Kanun Detayı

Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3380 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 18854 - Esas Yıl 2014





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiSuç : 2863 sayılı Kanuna muhalefet Hüküm : 2863 sayılı Kanunun 27. maddesi delaletiyle aynı Kanunun 67/1, 765 sayılı TCK’nın 59, 72, 647 sayılı Kanunun 4. maddeleri gereğince mahkumiyet 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm sanık müdafi tarafından temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü: Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre sanık müdafinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Sanık hakkında 2863 sayılı Kanunun 67/1. maddesinden açılan dava sonunda, 10.04.2009 tarihinde CMK'nın 231. maddesi gereğince hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiği, merciine yapılan itirazın 24.06.2009 tarihinde reddiyle kararın kesinleştiği, sanığın deneme süresi içinde 19.05.2010 tarihinde işlediği 2863 sayılı Kanuna muhalefet suçu sebebiyle ... 3. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.11.2010 tarih ve 2010/321-2010/969 EK sayılı ilamıyla mahkum olması üzerine mahkeme tarafından yapılan ihbar üzerine daha önce ertelenen hükmün açıklanmasına karar verilmişse de, suç tarihi ile inceleme tarihi arasında, lehe olan 765 sayılı TCK'nın 102/4, 104/2 maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık olağanüstü zamanaşımı süresinin dolduğu anlaşılmakla; Sanığa isnat edilen ve daha ağır bir suçu oluşturma ihtimali bulunmayan eylem, 2863 sayılı Kanun'un 67/.1 maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suç 5237 sayılı TCK’nın 7/2 maddesi yollamasıyla lehe neticeler doğuran (mülga) 765 sayılı TCK'nın 102/4. maddesi uyarınca 5 yıllık zamanaşımına tabidir. Dava zamanaşımını kesen nedenlerin varlığı halinde süre yeniden işlemekte ise de, bu süre 104/2. maddesi uyarınca en fazla yarı oranında uzayacağından, suç tarihi olan 17/10/2004 tarihinden itibaren 765 sayılı TCK’nın 102/4 ve 104/2 maddelerinde öngörülen 7 yıl 6 aylık zamanaşımı inceleme tarihinden önce gerçekleşmiş olmakla, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olup, hükmün gerçekleşen zamanaşımı nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, aynı Kanunun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, 765 sayılı TCK’nın 102/4, 104/2 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince kamu davasının isteme aykırı olarak DÜŞMESİNE, 24.02.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.