket edilmesi, Kanuna aykırı olup, katılan vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 14.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.