Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3664 - Karar Yıl 2014 / Esas No : 26952 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna aykırılıkHüküm : 2863 sayılı Kanunun 65/b, 765 sayılı TCK'nın 59/2, 72, 647sayılı Kanunun 4, 6. maddeleri uyarınca mahkumiyet 2863 sayılı Kanuna aykırılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:Sanık müdafii Av. ...'in 15/11/2012 havale tarihli dilekçesinde, 2012/150 Esas sayılı dosyada sanığın müdafii olmadığını, bu ve bundan sonra yapılacak tebligatların asile yapılmasını talep ettiği, usulüne uygun tebliğ edilen davetiyeye rağmen duruşmaya gelmeyen sanığın yokluğunda verilen kararın, 22/11/2012 tarihinde sanığa tebliğ edildiği ancak sanık tarafından yasal süresi içerisinde temyiz dilekçesi sunulmadığı, adı geçen sanık müdafii tarafından 19/11/2012 tarihinde hükmün temyiz edildiği, her ne kadar tebliğnamede, sanık müdafii tarafından sunulan temyiz dilekçesinin hukuki dayanaktan yoksun olduğu, bu nedenle temyiz talebinin reddi ile dosyanın incelenmeksizin iadesi yönünde görüş belirtilmiş ise de, sanık ...'a, müdafinin vekillikten çekildiği ve duruşmaya gelmemesi halinde bu durumun neden olacağı hukuki sonuçların neler olduğuna dair şerhi içeren herhangi bir tebligatın yapılmadığı anlaşılmakla, sanık müdafinin temyiz talebinin kabulüne karar verildiğinden, bu görüşe iştirak edilmemiştir.Sanık hakkında Afyonkarahisar 1. Ağır Ceza Mahkemesinin 12/09/2008 tarihli kararı ile hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verildiği, kararın 22/10/2008 tarihinde kesinleştiği, bu tarih itibariyle zamanaşımı süresinin durduğu, denetim süresi içerisinde alkol veya uyuşturucu maddenin etkisi altındayken araç kullanma suçundan sanık hakkında Balıkesir 3. Sulh Ceza Mahkemesi'nde yapılan yargılama sonunda mahkumiyet kararı verildiği ve suç tarihi olan 25/04/2012 tarihi itibariyle zamanaşımı süresinin işlemeye başladığı anlaşılmakla,Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, 2863 sayılı Kanunun 65. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK’nın 7/2. maddesi yollamasıyla lehe neticeler doğuran (mülga) 765 sayılı TCK'nın 102/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 104/2 maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 19/08/2002 tarihinden itibaren 765 sayılı TCK’nın 102/4. ve 104/2. maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş ve 5271 sayılı CMK'nın 223/9. maddesindeki şartların da oluşmadığı anlaşılmakla, sanık müdafinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince kamu davasının isteme aykırı olarak DÜŞMESİNE, 14/02/2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.