Anasayfa /
İçtihat /
Yargıtay Karar No : 3137 - Karar Yıl 2016 / Esas No : 3904 - Esas Yıl 2015
İNCELENEN KARARIN;Mahkemesi :Ağır Ceza MahkemesiDava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminatHüküm : 2.483,32 TL maddi ve 7.500 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;Nesnel bir ölçüt olmamakla birlikte, davacının sosyal ve ekonomik durumu, üzerine atılı suçun niteliği, tutuklanmasına neden olan olayın cereyan tarzı, tutuklu kaldığı süre ve benzeri hususlar ile tazminat davasının kesinleşeceği tarihe kadar faizi ile birlikte elde edeceği parasal değer dikkate alınıp değerlendirildiğinde, hükmedilen manevi tazminatın hak ve nasafet ilkelerine uygun makul bir miktar olduğunun anlaşılması nedeniyle tebliğnamedeki düşünceye iştirak edilmemiş, tazminat talebinin dayanağı olan ceza dava dosyası içeriğine göre, davacının mahkum olduğu hapis cezasının 5275 sayılı CGTİHK’na göre belirlenecek şartla tahliye tarihinden itibaren tazminata hak kazanacağı gözetilmeden, yazılı şekilde tutukluluk süresinden mahkum olunan cezanın tamamının düşülmesi suretiyle belirlenen süre için tazminata hükmolunması, temyiz edenin sıfatına göre bozma nedeni yapılmamıştır. Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;Mahkemenin kabulüne göre, hükmolunan maddi ve tazminat miktarlarına 15.10.2008 tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi gerekirken, hükmün gerekçe kısmında ''31.03.1988'', hüküm fıkrasında ise gözaltı tarihi olan ''01.05.2007'' tarihinden itibaren faize hükmolunduğunun belirtilmesi,Kanuna aykırı olup, davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün bu nedenle 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi gereğince halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK'un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ancak yeniden yargılamayı gerektirmeyen bu konuda, aynı Kanunun 322. maddesi gereğince karar verilmesi mümkün bulunduğundan, aynı maddenin verdiği yetkiye istinaden hükmün gerekçesindeki ''tarihi olan 31.03.1988'' ibarelerinin çıkarılması, hüküm fıkrasının 1. ve 2. fıkralarındaki ''01.05.2007'' ibarelerinin çıkarılarak yerlerine ''15.10.2008'' ibaresinin yazılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 29.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.