Anasayfa / İçtihat / Yargıtay Karar No : 3255 - Karar Yıl 2015 / Esas No : 26388 - Esas Yıl 2013





Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiSuçlar : Taksirle öldürme, Görevi kötüye kullanma Hüküm : 1.Görevi kötüye kullanma suçundan: sanıklar ... ve ... hakkında; Beraat 2.Taksirle öldürme suçundan; sanıklar ..... ve ... hakkında; Beraat 3. Taksirle öldürme suçundan; sanıklar ... ve ... hakkında; TCK'nın 85/2, 50/1-a,4, 52/4, 53/6, 50/6. maddeleri gereğince mahkumiyet Görevi kötüye kullanma suçundan sanıklar ..... ve ...'ün beraatlerine, taksirle öldürme suçundan sanıklar ... ve ...'nin beraatlerine, sanıklar ... ve ...'un mahkumiyetlerine ilişkin hükümler, Sanık ... müdafii, sanık ... müdafii ve katılan tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:A) Görevi kötüye kullanma suçundan sanıklar ...... ve ...'ün beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik katılanın temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılama sonunda, sanıklara yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olduğu gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınmış olduğundan, katılanın sübuta ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, beraate ilişkin hükümlerin isteme uygun olarak ONANMASINA,B) Taksirle öldürme suçundan sanıklar .... ve ...'nin beraatlerine ilişkin hükümlere yönelik katılanın temyiz itirazlarının incelenmesinde;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; katılanın sübuta ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;19.10.2009 tarihinde ... ili ... Beldesi'nde ikamet eden 7 yaşındaki ... ve 8 yaşındaki ...'nın ... deresinin ....l mevkiinde oynadıkları sırada boğularak ölümleriyle sonuçlanan olayda, İl Encümeni Başkanı ve İl Özel İdaresi Genel Sekreteri olan sanık ..., İmar ve Kentsel İyileştirme Müdür vekili olan sanık ... ve .... Belediyesi Hesap İşleri Müdürü olan sanık ...'nin kusurlarının bulunmadığı anlaşılmakla, katılanın sair temyiz itirazlarının reddine ancak;Hükmün gerekçe kısmında, sanıkların kusurlarının bulunmadığı kabul edilmesine rağmen, hüküm fıkrasında sanıklara yüklenen fiilin kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle, CMK'nın 223/2-a maddesine dayanılması suretiyle aynı Kanunun 232/6. maddesine aykırı davranılması,Kanuna aykırı olup, hükümlerin bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususta aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden, hükmün 2. bendindeki “ yüklenen eylemelerin suçların kanunda suç olarak tanımlanmamış olması nedeniyle 5271 sayılı CMK.’nun 223/2-a. maddesi gereğince sanıkların AYRI AYRI BERAATLARINA,” ibaresi çıkartılarak, yerine “ sanıkların kusurlarının bulunmaması nedeni ile CMK'nın 223/2-c maddesi gereğince AYRI AYRI BERAATLERİNE” ibaresinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin DÜZELTİLEREK ONANMASINA,C) Taksirle öldürme suçundan sanık ...'un mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Sanık ... müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin, hükmedilen cezanın on yıl hapis cezasından aşağı olması nedeniyle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 318 ve 5271 sayılı CMK'nın 299. maddeleri gereğince reddine karar verilerek yapılan incelemede;Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafinin kusura ve eksik incelemeye ilişkin temyiz itirazlarının reddine, ancak;1. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saiki” gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi, 2. Sanıklar hakkında hükmolunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının belirtilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. ve TCK'nın 52/3. maddelerine aykırı davranılması,3. 5237 sayılı TCK'nın 53/6. maddesinde “belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına” karar verilebileceğinin belirtilmesine karşın maden mühendisi ve teknik nezaretçi olan sanık hakkında 5237 sayılı TCK'nın 53/6. maddesi uyarınca sanığın çalışma özgürlüğünü kaldıracak şekilde hangi meslek ve sanat olduğu da belirtilmeden soyut ifadelerle "3 ay süreyle mesleğinin icrasından yasaklanmasına" şeklinde güvenlik tedbirine hükmedilmesi ,4. TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırım” ibaresinin 01.03.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 26.02.2008 tarih 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım ,diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu,TCK nın 50/6. maddesinde hükmün kesinleştikten sonra Cumhuriyet Savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi,Kanuna aykırı olup, hükmün bu nedenlerle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu hususlarda aynı Kanunun 322. maddesi uyarınca karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden; sanık hakkındaki hükmün 1. paragrafında “faillerin güttüğü amaç ve saike” ibaresinin çıkartılması, 5. paragraftaki “ maddesi uyarınca” ibaresi çıkatılarak yerine “ ve TCK'nın 52/3. maddeleri gereğince 1460 gün karşılığı adli para cezasına çevrilmesine” ibaresinin eklenmesi, 7. paragraftaki “50/6” ibaresinin çıkartılması ve 8. paragrafın çıkartılması suretiyle, sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,D) Taksirle öldürme suçundan ...'ın mahkumiyetine ilişkin hükme yönelik sanık müdafiinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;04.06.2009 tarihli İl Özel İdaresi encümeni kararı ile suça konu olayın meydana geldiği .... ırmağının 8.74 hektarlık kısmındaki kum çakıl bulunan sahanın ruhsatının ..... Belediye Başkanlığına verildiği, .... Belediye başkanı olarak görev yapan sanığın ise sahada, 1(a) grubu maden ruhsatı alma hakkı bulunmayan .... İnşaat Limited Şirketine çalışma izni verdiği ve yapılan sözleşme ile maden mühendisi olan diğer sanık ...'u teknik nezaretçi olarak görevlendirdiği anlaşılmakla, teknik nezaretçinin olay tarihini de kapsayacak şekilde 03/04/2009 ve 24/11/2009 tarihleri arasında denetim yapmadığının tespit edilmiş olması karşısında, teknik nezaretçi üzerindeki denetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen sanığın eyleminin TCK'nın 257/2. maddesinde düzenlenen görevi ihmal suçunu oluşturduğu gözetilmeksizin yazılı şekilde sanığın taksirle öldürme suçundan mahkumiyetine hükmolunması ,Kabule göre de;1. Yargıtay Ceza Genel Kurulu'nun 07/07/2009 tarih 2009/9-62-191 sayılı kararında da vurgulandığı üzere, taksirli suçlar açısından temel cezanın belirlenmesinde TCK'nın 61/1. maddesinin (g) bendinde yer alan "failin güttüğü amaç ve saiki” gerekçesine dayanılamayacağının gözetilmemesi, 2. Sanık hakkında hükmolunan hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi sırasında adli para cezasının belirlenmesine esas tam gün sayısının belirtilmemesi suretiyle CMK'nın 232/6. ve TCK'nın 52/3. maddelerine aykırı davranılması,4. TCK'nın 53/6. maddesinde “belirli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkumiyet halinde 3 aydan 3 yıla kadar bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınabileceğine karar verilebileceğinin düzenlendiği, bir mesleğin icrasının yasaklanabilmesi için ruhsatnameye bağlı olarak yürütülmesi gerekmekte olup, belediye başkanlığının ruhsatnameye bağlı olarak yürütülen bir meslek olmadığı gözetilmeden sanığın 3 ay süre ile mesleğinin icrasından yasaklanmasına karar verilmesi,5. TCK'nın 50/6. maddesinde bulunan “yaptırım” ibaresinin 01.03.2008 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan 26.02.2008 tarih 5739 sayılı Kanunun 4. maddesi ile “tedbirin” olarak değiştirilmesi ile sözü edilen maddenin birinci fıkrasının “a” bendi uyarınca hapis cezasının paraya çevrilmesi seçenek yaptırım ,diğer bentlerde düzenlenen hususların ise seçenek tedbir niteliğinde olduğu,TCK nın 50/6. maddesinde hükmün kesinleştikten sonra Cumhuriyet Savcılığınca yapılan tebligata rağmen otuz gün içinde seçenek tedbirin gereklerinin yerine getirilmesine başlanmaması veya başlanıp da devam edilmemesinin sonuçlarının düzenlendiği, somut durumda ise sanık hakkında bir tedbir niteliğini haiz olmayan, kısa süreli hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesine karar verildiği, kaldı ki bu durumun hükmün tesisi aşamasında değil, hükmün kesinleşmesinden sonra infaz aşamasında nazara alınacağı hususu gözetilmeksizin infazı kısıtlar biçimde karar tesis edilmesi, Kanuna aykırı olup, sanık müdafinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca, hükmün isteme aykırı olarak BOZULMASINA, 23/02/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.