Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiSuç : Taksirle öldürme, Görevi kötüye kullanma, Yalan tanıklıkHüküm : 1) Sanıklar ..., ..., ..., ... ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ..., ... ve ... haklarında beraat,2) Sanıklar ..., ..., ... ve ... haklarında: TCK’nın 85/2, 62, 53/6. maddeleri gereğince mahkumiyet,3) Sanıklar ... ve ... haklarında:a) Taksirle öldürme suçundan beraat,b) TCK’nın 257/1, 62, 53/1-3-5. maddeleri gereğince mahkumiyet,4) Sanıklar ... ve ... haklarında: TCK’nın 272/2-3, 62, 53/1-3. maddeleri gereğince mahkumiyet.Taksirle öldürme suçundan sanıklar ..., ..., ... ve ...'in, görevi kötüye kullanma suçundan sanıklar ... ve ...'nın, yalan tanıklık suçundan sanıklar ... ve ...'ün mahkumiyetlerine, taksirle öldürme suçundan sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'nın beraatlerine ilişkin hükümler sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ... müdafileri, sanık ... ve müdafileri, sanık ... ve müdafi, katılanlar vekilleri, şikayetçi vekili ve mahalli C. savcısı tarafından ve sanıklar ..., ..., ..., ..., ... müdafileri, katılan ... ve arkadaşları, katılan ... ve arkadaşları, katılan ... ve arkadaşları vekilleri tarafından süresinde duruşmalı olarak temyiz edilmekle CMK'nın 299. maddesi gereğince duruşmalı olarak yapılan inceleme sonunda dosya incelenerek gereği düşünüldü:Katılma isteminde bulunmasına rağmen, bu istemi 18.12.2014 tarihli ara kararı ile reddedilen şikayetçi ... Havacılık A.Ş'nin CMK'nın 260. maddesi uyarınca katılma istemi reddedilen sıfatıyla hükmü temyiz hakkının bulunduğu, taksirle öldürme suçundan malen sorumlu sıfatıyla doğrudan zarar gördüğü anlaşılan ve hükmü temyiz etmek suretiyle katılma iradesini ortaya koyan şikayetçinin CMK'nın 237/2. maddesi uyarınca davaya katılmasına karar verilerek yapılan incelemede;Ölenler ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'na ilişkin olarak düzenlenen 30.11.2007 tarihli Ölü Muayene Tutanaklarının her iki sayfasında; ölen ...'ya ilişkin olarak düzenlenen aynı tarihli tutanağın ikinci sayfasında; yine ölen ...'e ilişkin olarak düzenlenen aynı tarihli tutanağın her üç sayfasında Cumhuriyet Savcısı imzasının bulunmaması, tutanakların zabıt katibi ile hazır bulunanların tamamı tarafından imzalanmaları ve ölüm nedenine ilişkin olarak herhangi bir uyuşmazlık bulunmaması karşısında, sonuca etkili görülmediğinden bozma nedeni yapılmamış, Katılanlar ......, ..., ..., ...'nin adlarının gerekçeli karar başlığına yazılmaması ve görevi kötüye kullanma suçuna ilişkin 25.12.2007, yalan tanıklık suçuna ilişkin 22.09.2010, 13.10.2010 olan suç tarihlerinin gerekçeli karar başlığına yazılmaması suretiyle CMK'nın 232/2-b. maddesine aykırı davranılması ise mahallinde gerekçeli karar başlığına ilavesi mümkün eksiklik olarak kabul edilmiştir. 1- Sanıklar ... ve ... müdafi Av. ...'nın yüzüne karşı 06.01.2015 tarihinde verilen hükmü, 07.01.2015 tarihli süre tutum dilekçesinde yalnızca sanık ...'ün adını yazmak, 12.02.2015 tarihli gerekçeli temyiz dilekçesinde ise her iki sanığın adını yazmak suretiyle temyiz etmiş, sanık ... ise 12.02.2015 tarihli dilekçesiyle temyiz isteminde bulunmuşsa da; sanık ... hakkındaki hükmün müdafi ve sanık tarafından CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra temyiz edildiği; Katılanlar ..., ... ve ...'un yüzlerine karşı verilen hüküm, gıyabında karar verilen katılanlar vekilince 17.02.2015 tarihli dilekçeyle temyiz edilmekle CMUK’un 310/1. maddesinde öngörülen yasal bir haftalık süre geçtikten sonra temyiz edildiği; ... Üniversitesi Rektörlüğünün atılı suçlardan doğrudan zarar görmesi söz konusu olmayıp, mahkemece davaya katılmasına ilişkin verilen ara kararın hukuken geçerli olmaması sebebiyle hükmü temyiz hak ve yetkisi vermeyeceğinden; Belirtilen temyiz istemlerinin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince, isteme uygun olarak REDDİNE,2- Bir kısım katılanlar vekili Av. ..., yeğeni olan ölen ... yönünden davaya katılma talebinde bulunmuşsa da, ölenin anne, baba ve kardeşlerinin davaya katılarak ölenin haklarını korumaları karşısında, mahkemece ...'in katılma talebinin reddine ilişkin 28.07.2009 tarihli ara kararında bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından; temyiz isteminin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 317. maddesi gereğince, isteme uygun olarak REDDİNE,3- Sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ve ...'nın taksirle öldürme suçundan beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde: a) Sanık ...'nın aşamalarda değişmeyen savunmaları, bu savunmaları doğrulayan tanıklar...ı,... , ...ı'nın beyanları, dosya içinde yer alan ... A.Ş.'ye ait belgeler, ... Genel Müdürlüğü tarafından çeşitli tarihlerde yapılan denetleme raporları ve tüm dosya kapsamından; sanık ...'nın 01.07.2006 tarihinde adı geçen işletmede pilot olarak göreve başladığı, 26.02.2007 tarihinde kaptan pilot lisansını alarak bu göreve devam ettiği, şirketin genel müdürü olan sanık ... tarafından eğitim müdürü adayı yapıldığı, bunun onaylanması için... Genel Müdürlüğüne yazı yazıldığı, ... Genel Müdürlüğü'nün sanığın Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği'nin (...) 19 ve 20. maddelerinde öngörülen yönetici olabilme niteliklerini taşımaması sebebiyle söz konusu işlemi onaylamadığı, verilen süre içinde eksikliklerin giderilmediği, suça konu kaza tarihinde dahi bu prosedürün yasaya uygun olarak tamamlanmamış olduğu, bunun dışında sanığın şirkette fiilen eğitim müdürlüğü yaptığına ilişkin yeterli delil bulunmadığı, İbraz edilen belgelerden sanığın, zamanının çoğunu şirket merkezi dışında kaptan pilot olarak uçuşlarda geçirdiği, işletmenin eğitim programlamalarına ve kazada uçan pilotların eğitimlerine katılmadığı, eğitim müdürlüğü ile ilgili belgelerde imzasının bulunmadığı, onun yerine yetkili kılınan başka kişiler tarafından vekaleten imzalandığı, sanığın onaylanmış yetkili eğitim müdürü olmaması sebebiyle kimseye, vekalet vermesinin de hukuken söz konusu olamayacağı, dolayısıyla sanığın bilirkişi raporlarında tali kusur olarak gösterilen eğitim faaliyetlerindeki eksikliklerden sorumlu tutulamayacağı, belirtilen nedenlerle sanığın üzerine atılı suçu işlemediğinin sabit olduğuna ilişkin mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmakla, tebliğnamedeki adı geçen sanığın mahkumiyetine karar verilmesi gerektiğine ilişkin görüşe iştirak edilmemiş; b) Sanık ..., her ne kadar şirketin resmi kayıtlarında, ... Havacılık A.Ş. firmasının Yönetim Kurulu Başkanı olarak görülmekte ise de, incelenen belgelerden şirketi fiili olarak ...'nin yönettiğinin, Atlas Jet yöneticileriyle onun muhatap olması, uçuşlarla ilgili hususlarda ve şirketin işleyişiyle ilgili tüm konularda bizzat sanık ...'un insiyatif alarak şirketi idare ettiğinin anlaşılması, c) Sanıklar ..., ..., ..., ..., ... ve ...'ın, ... A.Ş.'nin teknik çalışanları olup, bilirkişi raporlarında da belirtildiği üzere, ''kaptan pilotun tespit ettiği arızayı LOG Book'a yazması, teknisyenin ise arızalı parçayı değiştirme veya arızayı giderme, parça yoksa HOLD'a alma görevinin bulunması, ayrıca teknik başkandan Ground etmek için izin isteme ve teknik başkanın ise tek başına Ground etme yetkisinin bulunması sisteminin'', kaza yapan şirketin statüsü nedeniyle işlememesinden dolayı, olayın meydana gelmesinde herhangi bir kusurlarının bulunmadığının belirlenmesi, d) Sanık ...'un ...Havacılık şirketinin yönetim kurulu başkanı olduğu ve şirketin ticari hava işletmesinin tüm faaliyetlerinden sorumlu genel müdür olarak ...'i ve genel müdür yardımcısı olarak ta ...'i atamış olması ve adı geçen kişilerin, kazanın nedenleri olan ''bakım noksanı'' ve ''arızalı uçağın uçmasına izin verilmesi'' hususları nedeniyle sorumlu olmaları karşısında, anılan sanık yönünden olayda atfı kabil kusurun bulunmadığı, e) ... genel müdürü ... ile genel müdür yardımcısı ...'nın ... Havacılık şirketiyle ilgili yapılan denetimlerde uçuş emniyetini tehlikeye atan şirket aleyhine yapılan tespitler karşısında, şirketin faaliyetini yasaklamak, işletme ruhsatlarını askıya almak ve iptal etmek yetkileri bulunmasına rağmen kullanmamaları eylemleri ile taksirle öldürme suçu arasında illiyet bulunmaması, sebepleriyle, beraatlerine ilişkin verilen hükümlerde herhangi bir isabetsizlik bulunmamıştır. Yapılan yargılama sonunda, yüklenen suç açısından faillerin taksirlerinin bulunmadığı, ... ile ...'nın ölümle illiyet bağı bulunmadığı, diğerlerinin kusurları bulunduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanlar vekillerinin sanıkların taksirle öldürme suçundan mahkumiyetlerine karar verilmesi gerektiğine, mahalli Cumhuriyet savcısının sanıklar ..., ... ve ... haklarında da taksirle öldürme suçundan mahkûmiyet hükmü kurulması gerektiğine ilişkin sair temyiz itirazlarının reddi ile taksirle öldürme suçundan kusurlarının olmaması nedeniyle beraatlerine hükmedilen sanıklar ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ..., ... ile, eylemleri ile taksirle öldürme suçu arasında illiyet bağının bulunmaması nedeniyle beraatlerine hükmedilen sanıklar ... ve ... haklarındaki hükümlerin ONANMASINA,4- Sanık ... hakındaki hükmün temyizen incelenmesinde; sanığın olay tarihinde ... Havalimanında kule görevlisi olarak çalıştığı, ... hava limanında radarla takip sisteminin olmaması karşısında, olayın ve sonucun gerçekleşmesinde taksirli bir davranışının bulunmadığı anlaşılmakla verilen beraat hükmünde isabetsizlik görülmemiş ancak;Kovuşturma aşamasında CMK'nın 234. maddesi gereğince Baro tarafından atanan müdafi aracılığıyla temsil edilen ve beraat eden sanık ... yararına tayin edilen maktu vekalet ücretinin Hazineden alınarak adı geçen sanığa verilmesine hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, Aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 10. bendinden "..." ibaresinin çıkartılıp yerine "Beraat eden sanık ...'in CMK'nın 234. maddesi gereğince barodan atanan müdafi ile temsil edilmesi sebebiyle karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen 3.000 TL maktu vekalet ücretinin mahkum olan sanıklardan alınarak Hazineye verilmesine" ibaresinin yazılmak suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,5- Sanıklar ..., ..., ... ve ...'in taksirle öldürme suçundan mahkumiyetlerine ilişkin hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesinde:Anayasa Mahkemesinin, TCK'nın 53. maddesindeki hak yoksunluklarına ilişkin 24.11.2015 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan 08.10.2015 tarihli, 2014/140 - 2015/85 sayılı iptal kararının sanıklar ... ve ... hakkında infaz aşamasında gözetilebileceği değerlendirilerek yapılan incelemede:a) Sanık ...'nin, ... Havacılık A.Ş. şirketinin genel müdürü sanık ...'la, şirketin maddi sıkıntıları sebebiyle uçamaz halde bulunduğuna yönelik görüşmeleri neticesinde, 13.03.2007 tarihinde şirkete ait hisselerin % 50'sini satın alarak şirkette büyük hisseli ortak durumuna geldiği, uzun yıllardır havacılık işletmeciliği konusundaki deneyimlerine dayanarak şirketin uçaklarına, yaşlarına, halihazırdaki durumlarına, şirketin mali vaziyetine, kadrosuna, genel müdüründen eğitim müdürüne kadar çalışanlarına baktığı, sivil havacılık tarafından yapılan denetlemeler sonucu düzenlenen raporlarını inceleyerek şirkete girmeyi kabul ettiği, akabinde şirketle ilgili özellikle mali ve ticari alanlarda düzenlemelere giriştiği, yatırımcı olarak birtakım görüşmelerde bulunduğu, ... A.Ş. firmasıyla uçak kiralama görüşmeleri yaptığı, diğer sanıkların anılan hususu destekleyen anlatımları, tanık beyanları, ... Genel Müdürlüğü tarafından yapılan denetlemeler sonucu düzenlenen dosya içindeki şirkete ait belgeler ve tüm dosya kapsamından sanığın, şirketin resmi olarak Yönetim Kurulu Başkanı olmamasına rağmen inisiyatif alarak fiilen bu şekilde hareket ettiği, genel müdürün şirketin yönetimiyle ilgili olan tüm hususları sanık ... ile görüştüğü, tüm denetim ve operasyondan kendisinin sorumlu olduğunun anlaşıldığı,Konu ile ilgili mevzuat incelendiğinde, Ticari Hava Taşıma İşletmeleri Yönetmeliği (SHY-6A)'nin 6. maddesinde, koltuk kapasitesi yirmi ve daha fazla olan hava araçları ile ticari faaliyette bulunacak yolcu veya kargo taşımacılığı yapacak işletmelerin Anonim Şirket olarak kurulması ve işletme süresince bunu muhafaza etmesi gerekip, aynı yönetmeliğin 19. maddesine göre işletmecinin ... Genel Müdürlüğünce yeterli görülecek bir organizasyon yapısı ile kalite, kaza önleme ve uçuş emniyet sistemi kurmak ve işletme faaliyetleri süresince aktif olarak muhafaza etmek, işletmecinin, uçuş işletme, yer işletme, bakım, uçuş eğitim, güvenlik konularından sorumlu birer yönetici ile bir sorumlu müdür ve tüm organizasyonun sağlıklı bir yapıda olmasını ve sürekliliğini denetleme görevini üstlenecek kapasitede sorumlu müdüre bağlı kalite ve emniyet sistemi yöneticisi görevlendirmek zorunda olduğu açıkça düzenlenmesine rağmen; Sanığın hisseleri satın alarak işletmeye girdiği dönemde, şirketin halihazırdaki durumu hakkında bilgi sahibi olduğuna dair şüphenin bulunmadığı, zira o tarihe kadar ... Genel Müdürlüğü tarafından yapılan denetleme raporlarında son zamanlarda uçuş işletmede operasyon ve uçuş emniyeti bakımından önemli sorunların yaşandığının, uçuş işletme müdürü, bakım müdürü ve eğitim müdürü gibi zorunlu yöneticilerin niteliklerinin Yönetmeliğin aradığı yeterlikte bulunmamaları sebebiyle ... Genel Müdürlüğü'nce yöneticilik yetkilerinin iptal edildiğinin, işletmede bakım faaliyetlerinin gereği gibi yerine getirilmediğinin, eğitim faaliyetlerine gereken önemin verilmediğinin, teknik kalitenin yetersiz olduğunun, uçuşların emniyet gözardı edilerek sürdürüldüğünün tespiti, sanığın şirkete dahlinden sonra da bu eksikliklerin düzeltilmesi bir yana, yenilerinin eklenerek devam ettiğinin yine denetleme raporlarında vurgulandığının anlaşılması karşısında, 30.11.2007 tarihinde İstanbul-... seferini yapmak üzere havalanan ve... İli ... İlçesi ... köyü yakınlarında Türbetepe mevkiine düşen uçak, TC-AKM tescili ile sanığın fiilen yöneticiliğini yaptığı World ...Taşımacılığı A. Ş. adına kayıtlı olup, alınan teknik bilirkişi raporlarında, uçakta bulunan CVR (Kokpit ses kayıt cihazı), FDR (Teknik veri kayıt cihazı), EGPWS (geliştirilmiş yere yakınlık uyarı) cihazları ile flapların arızalı olduğu, ayrıca FMS yani seyrüsefer kayıt cihazının güncellenmediğinin tespit edildiği, her ne kadar CVR, FDR cihazlarındaki arızalar uçuş emniyetiyle doğrudan ilgili olmasa da, uçağın yerden yüksekliğini ölçen EGPWS cihazının arızalı olup, sesli ikaz sisteminin pilotları ikaz etmemesinin, ışıklı ikaz sisteminin çalışmamasının ve flapların inişte açılmamasının kazanın meydana gelmesinde doğrudan etkili olduğu ve bu cihazların çalışıyor olması halinde kazanın önlenmesi ihtimalinin kuvvetli olduğu, dosya içindeki raporlarda belirtildiği üzere, TC-AKM tescili uçağı uçurmakta olan ölen pilotlar tarafından, ... Havalimanı'na inişleri sırasında 193 derece istikameti yerine 253 derece istikametine dönülmesi sebebiyle ve flapların açılmasında meydana gelen arızanın da etkisiyle uçağın savrulması sonucu, çok geniş bir yay çizerek temas edilen tepeye gereğinden fazla yaklaşıldığının anlaşıldığı, bu durumda EGPWS cihazı, sesli ve ışıklı ikaz sistemiyle pilotları ikaz edebilseydi, zamanında tedbir alınarak bu kazanın meydana gelmeyeceği belirlemesi, dikkate alındığında;Bilirkişi raporunda yapılan bu tespitler karşısında ve mahkemece "Her ne kadar şirketin resmi kayıtlarda yöneticisi ... gözüküyor ise de, fiili olarak şirketi ...'nin yönettiği, ... yöneticileriyle kendisinin muhatap olduğu, diğer sanık ve tanıkların uçuşlarla ilgili hususlarda ve şirketin işleyişiyle ilgili kendisiyle irtibat halinde bulundukları kanaatine varıldığına, ... şirketinin eski yönetim kurulu başkanı ... ile sanık ..., sanık ... ve sanık ...'un işlerinde ... ile görüştüklerine, ...'nin şirketi fiili olarak yönettiğine ilişkin beyanları karşısında, fiili işleten olarak ...'nin sorumluluğuna gidildiğine, sanığın, uçağın sayılan arızalarından haberdar olduğu halde uçağı sub-charter sözleşmesiyle ... firmasına kiralayarak uçağın bu haliyle uçurulmasına iradi olarak izin verdiğine, hatta personel üzerinde baskı oluşturarak diğer personelin de bu tür arızaları gündeme getirmesine engel olduğuna" ilişkin kabulü ile sanığın mahkumiyetine hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki "sanığın görev ve sorumluluğu ile ölüm olayı arasında uygun illiyet bağı bulunmadığı ve kusur izafesinin mümkün olmadığı, dolayısıyla da beraatine hükmedilmesi gerektiğine" ilişkin görüşe iştirak edilmemiş; b) Sanıklardan ...'ın ... Hava Taşımacılığı A. Ş. nin genel müdürü olup aynı zamanda kaptan pilot, ...'in şirketin teknik müdürü, ...'in ise bakım müdürü olduğu, Sanık ...'ın SHGM tarafından tespit edilen tüm arıza ve eksiklikleri bilmesine rağmen gerekli önlemleri almaması nedeniyle, sanık ...'in teknik müdür olarak düşen uçaktaki eksiklik ve arızaları denetleme görevini yerine getirmediğinden, sanık ...'in de uçağın bakım faaliyetleri ile ilgili olarak görevini gereği gibi yerine getirmediğinden kusurlu olduklarına ilişkin tespitlerin yapıldığı dikkate alındığında, mahkemece '' sanık ...'ın arıza ve eksiklikleri bilmesine rağmen gerekli tedbirleri almamasından dolayı cezalandırılması cihetine gidilmiş, olayla fiili arasında illiyet bağı kabul edilmiştir'' , '' sanık ...'in ise uçaktaki eksiklikleri bilmemesi mümkün görülmediğinden, bildiği ve denetim görevini bihakkın yerine getirmeyerek uçaktaki arızaların kayda girilmesi ve gerekli özeni göstermediğine'' ve ''sanık ...'in uçağın bakım faaliyetleriyle ilgili görevini gereği gibi yerine getirmediği, dikkat ve özen yükümlülüğünü ihlal ederek uçaktaki arızaları tespit ederek kayda girmediği, sanığın eylemiyle kaza arasında illiyet bağının bulunduğuna'' ilişkin kabulleri ile sanıkların mahkumiyetlerine hükmedilmesinde herhangi bir isabetsizlik görülmediğinden, Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar ..., ..., ... ve ... müdafilerinin kazanın oluşumu ile sanıkların eylemleri arasında illiyet bağı bulunmadığına, kazanın asıl nedeninin ölen pilotların yanlış rota izlemeleri olup, uçaktaki cihazların arızalı olmadığına, sanık ...'nin şirketin resmi yöneticisi olmayıp, şirket yönetimiyle ilgili bir eyleminin bulunmadığına, katılanlar vekilleri ile mahalli Cumhuriyet savcısının suç vasfına, bilinçli taksirin şartlarının oluştuğuna, sanıklara tayin edilen cezaların az olduğuna ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin isteme kısmen uygun olarak ONANMASINA, 6- Sanıklar ... ve ...'nın görevi kötüye kullanma suçundan mahkumiyetlerine ilişkin hükümlere yönelik temyiz istemlerinin incelenmesine gelince;Sanıklardan ...'nun olay tarihinde ... Genel Müdürü, sanık ...'nın da ... Genel Müdür yardımcısı olduğu, Sanıkların, Ticari Hava İşletmleri Yönetmeliğinin 43/1. fıkrasının (j) bendine göre yetkilerinde bulunan, işletmecinin emniyetli uçuşlar sürdürebileceği konusunda bir şüphe doğması durumunda, işletmeciye herhangi bir bildirimde bulunmaksızın işletmecinin uçuşlarının durdurulması veya ruhsatının askıya alınıp iptal edilmesine karar vermeleri zorunlu iken, bu zorunluluğa uyulmayarak, denetlemeler sonucunda raporlarda uçuş güvenliğini ihlal edecek şekilde bir çok bulgu bulunmasına ve bu eksikliklerin süreklilik arzetmesine rağmen bu yetkiler kullanılmayarak, defalarca işletmeye düzeltme yapılması için süreler verilmekle yetinildiği, böylece ihmali davranışlarının icrai harekete dönüştüğü ve bu suretle görevlerini kötüye kullandıkları iddiasıyla haklarında dava açıldığı, Dosya içinde bulunan 08.06.2011 tarihli Devlet Denetleme Kurulu raporunda da belirtildiği üzere, mevcut düzenlemelere göre Genel Müdürün onayı olmadan teknik denetçiler tarafından hazırlanan raporların sonuç doğurmasının imkânsız olduğu, ayrıca, aynı Yönetmeliğin 12. maddesinde, "Denetim raporunda yazılan eksiklik ve aksaklıklar ile önerilere ait düzeltici işlemler ve alınması gereken tedbirler, verilen süre içerisinde kurum veya kuruluş tarafından gerçekleştirilerek Genel Müdürlüğe bildirilir." hükmüne yer verilerek denetçi personel tarafından tanımlanan eksikliklerin giderilmesi için süre verileceği öngörülmüş olmakla birlikte bu sürenin asgari ve azami sınırlarının mevzuatla belirlenmediği, süre konusunda bir mekanizma ya da sistem oluşturulmadığı ve sonuçta yine Genel Müdüre çok geniş bir takdir alanı bırakıldığı, bunun sonucu olarak davamızda olduğu gibi, bulguların gereği yerine getirilmediği halde denetlenen işletmenin faaliyetine devam edebildiğinin görüldüğü,... Hava Taşımacılığı A.Ş.'de 01-02.11.2007 tarihinde ruhsat yenilemesine esas operasyon denetiminin yapıldığı ve bu denetimde 60 bulgunun tespit edildiği, (21-22 Eylül 2006 tarihinde yapılan operasyon denetlemesinde 35 bulgu tespit edilmiştir.),Tespit edilen bulgular arasında; işletmenin uçuş işletme, yer işletme ve eğitim başkanı ile kaza önleme ve uçuş emniyet müdürü yönetici personel belgesinin SHGM tarafından onaylı olmadığı; işletmenin kalite başkanlığı tarafından yapılan denetimlerde tespit edilen bulguların zamanında kapatılmadığı yada denetim tarihinde süresi geçmesine rağmen giderilmediği; Euocontrol'e 568.000 Euro ve muhtelif hava alanı işletmelerine 600.000 Euro vadesi geçmiş borcunun olduğu (18-19 Aralık 2007 tarihinde işletmenin plansız olarak denetlenmesinde kısa vadeli borçların toplamının 11.339.292 YTL olduğu, bir diğer ifadeyle 01-02 Kasım 2007 denetiminde gerçek borç durumunun tespit edilemediğinin görüldüğü); Kaptan ...'nun uçuş süresini aştığı; işletmenin dispeç ofisinin fiziki imkanlarının operasyon takibi ve uçuş öncesi brifing için uygun olmadığı gibi hususların yer aldığı, 2920 Sayılı Türk ... Kanununun 27. maddesinde; "Türk sivil hava araçları ile faaliyette bulunan tüm kamu kurum ve kuruluşları, gerçek ve özel hukuk tüzelkişileri ... Genel Müdürlüğünün hava seyrüsefer güvenliğini sağlamak amacıyla yapacağı veya yaptıracağı teknik denetime tabidirler. Yapılacak denetimin esasları, denetleme elemanlarının seçimi ile yetki ve sorumlulukları ... Genel Müdürlüğünce hazırlanacak yönetmelikle belirlenir'' şeklinde düzenleme bulunduğu, bu yönetmeliğe göre:Genel Müdürlük tarafından görevlendirilen teknik denetçiler, denetimlerde;a) Hava aracının uçuşa elverişli olmaması,b) Mürettebatın o hava aracı tipi için gerekli nitelikleri taşımaması veya uçuşu yürütecek fiziksel ya da zihinsel kapasiteye sahip olmaması,c) Operasyonun can ve mal emniyeti için tehlike oluşturması,d) Tespit edilen eksiklik veya bulguların can ve mal emniyeti ile uçuş emniyetini doğrudan ilgilendirmesi,Durumlarında işletmecinin ya da yeterlik belgesi gerektiren personelin uçuş operasyonunu ve/veya işletmecinin faaliyetini durdurmaya yetkilidir” hükmünün yer aldığı, 5431 Sayılı ... Genel Müdürlüğü Teşkilat Ve Görevleri Hakkında Kanunun "Görevler ve Yetkiler" başlıklı 4. Maddesinde de aynen; " m) Sivil hava araçlarıyla emniyetli uçuş operasyonları yapmak için gerekli olan önlemleri almak, denetimler yapmak ve belge düzenlemek, onaylamak, yenilemek, iptal etmek ve kayıtları tutmak, n) Sivil havacılık alanında faaliyette bulunan ve kurallara aykırı hareket eden gerçek ve tüzel kişilere uygulanacak idari ve teknik yaptırımlara ilişkin esasları belirlemek ve bunlar hakkında yasal işlem yapmak, o) Uçuş emniyetinin veya uluslararası standartlar ve kuralların ihlal edildiğinin tespit edilmesi halinde, uçuş operasyonlarını ve faaliyetlerini yasaklamak, gerektiğinde işletme ruhsatlarını askıya almak veya iptal etmek ve cezai yaptırım da dahil gereken her türlü önlemi almak'' hükmünün bulunduğu;Ayrıca, Sürekli Uçuşa Elverişlilik Ve Bakım Sorumluluğu Yönetmeliği'nin (SHY-M) "Hava Aracında Tespit Edilen Bulgular" başlıklı 45. Maddesinde aynen; (1) Seviye 1 bulgu, bu Yönetmelik gereklilikleri ile emniyet standardını düşüren ve uçuş emniyetini ciddi şekilde tehlikeye atan her tür önemli uygunsuzluk durumudur,(2) Seviye 2 bulgu, bu Yönetmelik gereklilikleri ile emniyet standardını düşüren ve uçuş emniyetini tehlikeye atması olası olan her tür önemli uygunsuzluk durumudur,(4) Hava aracı denetlemeleri veya diğer uygulamalar sırasında bu Yönetmelik gerekliliği ile uygunsuzluğu gösteren kanıtlar tespit edildiğinde, Genel Müdürlük aşağıdaki işlemleri yapar:a) Seviye 1 bulgular için, başka bir uçuş öncesinde uygun düzeltici faaliyetin gerçekleştirilmesini gerekli görür ve uçuşa elverişlilik gözden geçirme sertifikasının iptali veya askıya alınması için işlemi yapar,b) Seviye 2 bulgular için, Genel Müdürlük tarafından gerekli görülen düzeltici faaliyet söz konusu bulgunun içeriğine uygun olmak zorundadır." hükmü yer almaktadır.... Genel Müdürlüğü Teknik Denetçilerin Görev, Yetki ve Sorumlulukları ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkındaki Yönetmeliğin;5. maddesinde teknik denetçilerin Genel müdürün onayı ile görevlendirilecekleri ve aynı usullerle görevlendirilmelerine son verileceği, 8. maddesinde Teknik Denetçilerin, denetleme sonuçları ile önerilerini en geç 7 iş günü içerisinde yazılı olarak Genel Müdürlüğe rapor halinde vermek zorunda oldukları, ... kurum ve kuruluşlarının; bu Yönetmeliğin 4 üncü maddesinin (1) numaralı fıkrasının (m) bendinde belirtilen her türlü teknik faaliyetlerinde tespit edilen eksiklik veya bulguların can ve mal emniyeti ile uçuş emniyetini doğrudan ilgilendirdiği durumlarda işletmenin ya da yeterlik belgesi gerektiren personelin uçuş operasyonunu ve/veya faaliyetini durdurmaya yetkili oldukları, 11. maddesinde planlı ya da plansız denetleme sonucu hazırlanan raporların heyet başkanı tarafından Genel müdürün onayına sunulacağı, onaydan geçen denetleme raporu, varsa direktifleri de kapsayacak şekilde en geç 10 gün içinde ilgili kurum ve kuruluşlara tebliğ olunacağının düzenlendiği, Diğer yandan ceza düzenlemesine bakıldığında; hüküm tarihinde yürürlükte olup ve sanıklar lehine bulunan 08.12.2010 tarihinde yürürlüğe giren 6086 sayılı Kanunun 1. maddesi ile değişik TCK'nın 257. maddesinin 1. fıkrasında "Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan hâller dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da kişilere haksız bir menfaat sağlayan kamu görevlisinin, altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağı'' açıkça düzenlenmiştir. Kamu görevlisinin görevini kötüye kullanması dolayısıyla işlediği fiiller, niteliklerine göre farklı suçları oluşturabilir. Bu filler Türk Ceza Kanununun çeşitli maddelerinde düzenlenmiştir. Kanun koyucu bütün bu ayrıntılı görev suçlarına karşın, TCK'da düzenlenmemiş olan ve fakat kamu görevlisinin yetkisini kötüye kullanmak suretiyle işlediği başka suçların da olabileceğini ve bunları tek tek düzenlemenin güçlüğünü düşünerek genel bir kötüye kullanma suçuna da yer vermiştir. Görevi kötüye kullanma suçu temelde kamu görevlisinin sahip olduğu yetkinin kötüye kullanılması anlamına gelmektedir. Başka bir anlatımla, failin kullandığı husus "görev" değil, görevi gereği sahip olduğu "yetki" dir. Bu maddede görevin gereğine aykırı davranmak suçun tamamlanması için yeterli görülmemiş, bundan başka fiilin sonucunda, maddede sayılan; "kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olma veya kişilere haksız kazanç sağlama" neticelerinden birinin gerçekleşmesi de aranmıştır. Belirtilen suçun oluşabilmesi için Kanunun aradığı şartlar şu şekilde sıralanabilir:a) Suçun faili kamu görevlisi olmalıdır,b) Kamu görevlisinin görevi kapsamında yapması gereken ve yetkili olduğu bir fiil bulunmalıdır,c) İşlenen fiil icrai bir davranışın yerine getirilmemesinden kaynaklanmalıdır, yani kamu görevlisi belli bir durum karşısında yasal olarak yerine getirmesi gereken davranışın aksine, bilerek ve isteyerek başka bir davranışta bulunmuş olmalıdır,d) Fiil sonucunda kişilerin mağduriyeti veya kamunun zararı meydana gelmeli ya da kişilere haksız bir menfaat sağlanmış olmalıdır.Bu bilgiler ışığında sanıkların hukuki durumları değerlendirildiğinde;Hükme esas alınan bilirkişi heyeti raporunda da vurgulandığı üzere; ... Genel Müdürlüğü (SHGM), uçuş güvenliğini sağlamak amacıyla 2920 Sayılı Türk ... Kanunu ve 5431 Sayılı ... Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun uyarınca "yetkili", "görevli" ve "sorumlu" en üst kurumdur.Ayrıca, bakım yönetim sistemine yönelik olarak yapılan denetimlere bakıldığında; uçuş emniyetini ihlal eden kağıt üzerinde bulgu gidermeleri, 21-22 Eylül 2006 tarihli SHY-M gereklerine uygunluk denetiminde 2'si 1. seviye olmak üzere 12 bulgu, 05.10.2007 tarihinde yapılan SHY-M gereklerine uygunluk denetiminde 17 adet 2. seviye bulgu tespit edildiği,Diğer taraftan, 21-22 Eylül 2006 tarihinde yapılan operasyon denetlemesinde, uçuş harekâtı izleme programı olan FDM sisteminin şirkette kurulması gerektiği belirtilmiş olmasına rağmen 01-02.11.2007 tarihinde ruhsat yenilemesine esas operasyon denetiminde de bu uygulamanın yerleştirilmediği ve herhangi bir prosedürün hazırlanmadığı, personel atama ve eğitim prosedürlerinin uygulanmadığı hususlarına yer verildiği, 01-02 Kasım 2007 tarihlerinde yapılan denetimi müteakip işletmede tespit edilen bulgular nedeniyle herhangi bir cezanın uygulanmadığı ve bulgular tamamen kapatılmadan (18-19 Aralık 2007 tarihinde işletme plansız olarak denetlenmiş ve 01-02 Kasım 2007 tarihlerinde yapılan denetimde tespit edilen ve seviyelerinin ne olduğu raporlara yansımayan 60 bulgunun 18'inin halen kapatılmadığı tespit edilmiş bunun yanında 10 yeni bulgu tespit edilmiştir.) işletmeye ait, 29 Kasım 2007 tarihli "uçak sub-charter kira anlaşması" ile ... Havayolları'na kiralandığı, Mc Donnell Douglas MD-83 tipindeki TC-AKM tescil işaretli uçağın 30.11.2007 tarihinde ...’ya düştüğü ve 57 kişinin hayatını kaybettiği, Dosyada mevcut bulunan çok sayıdaki SHGM denetleme raporlarının tamamında, kaza yapan TC-AKM tescilli uçak ve uçağı kiraya veren ... Hava Taşımacılığı A.Ş. ile ilgili olarak uçuş emniyetini tehlikeye atan bir çok bulgu tespit edilmiş olmasına rağmen, SHGM tarafından, şirket hakkında yasada öngörülen emredici yaptırımların uygulanmadığı, Kısacası, Mahkemece "... genel müdürü sanık ... ile denetleme sonucunda düzenlenen raporlar sonucu yapılması gerekenleri bildiren bir kısım yazılardaki imzaları sebebiyle zaman zaman aynı yetkiyi kullandığı anlaşılan genel müdür yardımcısı sanık ...'nın, yetkilerinde bulunan Ticari Hava İşletmeleri Yönetmeliğinin 43/1. fıkrasının (j) bendine göre işletmecinin emniyetli uçuşlar sürdürebileceği konusunda bir şüphe doğması durumunda, işletmeciye herhangi bir bildirimde bulunmaksızın işletmecinin uçuşlarının durdurulması veya ruhsatının askıya alınıp iptal edilmesine karar vermeleri zorunlu iken, bu zorunluluğa uyulmayarak, denetlemeler sonucunda raporlarda uçuş güvenliğini ihlal edecek şekilde bir çok bulgu bulunmasına ve bu eksikliklerin süreklilik arzetmesine rağmen bu yetkiler kullanılmayarak, defalarca işletmeye düzeltme yapılması için süreler verilmek suretiyle görevlerini kötüye kullandıklarının açık olduğuna dair kabul ve uygulanmasında usul ve yasaya bir aykırılık bulanmadığı anlaşılmakla, tebliğnamede sanıkların beraatlerine karar verilmesi gerektiğine ilişkin görüş ile, Sanıkların kovuşturma boyunca yukarıda detaylı olarak açıklanan görevlerinin gereği olan ve yasal olarak yapmak zorunda oldukları faaliyetlerin görevleri dahilinde olmadığına yönelik ısrarcı tutumları karşısında, suçu işledikten sonra yargılama sürecinde pişman olduklarına dair hallerinin gözlenememesi ve tekrar suç işlemeyecekleri konusunda mahkemede olumlu bir kanaatin oluşmaması sebebiyle sanıklara verilen cezanın ertelenmesine yer olmadığına ilişkin kabulde de isabetsizlik bulunmamakla tebliğnamede, sanıklar hakkında TCK'nın 51. maddesinin uygulanması gerektiği hakkında görüşe iştirak edilmemiştir. Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, sanıklar ... ve ... müdafilerinin, ilgili Kanun ve yönetmelikler uyarınca yapılan denetlemeler sonucunda uçağın faaliyetlerini durdurmaya yetkilerinin bulunmadığına, denetlemelerde tespit edilen hususların uçuş güvenliği ile doğrudan ilgisinin olmadığına ilişkin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Atılı suçlardan doğrudan zarar görmeleri ve bu nedenle katılan sıfatını almaları söz konusu olmayan Boğaziçi ve Doğuş Üniversitesi Rektörlüklerinin katılan kabul edilerek yararlarına vekalet ücretine hükmolunması,Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA; ancak, yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; hükmün 9. bendinde yer alan "Katılan ... Rektörlüğünün" ve "Katılan ... Rektörlüğünün" ibarelerinin hükümden çıkartılması suretiyle, sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 7- Sanıklar ... ile ...'in, taksirle öldürme suçundan beraatlerine ve sanık ...'ün yalan tanıklık suçundan mahkumiyetine ilişkin hükümlere yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre katılanlar vekillerinin sanık ...'ün taksirle öldürme suçundan mahkum edilmesi gerektiğine, sanıkmüdafinin ise sanığın mahkumiyetine yeterli delil bulunmadığına ilişkin temyiz itirazları ile katılan vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;a) Sanık ...'in, suç tarihinde ... şirketinin genel müdürü, sanık ... ise aynı şirketin uçuş işletmeden sorumlu genel müdür yardımcısı olup, ... Kanunu ve ilgili yönetmelikler gereğince her iki sanığın, işletme bünyesindeki uçuşların güvenli olarak yapılmasını sağlamanın asli görevleri olduğu, ... işletmesi ile yaptıkları kiralama sözleşmesi kapsamında, söz konusu uçakla yaklaşık 6 aylık bir süredir, kendi işletmelerine ait logoyla ve firmanın yapılan reklamlarla, toplumda yaratılmış bulunan prestijine dayanarak uçuşlar düzenledikleri, uçağı kiralayan ... A.Ş.'de 2005 yılından suç tarihine kadar geçen zaman içinde ne gibi sıkıntılar yaşandığına, SHGM tarafından yapılan denetlemelerden hangi sonuçların çıktığına ilişkin durumdan, yazılı ve görsel basında ... firmasının uçaklarındaki bakım eksiklikleri ve uçuş güvenliği açısından çok ciddi sorunlar yaşandığına dair çıkan haberlerden bilgilerinin olmamasının mümkün olmadığı, sanık ...'in "sub-charter ile wet-lease'i karıştırmamak lazım, wet-lease çalışması hakikaten bir ön çalışma gerektirir ve kısıtlı dahi olsa bir takım denetlemeleri yapmanız gerekiyor, zaten o zaman benim kalite başkanlığım ... hava yollarına gitmiş sınırlı ölçüde bütün denetlemeleri yapmış, kağıt üzerinde olmak kaydıyla bütün denetlemeleri yapmış" şeklindeki savunmasında da belirttiği üzere, ... A.Ş. de bu şekilde yaptıkları inceleme ile belirtilen sıkıntılardan haberdar olmamalarının da imkansız olduğu,Konu ile ilgili Türk ... mevzuatında, Hava Aracı Kiralama Usul ve Esasları, Mayıs 2002 Tarih ve SUT-120.95 Sayılı ... Genel Müdürlüğü (SHGM) Talimatı ile düzenlendiği, 2920 Sayılı Türk ... Kanunu'nun ilgili hükümleri ile SHGM yönetmelik, talimat ve diğer düzenleyici işlemleri genel olarak Taşıyıcı ve İşleten'in sorumluluklarının belirlenmesinde esas olduğu, TSHK'nın 120. maddesinin "Yolcunun ölümü veya herhangi bir cismani zarara uğraması halinde, bu zarara sebebiyet veren kaza, hava aracında veya iniş veya biniş sırasında meydana geldiği takdirde, taşıyıcı sorumludur. " hükmünü amir olduğu, TSHK'nın 123. maddesine göre ise taşıyıcının, kendisinin ve adamlarının zararı önlemek için gerekli olan bütün tedbirleri aldıklarını veya bu tedbirleri alma olanağı bulunmadığını ispatlaması halinde sorumlu olmayacağı, TSHK'nın 125. maddesinde ise Taşıyıcı'nın sorumluluğunun tamamen veya kısmen kaldırılmasına ilişkin hükümlerin geçersiz olacağının düzenlendiği,... Havacılık A.Ş. (... Airlines) ile ... Hava Taşımacılığı A.Ş. arasında düzenlenen 29.11.2007 tarihli sub-charter kira anlaşması ile birlikte dosya kapsamında TC-AKM tescilli uçak için ... Airlines ile... arasında wet-lease olarak akdedildiği anlaşılan, 25.06.2007-25.11.2007 tarihleri arasında geçerliliği bulunan; ancak kaza tarihinde yürürlükte olmayan Uçak Kira Anlaşmasının bulunduğu, belirtildiği şekilde kazanın olduğu tarihte wet-lease anlaşmasının yürürlüğü sona ermiş ve sözleşme uzatılmamış olup; 29.11.2007 tarihli sub-charter anlaşmasına göre ucuşun sağlandığının anlaşıldığı, söz konusu anlaşmada; sub-charter anlaşmasından farklı olarak; teknik, idari ve operasyonel sorumluluk yine kiraya verende olmak üzere, daha uzun süreli olan wet-lease anlaşmalarında bulunabilecek; kira döneminde kiraya verenin uçağı panelleri açmadan fıziken ve kayıt yönünden inceleyebilmesine ilişkin hükümlerin bulunduğu, bu durumda istisnai uygulama olan sub-charter anlaşmalarından farklı olarak, wet-lease anlaşması dönemi için ... Havayollarının söz konusu uçağı belirli bir seviyede de olsa teknik ve operasyonel olarak gözetim imkanına sahip bulunduğu; dolayısı ile uçak hakkında sub-charter anlaşmasının başlangıcında bir ön bilgi sahibi olabileceğinin görüldüğü, Sub-charter anlaşmalarında, kiraya verenin işletme ruhsatı altında taşıma yapılmakta olup: teknik, idari ve operasyonel sorumluluğun anılan İşleten'de bulunduğu, taşıyıcı olan Kiracı'nın ise ticari sorumluluğu olup, SHGM'nin talimatı gereğince wet-lease ve sub-charter anlaşmalarının ancak bu içerikte düzenlenebildiği, bununla beraber Kiracı'nın ticari sorumluluğunun değerlendirilmesinde TSHK'da yeralan haksız fiil sorumluluğu ve aynı zamanda tacir olan Tasıyıcı'nın basiretli bir tacir gibi davranma hususundaki yükümlülüğünün de dikkate alınmasının gerektiği,Endüstri standardı olarak (asgari ölçekte) kiracı tarafından belge bazında İşletme Ruhsatı, Uçuşa elverişlilik belgesi, Gürültü sertifikası, tescil sertifikası: Kiralayan'ın üçüncü şahıs mali mesuliyet ve uçak gövde sigorta sertifikalarının istendiği, SHGM kaynaklı olanların onaylı bulunması ve sigorta sertifikalarının muteberliği halinde kiraya veren ile bu belgelere duyulan güven neticesinde, sub-charter anlaşmaları imzalandığı, bununla birlikte, cezai sorumluluk bakımından hem uçağı kiralayan hem de kirava verenin uçağın emniyetli oluşunu sağlamak bakımından yükümlülüğünün bulunduğu, nitekim TSHK'nın 120. maddesinde "Yolcunun ölümü veya herhangi bir cismani zarara uğraması halinde, bu zarara sebebiyet veren kaza hava aracında veya iniş veya biniş sırasında meydana geldiği takdirde taşıyıcı sorumludur." denildiği, aynı kanunun 125. maddesinin ise açıkça sözleşme vb. gibi uygulamalarla taşıyanın bu sorumluluktan kurtulamayacağının düzenlendiği, her ne kadar uygulamada sub-charter anlaşmalarında sadece kiraya verenin cezai sorumluluğu olduğu yönünde bir algı olsa da, açık kanuni düzenlemelerin böylesine hayati bir faaliyet sırasında, taşıyanın, güvenliğini denetlemediği ve emin olmadığı uçaklarla, taşıma yapmasını yasakladığı,Tüm bu açıklamalar altında, uçağı kiralayarak söz konusu uçuş seferini düzenleyen ... A.Ş'nin Genel Müdürü olan sanık ... ve Genel Müdür Yardımcısı sanık ...'in, kiraladıkları uçağın teknik durumunu kontrol edip, mevcut eksiklikleri tespit ettiklerinde sözleşme gereğince bu eksiklikleri gidermekle yükümlü ... şirketinin gerekli önlemleri almasını ve noksanlıkları gidermesini sağlamadan, mevcut haliyle uçağı kiralayarak seferler düzenlemek suretiyle söz konusu kazanın meydana gelmesinde tali kusurlu oldukları kabul edilerek, hukuki durumlarının buna göre takdir ve tayini ile mahkumiyetlerine karar verilmesi gerekirken "...Havayolları 29 Kasım 2007 tarihinde, yani kazadan bir gün önce ... AŞ ile kira sözleşmesiyle düşen uçağı kiralamış, sözleşme ... Genel Müdürlüğü hava aracı kiralama usul ve esasları talimatına göre yapılmış olup, Sub Charter sözleşmesine göre kiracı şirketin logosuyla, kiraya veren şirketin kendi mürettebatı, kendi bakım elamanları, kendi sigortası ve kendi tesciliyle sefer yapılacağı hususlarında taraflar sözleşme imzalamışlardır. Sub Charter sözleşmelerine göre operasyonunun sorumluluğu, kontrolü, güvenliği, kiraya verendedir. Bu durumda Atlas Jet yöneticileri olan sanıkların, bir gün önce kiraladıkları uçakta mevcut olan eksiklikleri bilmesi mümkün gözükmemektedir. Bu haliyle meydana gelen kaza ile sanıkların eylemleri arasında herhangi bir illiyet bağı olmadığı, sorumluluklarının bulunmadığı kanaatine varılmıştır" şeklinde, dosya kapsamına uymayan gerekçeyle beraatlerine hükmedilmesi,b) Sanık ...'ün, suç tarihinde ... A. Ş.'de kaptan pilot olarak görev yaptığı, 29.11.2007 tarihinde Mc Donnell Douglas MD-83 tipindeki TC-AKM tescil işaretli uçakla aynı gün, kazadan önceki İstanbul-Ankara, Ankara-..., ...-... ve ...-... seferlerini yaptığı, olayın aydınlatılması amacıyla 22.09.2010 tarihinde...12. Ağır Ceza Mahkemesinde yapılan duruşmadaki yeminli tanıklık beyanında, uçuşlardan önce yapılan zorunlu kontrollerde herhangi bir arıza tespit etmediğini, EGPWS cihazında sorun olmadığını, cihazın çalışmakta olduğunu söylediği, ancak dosya kapsamındaki 25.11.2008 tarihli Hava Aracı Nihai Kaza Raporu ve bu rapor ekinde bulunan ilgili firmalar tarafından yapılan teknik inceleme sonuçlarını içeren belgelerden, uçaktaki CVR (kokpit ses kayıt cihazı), FDR (uçuş bilgi kayıt cihazı) ve EGPWS (geliştirilmiş yere yakınlık alarm sistemi) cihazlarının seferler öncesinde ve kazaya konu sefer sırasında arızalı olduğu, özellikle EGPWS cihazı yönünden "Yapılan son "self test" kaza uçuşundan 15 uçuş bacağı öncesinde ground/yerde yapıldığı, bu "self testlerin" birçoğunda self testin başarıyla geçilmesine engel olacak EGPWS arızası vardır. ... Kaza Soruşturma Kurulu yapmış olduğu incelemelerde 24.07.2007 ve 10.09.2007 tarihleri arasında TC-AKL tescil işaretli hava aracının "C bakımında" olduğunu, söz konusu cihazın bakımda olan bu TC-AKL tescil işaretli hava aracından alınarak TC-AKN tescil işaretli hava aracına takıldığı,TC-AKN tescil işaretli hava aracının 19.11.2007 tarihinde "Service Check" için bakıma girdiğinde S/N 3899 olan EGPWS cihazının gayrı faal olduğundan dolayı 20.1l.2007 tarihinde S/N 3889 olan başka bir cihazın hava aracına konulduğunu ve müteakiben gayri faal olan bu cihazın da TC-AKM tescil işaretli havaaracına konulduğunu tespit ettikleri, Kaza Soruşturma Kurulu bu konuda yapmış olduğu incelemelerde P/N965-I076-00-1-216 (Mod3)-216 (mod3), S/N 3899, Coğrafi Veri Tabanı Versiyon 442 olan EGPWS cihazının arıza durumunun giderildiğine dair 20.11.2007 tarihinden kaza tarihine kadar "Hava aracıaracı Uçuş ve Bakım Log" üzerinde yaptığı incelemelerde herhangi bir arıza kaydının olmadığını tespit etmiştir. Ancak yapılan en son "self test'in" kaza uçuşundan 15 uçuş bacağı öncesinde ground/yerde yapılmış olması ve EGPWS'in bu testte INOP (arıza) olması, söz konusu cihazın TC-AKM tescil işaretli ... tipindeki havaaracına swap'lama işlemi yapıldığında da arızalı olduğunu göstermektedir... Ses üretim devresinin arızalanması başarılı bir EGPWS self testinin tamamlanmasını engeller." denilmek suretiyle belirtilen cihazın arızalı olduğu ve bu arızalı halde self test yapılmasının dahi olanaksız bulunduğu teknik olarak kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya konulduğu, Bu bilgiler ışığında sanığın yeminli tanıklık anlatımında, uçakta teknik aksaklık bulunmadığına, sözü geçen cihazların arızalı olmadığına yönelik beyanlarının, gerçeğe aykırı olduğu ve atılı yalan tanıklık suçunun sübut bulduğu anlaşılmakla, tebliğnamedeki bu hususa ilişkin bozma düşüncesine iştirak edilmemiş, ancak;Dosya içindeki diğer teknik bilgi ve bulgulara dayalı delillerle tanığın tanıklığına ilişkin beyanlarının yargılama konusu suçun sübut ve nitelendirilmesine doğrudan etkisinin bulunmadığı da gözetilip, suçun işleniş biçimi, kusurunun niteliğine göre, temel ceza belirlenirken TCK'nın 22/4 ve 61. maddelerindeki ölçütler de dikkate alınıp, hakkaniyet ve nasafet kurallarına uygun olarak asgari hadden ceza tayini yerine teşdit uygulanmak suretiyle fazla cezaya hükmedilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık ... müdafii ile katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden hükümlerin 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 07.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.