Mahkemesi :Asliye Ceza MahkemesiTaksirle yaralama suçundan sanık ...'un Türk Ceza Kanununun 125/1, 52/2-4 maddeleri gereğince 1.800 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına dair Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.06.2015 tarihli ve 2014/219 esas, 2015/668 sayılı kararını kapsayan dosya incelendi.Dosya kapsamına göre;1) Anılan kararda taksirle yaralama suçundan hüküm kurulduğu halde hüküm fıkrasında sevk maddesi olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1. maddesinin yazılmasında,2) Hüküm fıkrasında sanığın adının Numan Doğan olarak yanlış yazılmasında,3) Müştekide kemik kırığı meydana geldiği halde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 89/2-b maddesi uyarınca cezada artırım yapılmamasında,4) Gerekçe kısmında teşdiden ceza verildiği yazıldığı halde, hüküm fıkrasında alt sınırdan hüküm kurularak çelişkiye düşülmesinde,İsabet görülmediğinden bahisle Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Adalet Bakanlığının 30.11.2015 gün ve 78641 sayılı kanun yararına bozma talebine atfen, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 22.12.2015 gün ve 2015/402517 sayılı tebliğnamesi ile daireye ihbar ve dava evrakı tevdi kılınmakla;Dosya incelenerek gereği düşünüldü:A-Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.02.2008 gün, 2008/5-19, 2008/31 sayılı kararında vurgulandığı üzere; kanun yararına bozma yöntemi, karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıkların toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesini ve ülke genelinde uygulama birliğine ulaşılmasını sağlama amacını taşıyan olağanüstü bir denetim muhakemesi yolu olup, gerek kesin hükmün otoritesinin korunması zorunluluğu, gerek olağanüstü bir denetim yolu olması nedeniyle dar kapsamlıdır. Kanun yararına bozma yoluna temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir. Nitekim, 14.11.1977 gün, 1977/3-2 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da, hüküm ve kararlardaki her türlü hukuka aykırılığın, kanun yararına bozma konusu yapılamayacağı kabul edilmiştir.Bu nedenlerle; 1) Anılan kararda taksirle yaralama suçundan hüküm kurulduğu halde hüküm fıkrasında sevk maddesi olarak 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 125/1. maddesinin yazılması,2) Hüküm fıkrasında sanığın adının ... olarak yanlış yazılması,3) Gerekçe kısmında teşdiden ceza verildiği yazıldığı halde, hüküm fıkrasında alt sınırdan hüküm kurularak çelişkiye düşülmesi,Şeklindeki hataların mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı olması karşısında bu hususlara ilişkin kanun yararına bozma talebinin CMK'nın 309. maddesi uyarınca REDDİNE,B- Müştekide kemik kırığı meydana geldiği halde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 89/2-b maddesi uyarınca cezada artırım yapılmaması isabetsiz olup, Kanun yararına bozma talebine dayanılarak düzenlenen tebliğnamedeki buna ilişkin bozma isteği incelenen dosya kapsamına nazaran yerinde görüldüğünden, Soma 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 10.06.2015 tarihli ve 2014/219 esas, 2015/668 sayılı kararının, TCK'nın 89/2-b maddesi uyarınca cezanın artırılması gerektiğinin gözetilmemesi yönünden sonuca etkili olmamak üzere, CMK'nın 309. maddesi uyarınca isteme uygun olarak KANUN YARARINA BOZULMASINA, müteakip işlemlerin mahallinde yapılmasına, dosyanın mahalline gönderilmesi için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 09.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.